Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bu gece Berat kandili… Her yıl Şaban ayının 15’inci gecesi berat kandili olarak kutlanır İslam âleminde. Bu gecede bütün ameller gözden geçirilir ve günahlarından arınmak isteyenleler -yani günahların ayrımında olanlar, çünkü hepimiz her ne hükmetse günahsız olduğumuza inanmak isteriz- bu gece, tamda özür dilemek, dualarımızın kabul edilmesi için yaratanın bize sunduğu zarif fırsatlardan en önemlilerinden biri.
Yaratan sık, sık bu gibi gecelerle kendimize gelip titrememizi ve yaptıklarımızdan dolayı özür dilememizi ister. Çünkü o kullarını her zaman affetmek ister. Çünkü o Cabbar -kuvvet kudret sahibi- olduğu gibi Rauf’tur -esirgeyen, bağışlayan merhametli– Bu yüzden duaları kabul etmek için her zaman açıktır kapıları. Bize düşen, yalnızca dua etmek, özür dilemek, düşünmek çok ama çok düşünmektir. O, “size gözkapağınızdan yakınım” der. Her an dullarınızı kabul etmek için hazırım.
Ve affedilmeyi dileyen bizler affetmeyi de bilmek zorundayız. Bu gece bence herkes kendi içinden geldiği gibi yönelmeli Allah’a çünkü o şekle bakmaz yüreğe, amele, samimiyete bakar.
Ve eğer farz namaz borcu yoksa isteyen bu gecede nâfile namaz kılabilir. Bazı kitaplarda, (Berat gecesinde kılınacak namaza Salat-ül-hayr [Hayır Namazı] denir. Bu namaz yüz rekâttır. Her rekâtta Fatiha suresinden sonra on defa İhlâs suresi okunarak kılınır) deniyor.
“100 rekatlık Berat Kandili namazı kılan kimse o sene ölürse şehitlik mertebesine nâil olur” denmektedir. Berat Kandili namazına şöyle niyet edilir; “Ya rabbi, niyet ettim rızâ-yı şerifin için namaza. Beni afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalbden, dünya ve ahret sıkıntılarından halas eyleyip, süedâ defterine kaydeyle”
Ve bu İslam ve bütün dinler için kutsal gecede İslam birbirini vurmaya devam ediyor. Bu gece ve her gece dualarımız yurtta sulh cihanda sulh için olacak. Ancak korku ve kuşku dolu bir zaman dilimi içindeyiz. Ve bu zamanın hayırlısı ile geçmesini diliyoruz. Ve Berat kandilinde dualarımız en çok bunun için yükselecek Semaya.
Ve sevgili okuyucularım. Sağlık ve sevgiyle kalalım her zaman Ayrımsız gayrımsız ve yurtla sulh cihanda sulh diyerek. Yase
& & & & &
Ve Berat Kandili ile ilgili netten aldığım bilgileri sizlerle paylaşmak istedim…
Berat Kandili, İslam dininde kutsal kabul edilen gecelerden biridir. Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecesi Berat gecesidir. Osmanlı İmparatorluğu’nda II. Selim’den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla kandil adını almıştır.
Berat (Berâet), Arapçada temize çıkma anlamına gelir. Bir takım İslami olduğu iddia edilen inanca göre bu gecenin bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle Mübarek Gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle de Berat Gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet Gecesi gibi adlar da verilmiştir.
Beraat gecesinin fazileti ile ilgili olarak da İslamiyetin nebisi Muhammed adına rivayet edilen birkaç hadis bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesinde bu gecede Allah’ın dünya semasına tecelli edeceği, Kelb kabilesinin koyunlarının kılları adedince (çokluk belirtmek için kullanılmış bir ifade) insanı bağışlayacağı ve kendisine edilen tüm duaları kabul edeceği anlatılmaktadır. ((Tirmizi, Sıyam, 39; İbn Mace, İkamet, 191)) Bu hadise kitabında yer veren İmam Tirmizi ve onun hocası İmam Buhari başta olmak üzere birçok âlim, bu hadislerin isnadlarında problem bulunduğunu, dolayısıyla hadislerin zayıf olduğunu ve bunlarla amel edilmeyeceğini belirtmişlerdir. ((Bkz: Tirmizi’nin Sıyam, 39′da bu hadisten sonra yer alan açıklaması ile Muhammed Fuad Abdulbaki’nin İbn Mace, İkamet 191′de yer alan açıklamaları.)) Müfessirlerden Ebu Bekir İbnu’l-Arabî, Beraat gecesinin fazileti hakkında bir tek sağlam hadisin bile gelmediğini, dolayısı ile bu konu ile ilgili olarak hadis diye dolaşan sözlere itibar edilmemesi gerektiğini söylemektedir. ((Bkz: Ebu Bekir İbnu’l-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân, 2. Bs., y.y., 1968, c. 4, s. 1678 (Duhân Sûresi, 2. ayetin tefsiri)))
Gerçekten de Muhammed’in ve arkadaşlarının mescidlerde bu geceyi ihya etmek için toplandığı, özel dualar ettikleri, bugün özellikle Türkiye’de olduğu gibi bu geceye has namaz kıldıkları şeklinde tek bir rivayet dahi gelmemiştir. Bazıları Duhan sûresinde geçen: “O gecede her hikmetli buyruk ayrılır ve katımızdan bir emirle ilgilisine yollanır.” (Duhân, 44/4-5) ayetlerine bakarak o gecenin Şaban ayının on beşinci gecesi olan Beraat gecesi olduğunu söylemişlerdir. Buna dayanarak da Allah’ın o gecede kulların rızıklarını taksim ettiğini, ecellerini tayin ettiğini, bir sonraki Şaban ayının on beşine kadar olacak tüm olayları takdir ettiğini, dolayısıyla bu gece yapılacak olan dua ve ibadetlerin mutlaka kabul edileceğini iddia etmişlerdir. Böylece Muhammed’in ve ashabının yapmadığı, bu geceye has bir takım ibadetler ortaya çıkmıştır.
İlgili Kuran âyetin de şöyle buyrulur: “Hâ Mîm. Andolsun o apaçık kitaba ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyarıcıyız. O gecede her hikmetli buyruk ayrılır ve katımızdan bir emirle ilgilisine yollanır.” (Duhân, 44/1-5) Görüldüğü gibi âyette, işlerin taksim edildiği gecenin Kur’an-ı Kerim’in indirildiği gece olduğunu bildirmektedir. Kur’an’ın da Şaban ayının on beşinde değil; Ramazan ayında ve Kadir gecesinde nazil olduğunu diğer ayetlerden öğrenmekteyiz: “Ramazan ayı ki o ayda insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an indirilmiştir.” (Bakara, 2/185) ” Muhakkak ki biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik.” (Kadir, 97/1) İslam âlimlerinin büyük birçoğunluğu Duhân suresinde geçen “mübarek gece”nin kadir gecesi olduğunu söylemişlerdir. Müfessir Ebu Bekir İbnu’l-Arabî bu konuda şöyle demektedir: “Bu ayette geçen mübarek gecenin kadir gecesi değil de başka bir gece olduğunu iddia edenler, Allah’a büyük bir iftirada bulunmuş olurlar.” ((Ebu Bekir İbnu’l-Arabî, a.g.e., c. 4, s. 1678.))
Bir de Beraat gecesi ile alakalı olarak halk arasında “Beraat gecesi namaz”ı veya “Salâtu’l-Hayr” olarak bilinen bir namaz vardır. 100 rekât olan bu namazın her rekâtında Fatiha ve on defa İhlâs suresinin okunması gerektiği söylenmektedir. ((Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, İstanbul, 1986, s. 188.)) “Kaynakların belirttiğine göre Berat gecesine ait özel bir namaz yoktur. Gazzâlî, bu gece her rekâtında Fatiha’dan sonra on bir İhlâs okunmak suretiyle kılınacak yüz rekât veya her rekâtında Fatiha’dan sonra yüz İhlâs okunan on rekât namazın çok sevap olduğuna dair bir rivayet naklettiği halde (İhyâ, 1/203),
İhyâ-u Ulûmi’d-dîn’deki hadisleri tenkide tâbi tutan Zeynüddin el-Irâkî ile Nevevî bunun aslının olmadığını söylemişlerdir. Bu namazın bir bid’at olduğunu kaydeden Nevevî, bu konuda Kûtü’l-Kulûb ve İhyâ-u Ulûmi’d-dîn’de geçen rivayete aldanılmaması gerektiğini söylemekte (el-Mecmû’, 4/56), Ali el-Kârî de bu rivayetin uydurma olduğunu belirterek Berat gecesi namazının h. 400 (m. 1010) yılından sonra Kudüs’te ortaya çıktığını kaydetmektedir. Bu namazın ilk defa h. 448 (m. 1056) yılında Kudüs’te Mescid-i Aksâ’da kılındığına ve zamanla yaygınlık kazanarak sünnet gibi telakki edildiğine dair bir rivayet de nakledilmektedir.”
Kaynak: Vikipedi özgür ansiklopedi
Not: Sevgili okuyucularım bugünden itibaren resim atölyemde kitabımı imzalamak ve söyleşi için sizleri bekliyorum. Kitabımı almak isteyenler atölyeme gelip imzalı olarak alabilirler. Bütün okuyucularımı bekliyorum. Yase
Adres: Yenişehir Mah. 18 Sok. Tümkaya Apt. Zemin Kat
Günün Şiiri
LEYLAKLARI ANLATIYORUM
Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün
Onu saçlarından topladığın belli.
Bir leylak bahçesisin karşımda.
Böyle kucağında kalsa daha iyi
Bir vazoya bırakıp gidiyorsun
Sen gidiyorsun leylaklar kalıyormu sanki
Önce renk gidiyor arkandan
Nesi varsa gidiyor arkandan
Nesi varsa gidiyor soyunarak
Her vazoya baktığımda karşımdasın ne tuhaf
Her kokladıkça dönüp dönüp geliyorsun
Düşünceler gibi filizleniyorsun gün geçtikçe
Yaprak yaprak gelişiyorsun
Leylak leylak bakıyorsun gözlerimin içine
Ölümsüz bir mevsim oluyorsun.
Rıfat ILGAZ
Günün Sözü
Ey özden habersiz gafil! Sen hala kabukla öğünüyorsun! Sen değerinle ve düşüncenle iki aleme bedelsin. Ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun. Kendini ucuza satma çünkü değerin yüksektir.
Mevlana