Değerli okurlarım, ilginç insanlarımız olduğundan, futbolumuzun acılar içinde kıvrandığından, olumsuzluklardan söz ettim. Bunlar yetmiyormuş gibi ülkemiz futbolunda her şey serbest diye kocaman başlık attık… Kendimi bildim bileli futbolda kurallar mevcut. Hal böyle olunca, nasıl olup da “Her şey serbest” oluyor?
Bu makalemizde, ‘futbolda her şey serbest mi yoksa serbest değil mi?’ konusunu irdeleyeceğiz. Bildiklerimi, gördüklerimi ve de futbol oynadığım yıllarda yaşadıklarımı sizlere sunacağım. Karar mercii de sizler olacaksınız. Ancak, daha önce dünkü sayımızda “Sizlere ilginç bir şey söyleyeceğim” demiştim ya, ayrıntıya girmeden sizlere sunmak istiyorum.
Geçtiğimiz Temmuz ayında bir arkadaşım beni ziyarete geldi. Bu arkadaşım Almanya’da doğup büyüme. Münih’te yerel basında görevli ancak örf ve adetlerimize uzak değil, sık-sık ülkemize geldiğinden olmalı diye düşünüyorum. Benim de sporla ilgili olduğumu, futbol oynadığımı yakından biliyor. Ankara’daki mesleki yaşamımdan da ufak tefek bilgisi var.
Konuya şöyle girdi; “Türkiye’yi bilemem ama Almanya’da spor yazarı olmak o kadar zor ki. Koşulları çok ağır! Doğruyu söylemem gerekirse, genç kuşak spor yazarı olmayı düşünmüyor diyebilirim…” Konuşmamızın devamı şöyle gelişti;
“-Alman basınında yalan yanlış haber verilir mi? Açıktan maaş alan spor yazarları var mıdır?”
“-Bunların hiç birisi Almanya’da olmaz, olamaz. Gerçek neyse o…”
“-Spor yazarı olmanın koşullarını da duyalım…”
Arkadaşım saymaya başladı, şaşırmadığımı söyleyemem… Spor tarihi (Kronoloji) bilmek, Spor sosyoloji, Sekiz spor dalında ihtisas, En az dört dalda spor yapma, En az üç yabancı dil bilmek, Spor ekonomisi, Spor felsefesi, Sporun kültürel etkisi, Sporun ülkelere kazandırdıkları, İnsanların spora eğilimi, Doğal olarak gazetecilik…
Almanya’da ve birçok ülkelerde “Spor yazarlığı Fakültesi”ni bitirmenin koşulları sadece bunlarmış. Böylesine ciddi bir fakülteyi bitiren insan allameyi cihan olur diye düşünüyorum. Belki daha başka şeyler de… Yalan yanlış haber veremez, Kalemini satmaz, Yalan da söyleyemez! Yine de bizim delikanlı spor yazarları gibi olamazlar, mümkün değil!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
