‘Muhaliflik Senin Fıtratında Var!’

0
297

Başlıktaki cümleye muhatap olan kişi benim.. Ve fakat siz de olabilirsiniz.. Hemen belirtmeliyim ki, bir arkadaşımın fıtratıma atfen dile getirdiği ‘muhaliflik’ sıfatına bir itirazım yok! Zira benim düşünsel kabulüme göre muhaliflik, her insanın fıtratında var olan bir vasıftır zaten..

Muhalif, Arapça HLF kökünden geliyor.. Ali Ünal, “HLF” kök anlamını: 1. Önünde olanın zıddı, arkada olan; 2.Geride kalan, sonradan gelen anlamında selefin zıddı olarak veriyor ve ekliyor: “Aynı kökten türeyen “ihtilaf ve muhalif” her birinin söz ve halinde diğerine zıt bir yol tutması demektir. Hilaf; karşıt anlamındadır ki zıttan daha geneldir; Çünkü her iki zıt muhteliftir, fakat her muhtelif şey birbirine zıt değildir. Halif bir eksiklik veya kusurdan dolayı geride kalan demektir.” (Temel Kavramlar, s.403) Ali Ünal, söz konusu kitabında, (s.410) “İnsan toplumu nasıl başta bir çekirdek halinde olup ihtilaflarla geliştiyseler..” şeklinde “ihtilafın” gelişme yönlü önemine vurgu yapıyor ve “bu konu daha geniş ve felsefi açıklama gerektirir” şerhini düşüyor..

Kuran’da, insanın yeryüzünde selefin yerine “halif” bir hüviyet ve “marufu emreden, münkeri nehyeden” bir şahsiyet olarak “yaratıldığı” yazıyor.. Dolayısıyla muhaliflik, insani kimlik ve kişiliğimizden geliyor.. Mefhumu muhalifinden (kavramın zıddından) hareketle söylersek “marufu emretmeyen, münkeri nehyetmeyen” halif olamıyor.. Bu bağlamda muhaliflik, yanlışlığa, kötülüğe, çirkinliğe karşı mantıksal doğru, etiksel iyi, estetiksel güzellik çalışmalarıyla halif olabilmeyi  tanımlanıyor..

Kimileri muhalif olmak veya kalmakla, kalıcı muhalif olmayı birbirine karıştırıyor.. Muhalif olmak; devamlı yeni sorular sormak, eski yanıtlar üzerinden tartışarak yeni yanıtlar bulmak ve bulunan yeni yanıtlarla halif olduğunu kanıtlamak olarak tanımlanıyor.. Bu tanımdan hareketle ben, eski kalıplaşmış yargılara veya yeni şabloncu görüşlere muhalif olarak, açık nesnel düşüncelerin iletişimi üzerine kurulmuş bir tartışma ortamında; tez, antitez, sentez diyalektiğiyle halif olduğumuzu kanıtlayabileceğimizi düşünüyorum.. Kalıcı muhaliflik ise; açık nesnel düşüncelerin iletişimi üzerine kurulmuş tartışma ortamlarında, gizli öznel duyguların etkisiyle her şeye karşı çıkmak olarak tanımlanıyor.. Ki bu tanım, her şeye muhalefet edilen bir ortamda, bir süre sonra muhalefete de muhalefet edileceği gerçeğini dolayısıyla kalıcı muhalifte, selefe “halif” olma niteliğinin kalmayacağını da içeriyor.. Kalıcı muhaliflerin sadece tezlerinin olduğu ve karşı tezlere tahammüllerinin de olmadığı, dolayısıyla gelişimin doğasındaki senteze de muhalif kaldıkları, halif kimlik ve kişilikler tarafından biliniyor.. Öte yandan biyokimyacılar hayatın; “amino asitlerin proteinleri” sentezlemesiyle oluştuğunu, geliştiğini ve sürdüğünü söylüyor.. Türkçesiyle bu, topraktaki tuzsal parçacıkların su ile sentezlenmesi, birleşmesi anlamına geliyor.. Özetle hayat; gelişerek değişme içeren diyalektik bir sentezleme süreci oluyor.. Ki bu süreçte her sentez  aynı zamanda yeni bir tez oluyor..

“İlmi cedel” anlam karşılığıyla tanımlanan “diyalektiğin” anayasası, “Her şey birbiriyle ilgilidir” ilkesiyle başlıyor.. “Her şey değişir, nicel değişimler birikimi, nitel dönüşümlerle devam eder, değişimin nedeni çelişme içtedir ve gelişme zıtların mücadelesini içerir!” diye devam ediyor.. Diyalektiğin bu ilkesiyle düşünüldüğünde, değişmenin gelişmeye yönelik iyi, güzel, doğru veya çürümeye yönelik kötü, çirkin, yanlış görünümleri üzerinden gerçekleştiği de görülüyor.. Değişimin diyalektik bütünlüklü görünümü zihinlerimizde halef selef mutasyonik başkalaşmayı fotoğraflıyor.. Ve fakat hızla değişen teknoloji çağında, fıtratı yönüyle kim kaç “cigabayt” değişmiş, kim kaç “piksel” başkalaşmış fotoğraflamamız çok da kolay olmuyor! Mesela, kimileri muhaliflik  bağlamında hiç değişmediğinden dem vurup, gerçekte geçirmiş olduğu başkalaşımın fotoğrafını,  klasik “büyük anlatıların” uzun gölgelerinde gizliyor.. Kimileri de geçirdiği başkalaşımı, modern “küçük twitlerin” kısa gölgeleriyle örtülüyor.. İyi de, peki mutasyona uğramadan muhalif kalanlar nasıl tanınıyor? Onlar fotoğraflanmayı pek sevmiyor.. Ve fakat yine de “dinozorlarla” özdeşleştirilerek resimleri çiziliyor!

Değişimin diyalektik bütünlüklü görünümüne atfen son tahlilde ben, “yaşarken fosilleşmekten iyidir yaşayan dinozorlardan olmak!” diyor ve yazıyı bir muhalefet şerhiyle bitiriyorum: Fıtratındaki muhalifliği mutasyonla başkalaşan dolayısıyla halif olmaya karşı çıkan ihtilafı muhteliflerle selefin yanında yer almaktansa; selefe halif bir muhalif kalmayı tercih ediyorum.

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here