On Yıl Önce, On Yıl Sonra!

0
124

“Bir yıl sonrasıysa düşündüğün; tohum ek! Ağaç dik, on yıl sonrasıysa tasarladığın.. Fakat düşünüyorsan yüzyıl sonrasını, eğit insanı!” Kuan Tzu, yüzyıllar öncesinden böyle sesleniyor ve devam ediyordu: “Bir kez tohum ekersen bir kez ürün alırsın. Bir kez ağaç dikersen on kez ürün alırsın. Yüz kez olur ürün eğitirsen bir insanı.”

On yıl öncesinin Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk da şöyle diyordu: “Günümüz dünyasında hızla değişen, ekonomik, sosyal, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakalamak ve anlayan, yorumlayan, sorgulayan, eleştiren, bilgi üreten, sorun çözen, bilimsel düşünen ‘bilgi çağı toplumunu’ eğitimle oluşturmak amaçlı öğretim programı geliştirildi, müfredat değiştirildi.”

Yenisini eskisinden ayıran iki temel özellik ise şu idi: “1.Yapılandırmacı öğretim yaklaşımının benimsenmesi. 2.Öğrenci merkezli uygulamaya geçilmesi.”

Yapılandırmacı yaklaşım; “Öğrenme parmak izi gibi kişiye özgüdür. Hiç kimse başkasının yerine öğrenemez, her birey önceki bilgileriyle ilişkilendirip zihinsel yapılandırmalarla yeni bilgileri öğrenir” anlamıyla tanımlanıyor, “öğrenmeyen öğrenci yoktur, ortamla etkileşerek her öğrenci öğrenebilir” şeklinde özetleniyordu..

Öğrenci merkezli eğitimin ilkeleri ise şöyleydi: 1:Öğrenmeyi öğrenmek esastır. 2:Her öğrenci öğrenebilir.  3:Her öğrenci öğrenirken eski ve yeni bilgiler arasında özgün bağlantılar kurar. 4:Sorgulayıcı ve yaratıcı düşünceyi geliştirir. 5: Başarabilme duygusu içsel güdülenmeyi sağlar. 6:Öğrenme olumsuz deneyimlerle engellendiğinde zorlaşır. 7:Merak yaratıcılık ve karmaşık düşünmeyi harekete geçiren ödevler öğrenciyi daha zorlarını başarabilmeye güdüler. 8:Her öğrenci farklı zamanda farklı türde ve farklı hızda ilerleyerek gelişir. 9:Farklı özelliklerdeki öğrencilerin birbirleri ile etkileşimi öğrenmeyi kolaylaştırır. 10:Öğrenciler arasındaki olumlu ilişkiler öğrenmeyi artırır. 11:Her öğrenci öğrenmeye karşı farklı yetenek ve eğilime sahiptir. 12:Her öğrenci yeni bilgileri kendi kalıplarına göre kavrayıp benzersiz bir anlam yaratır.”

Yeni sistemde öğrencilerin nasıl olması gerektiği de şöyle özetlenmişti: 1.Kendini tanır ve bireysel özelliklerinin farkında olur. 2.Yetenek ve ilgi alanlarının farkında olarak bunları geliştirir. 3.Kişisel, bilişsel, sosyal ve devinsel gelişim için istekli olur. 4.Kendini gerçekleştirme bilincini yaşam biçimi haline getirir. 5.İşbirliği ile çalışma becerisi kazanır. 6.Grupla uyum içinde çalışır ve düşüncelerini rahatlıkla söyler. 7.Problem çözme ve karar verme becerisi kazanır. 8.Eleştirel düşünme beceri ve alışkanlığı kazanır. 9.Sorgulayan ve neden sonuç bağı kuran bir düşünce yapısına sahip olur. 10.Etkili iletişim becerilerini geliştirir. 11.Bilgi edinme yollarını öğrenir ve bilgiyi kullanır. 12.Kendine özgü öğrenme stillerini farkına varır ve bunları etkili şeklide kullanır. 13.Akademik bilgiler ile yaşam arasında bağ kurar. 14.Bilimsel düşünme becerisini yaşam biçimi haline getirir. 15.Teknoloji ürünlerini tanır ve bunları kullanma becerisi kazanır. 16.Yordamada bulunur, olası problemlere çözüm önerileri getirir. 17.Anlamlı öğrenme için öğrenme stratejileri geliştirir. 18.“Yaşam Boyu Öğrenme” bilincini yaşam biçimi haline getirir. 19.Zamanını ve enerjisini verimli kullanır. 20.Yaratıcı düşünme becerilerini geliştirir.

Peki, yeni sistemde öğretmenin rolü ne olmuştu? O da şöyle özetlenmişti:  “Öğrencilerin problemlerinin farkına varmalarına yardımcı. Sorun çözme ve bilimsel çalışmalarda yol gösterici. Öğrencilere öğrenmenin yöntemlerini öğreten, öğrencilerden bir şeyler öğrendiğinin farkında, gözlemci, meraklı, coşkulu, anlayışlı, hoşgörülü.”

Kuan Tzu, girişteki sözlerini şöyle bitiriyordu: “Birisine balık verirsen, doyar bir defalık. Öğret balık tutmayı, doysun ömür boyunca!” Prof. Dr. Ziya Selçuk da, eğitimde süreç içinde gerçekleşecek değişimi anlattığı tanıtım konuşmasını, sonuçlarına atfen şu cümlelerle bitirmişti: “On yıl sonra çocuklarımızın gözüne vicdan rahatlığıyla bakabilmek ve aydınlık bir yarına birlikte imza atmak dileğiyle..”

“On yıl sonrasıyla” ilgili bir soru/yorum: “Değişen veya değişmeyen ne?”

“On yıl öncesiyle” bağlantılı bir yanıtlı/yorum: On yıllık süreçte onlarca kez değişen ve fakat sonuçta değişmeyen; OKS, SBS, TEOG(SS), ÖSS, YGS, LYS!

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here