Değerli okurlarım, futbolun sadece meşin yuvarlağı tekmelemek olmadığını her vesile ile anlatmaya çalışıyorum. İçeriğinde o kadar güzel şeyler var ki inanın anlatmakla bitmez… Futbol için zaman-zaman şöyle söylenir. Şiir gibi oynuyorlar, insan mest oluyor. Roman gibi, çevir-çevir oku. Çok estetik hareketlerdi, rakibinin belini kırdı. Golü gördün mü? Bazuka gibi vurdu. Adam doksana füze gibi gönderdi.
Bu güzel yaklaşımları çoğaltabiliriz de… Futbolun en önemli yanlarından birisi de, hem bir meslek ve hem de sanat oluşudur. Peki, biz neler yapmaya çalışıyoruz? Elimizden geldiğince onun görüntüsünü bozmaya, onun prestijini sarsmaya ve onu ikinci sınıf bir spor yapmaya özen gösteriyoruz.
“…Avrupa’ya Beş Yıl Gitmezsek Ne Olur?..” Futbolu katletmeye yönelik bu şanssız açıklamayı yaptıktan sonra, geriye zaten bir şey kalmıyor. Avrupa kupalarına gidememenin maddi manevi bir faturası vardır. Diyelim ki bu işin maddi yönü, Van depreminde toplanan paralarla karşılandı. Tamam, hiç bir kulübün ekonomik zararı olmadı. Peki, Manevi tarafını hangi koşullarla telafi edeceğiz?
Telafisi olmayan manevi çöküntüleri açıklayalım. Puanlar sıfırlanacak, her şeye yeniden başlayacağız. Ön elemeler bir iken üçe çıkacak. UEFA ile diyalogumuz kopacak. Yıldız yabancı futbolcu transferi çok güçleşecek. Futbola olan ilgi olağanüstü azalacak. Bu şaibenin izlerini uzun yıllar silemeyeceğiz. Sıraladığım bu nedenler şu anda aklıma gelenlerdir. Bunun altından neler çıkacak neler. Futbolumuzun en az zayiatla kurtulmasını diliyorum.
Okurlarım soruyorlar: ‘Yıldırım Demirören neden TFF Başkanı oldu?’ Bu tür soruları daha önce de yanıtlamıştım hatırlayacaksınız. Mademki soruluyor, yanıtlamamda bir sakınca yok. Bir iki cümle ile okurlarımı aydınlatmak istiyorum. Öncelikle, TFF Başkanının iyi niyetle yola çıkmadığından kesin olarak emin olmalıyız. Hem de çok büyük paralardan feragat ederek ya da vazgeçerek aday olmuştu.
Suç sadece onun değil. En büyük suçlular, tek aday olarak onu o makama oturtanlardır. Birisi gelir bir takımı himayesine alır, bir başkası da başka bir takımı kollamaya kalkarsa bu iş nereye varır sizce? Şike ile uğraşmaya gerek var mı? En büyük şikeyi göz göre-göre alenen yapıyorlar. Kimsenin sesi de çıkmıyor. Herkes sindirilmiş, korkutulmuş durumda. Hele bir kıpırdasınlar bakalım, başlarına ne geliyor.
2015’de (kalan sayılı günlerde de) futbol yine büyüklüğünü gösterecektir, ben bundan eminim, sizler de emin olunuz. Açıklamalara bakmayın. Zira şu anda açıklayacak bir durum söz konusu değil. Belki yarın, belki yarından da yakın!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA