Bayram Kahvesi!

0
211

“Kırk yıl hatırı var” diye bilinir bir fincan kahvenin.. Tazelemek için hatırını, üzerinden kırk yılın geçmesi beklenmezdi eskiden.. Eş dost, hısım akraba, konu komşularımız tarafından, kırk günde bir veya hiç değilse bayramlarda olsun her yıl tazelenirdi hatırı.. Ya şimdilerde?

Yaklaşık 25-30 yıllık yaş kümelerinin oluşturduğu bireyler tümlüğüne ‘nesil’ deniyor sosyoloji literatüründe.. Artık teknolojide de kullanılıyor.. “Yeni nesil telefonlar” gibi mesela.. Ki kırk günde bir olmasa da hemen her yıl tazeleniyor hatırları.. Hızla gelişen teknoloji, hızla değiştiriyor hatır gönül dinlemeden  toplumların yaşamlarını da.. Bu hızla kısalıyor nesillerin oluştuğu zaman dilimi de..

Toplumsal yaşamdaki değişimi inceleyen sosyologlar, kahvelerin son kırk yıllık hatırı sürecinde en az üç yeni neslin oluştuğunu söylüyorlar.. Oluşan yeni nesilleri de hızla değişimdeki ‘bilinmezliğin’ ifadesi anlamında “x, y” ve “z” olarak adlandırıyorlar..

Sosyologların, dünlerin birikimini, bugünün verileriyle yorumlayarak yarınlarda ne olacağına  ilişkin kehanetsel tahminlerde  bulunduklarını biliyoruz..  Bu bağlamda mesela “her şey değişir” diyalektiğinin klasik ‘toplumcu’ yorumundan hareketle, nesillerdeki değişimi, ‘kapitalizmin’ bir ürünü olan ‘modernlikle’ ilişkilendirerek değerlendirebiliriz.. Bu değerlendirmeye, değişimin gelecekte ne olacağına ilişkin diyalektiğin tabii bir yorumu olan; “gelişmeye yönelik iyi, güzel, doğru veya çürümeye yönelik kötü, çirkin, yanlış” görünümlerde gerçekleştiğini de eklemeliyiz.. Artı, ikinci görünümün literatürde ‘dejenere’ olarak yer aldığını ve kavramdaki jen sözcüğünün nesil anlamına geldiğini de söylemeliyiz..

Bayram geleneğimizin ‘deforme ve dejenere’ olmamış verili gerçeğidir bir fincan kahve.. Ve kırk yıllık hatırının neşeli gerekçesidir falı.. Kahve falına bakarak, bayram geleneğimizin gelecekte ne olacağına ilişkin “atıyorum türü kehanette” bulunacak değiliz! Ve fakat kırk yıllık sürecin bir döneminde çok takıldığımız ‘takılmak’ ve cümlelerimiz arasına taktığımız ‘artı’ kelimelerinin değişip dönüştüğü hali üzerinden, kahvelerin hatırının tazelenip tazelenmeyeceğine yönelik bir tahminde bulunabiliriz..

Yunus’un,“Çeşmelerden bardağın, doldurmadan kor isen / Kırk yıl dahi beklesen,  kendi dolası değil” nefesinden nefeslenerek, kendi gerçekliğimizin değişim dönüşümüne veri bağlamında soralım.. Hatırını tazelemek şöyle dursun, hatır sayıp “sorunlarını paylaşmak, sıkıntılarını gidermek” amaçlı bir kahve içimi dahi olsa tanıdıklarımıza takılmaz, kuramsal cümlelerimize eklediğimiz artıyı da artık tanımaz olduğumuzun acaba farkında mıyız? Farkında mıyız şimdilerde cümlelerimize ‘atıyorum’ diye başlayıp, “sorun değil, sıkıntı yok” diye devam ederek ‘doğru mu’ diye bitirdiğimizin? Farkında mıyız artılı konuşmalarımızda efkârımızı ifade ederken hep eksik bir yan kaldığı sanısıyla kemale ermeyi düşünürken; şimdilerde, ‘paketlenmiş mesajları’ fikri anlamda ‘atıyorum’ varsayımına rağmen “bu iş tamam, oldu” zannederek ‘doğru mu’ sorusuyla,  dayatmacı düşündüğümüzün?

Ne olursa olsun yaşımız, her birimiz dünkü bir kültürün çocuğuyuz.. Fakat aynı zamanda yarınki bir kültürün de ana babasıyız. “Üret, biriktir, paylaş, hal hatır sor, selamlaş!” Bu değerler dünkü içinde doğduğumuz kültürden.. “Sahip ol, tüket, üstün ol, hatır gönül dinlemem kaybol!” Bu da doğurduğumuz bugünün “tüketim toplumu” kültüründen.. Bayramda, “atıyorum” kahvelerin hatırını tazelemeden, piyasaya sürülen “paketlenmiş tatil” trafiğinin fotoğrafına bakıp  “doğru mu?” diye sormuyorum.. Teknolojinin maddi soğukluğuyla ‘mesajlaşma’ trafiğine bakıp, manevi sıcaklığa hasretin neşeli bir ifadesi anlamında “kahvelerin hatırı dolmadı mı?” diye soruyor ve artı hüzünle ekliyorum: “Yoksa hatırı mı sayılmaz oldu?”

Neşe, Arapça, “canlının büyümesi, yeniden meydana gelmesi” anlamlı ‘neşve’ sözcüğünden geliyor.. Bu tanımdan hareketle ben, bayramlarda tazelediğimiz kahvelerin kırk yıllık hatırının neşeli gerekçesi bağlamında, fincandaki telveye baktığımızda; hazan mevsimlerinin hüznünü yaşayan dünkü kültürün köklerinde, üç vakte kadar yeniden meydana geliş anlamında baharın neşesini fotoğraflayan bir yeşermenin oluştuğunu görebiliriz diye düşünüyorum..

Bayramınızı, tazelediğiniz kahvelerin kırk yıllık hatırıyla kutluyor, yüzünüzde neşenin, dilinizde şekerli tadın daim olmasını diliyorum..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here