Değerli okurlarım, hatırlayacağınız gibi, Kasımpaşalı bir delikanlı ne demişti? ‘Ben bir gecede değiştim!’ Bu iddianın herkesin belleğinde olduğunu biliyorum, bundan da eminim. Bu iddiaya inanmanın mümkün olmayacağını kesin olarak söylemeliyim ki bu saçmalığa kargalar bile güler.
Şimdi sizleri 30-40 yıl gerilere götürmek istiyorum. Bu söyleyeceklerimi yeni kuşak zaten bilmez de bir önceki kuşak da şöyle-böyle, yani ucundan kıyısından, kulaktan dolma sözlerle anımsayabilir. Efendim, Futbol Milli Takımımız da bu sözlere dâhil. Maalesef o dönemle de, adımız “Averaj Takımı”na çıkmıştı. 7-8 gol yemezsek rahatımız kaçardı. Daha sonra da eksikliklerimizi gördük, onların üstünde duracağız. Falan filan…
Şampiyonlar ve Kupa galipleri turnuvalarında takımlarımızın yüreği 3,5 atardı. Bırakın tur atlamayı da “Ne kadar az yersek, o kadar iyidir” düşünesi hâkimdi. Bir müsabakadan önce, kuradan çıkan rakibimizin yedi sülalesi incelenir, rakibin nerede ve nasıl durdurulacağı konuşulurdu.
Bildiğiniz gibi, o zamanlarda bile, yüksek tirajlı gazetelerin spor yazarları her şeyi herkesten iyi bildiklerinden (!) sistem üstüne sistem üretirlerdi. Ortaya atılan tüm sistemlerde, rakip oyuncuları nasıl durdururuz vardı. Takımlarımızın gol atabilmeleri gündem oluşturmazdı nedense. Asıl amaç, az gol yiyelim de, rezil olmayalım. Taraftarlar, sporseverler üzülmesinler, futbolcular fırçalanmasın, Teknik Direktörler yerlerinden oynamasın, böylece yolumuza devam edelim.
Efendim, 1955 yılında oynanan TÜRKİYE-MACARİSTAN müsabakasından 3-1 galip ayrılmıştık. Her yıl bu galibiyet yâd edilir, o zamanın futbolcuları göklere çıkarılırdı. Kaldı ki, 1955’teki Macar galibiyetinin hiçbir önemi de yoktu, tamamıyla özel bir karşılaşmaydı. Yine de o maçla gururlandık ve her yıl doğum günü gibi alladık pulladık, kutladık durdur.
Son iki kuşağın, bizlere göre çok şanslı olduklarını söylemeliyim, onlar hezimetleri arşivlerde görebiliyorlar. Bizler ise, bizzat yaşadık ve gördük. Hala tüylerimiz diken-diken. Nasıl olmasın? Bizim için Avrupa’nın bütün futbol takımları kuvvetliydi, onlarla oynarken haddimizi bilmeliydik. 2-0 ya da 3-0 yenildiğimiz de, inanın ki yüzümüz güler ve futbol yöneticilerinin beyanatları arşa çıkardı.
Bu yöneticiler, ne derler di biliyor musunuz? “Güçlü rakibimize yenildik ama ezilmedik…” Buna benzer ve bizleri mutlu eden, havalı sözler edilirdi.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA