Yazın Ter Kokmamaya Özen Gösterin ve de Plajlarda Mütenasip Gözükün

0
70

Değerli Okurlarım, başka bölgelerimizi kesin olarak bilemem ama güzel şehrimiz İskenderun’a tamamen yaz geldi diyebiliriz. Hem öyle geldi ki, sıcaktan neye uğradıklarını şaşıran yılanlar, akrepler, canlarını toprağın dışına atıyorlar ve bu şekilde sıcağın öldürücü etkisinden kurtuluyorlar.

Bu olumsuz gelişmeler, kırsal kesimlerde ve yazlık sitelerde rahatsız edici oluyor ama tabiî ki onun da çözümü var. Etrafı bol-bol kükürtlemek suretiyle haşaratın şerrinden kurtulmuş oluruz. Ancak, bizim konumuz bunlar değil. Konumuz, yaz sezonunu nasıl karşılayacağımız ve terden dolayı etrafımızı taciz edip etmeyeceğimizdir. Acaba bunlara dikkat edecek miyiz?

Eminim, Bayanlar fazla kilolarını atmış ve mayolarını rahatlıkla giymeye hazır hale gelmişlerdir. Kilosu olan dostlar kusura bakmasınlar ama mayo giymenin de reconu vardır. Çünkü bir kamp söz konusu olduğunda, bu kamp sadece güneşte bronzlaşmak ya da dinlenmek anlamına gelmez. Biraz da aynaya baktığımızda kendimizi beğenmeliyiz.

Değerli Okurlarım, sezon yaz bile olsa, bir sürü diyet programları uygulayanlar oluyor. Böyle gereksiz diyetlere kulaklarınızı tıkayın. Yapacağınız en güzel beslenme şu olmalıdır: Sabah kahvaltılarına çok duyarlı olun. Kimseyle paylaşmayın. Öğle ve Akşam yemeklerinde yağlılardan mümkün oldukça uzak durun. Günün belli saatlerinde güneşten uzak durun ama sabahın erken saatlerinde ve güneş batımından sonra yürümeyi ihmal etmeyin. Bu söylediklerimi uygularsanız en iyi diyeti de yapmış olursunuz, sık-sık almanızı da ayrıca öneririm.

İnsanlarda bir de terlemeye olayı vardır. Zaten sağlıklı olanlar terler. Her mevsimde terlemek güzeldir ve sağlıklıdır. Çıkan kokuyu da kamufle etmeye gücümüz yeterse dört dörtlük olur. Ter kokusuyla çevremizi rahatsız etmeye hakkımız yoktur, bunun mazereti de olamaz. İşimiz çok yoğun, bazı şeylere vaktimiz olmuyor demenin hiçbir anlamı yoktur. Temiz ve ter kokusundan arınmanın da koşulları vardır. Hem de tahmin edilenden çok daha kolay.

Yüzünüze karşı söyleyemez dostlarınız. Etik bir hadise olmaz ama arkanızdan veryansın ederler haberiniz olsun. O nedenle yukarıda da söylediğim gibi önerilerime kulak verin. Az konuşacağım, öz konuşacağım. Vücudunuzu saran o ter kokusu, uzun vadede spreyle kamufle edilemez. Kozmetik sektörünün uydurmasından başka bir şey değildir. Sürüm yapabilmek için bu yola başvurmaları tabiidir.

Ter kokusu en iyi şekilde su ve sabunla giderilir. Vücudumuzu su ve sabunla temizledikten sonra, ter çeken pamuklu giyeceklerle, yağsız yiyeceklerle gün boyu mis gibi olursunuz. Ondan sonra nereye giderseniz, kiminle, konuşursanız konuşursunuz, bir sorun çıkmaz. Hele bir de sucuk ve pastırma gibi gıda maddelerini tüketip bir yere giderseniz, etrafınızda kimseler kalmaz. Benden söylemesi.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Okul, Eğitim, Öğretim ve Tatil

Değerli Okurlarımı, bundan önceki yazılarımda, yetişkinlerin, çalışanların, tatili hak edenlerin sayılı da olsa, yıllık izinlerini; ikametgâhlarından uzak bir yerde dinlenerek kullanıp, işlerine döndüklerinde, daha bir sağlıklı ve dingin olacaklarından söz etmiştim. Şunu da ilave etmiştim… Mütevazı bir tatilin bir sakınca yaratmayacağını, ama dört dörtlük bir tatilin, dönüşte depresyon yaratabileceğinin altını çizmiştim. Şimdi konumuz, ilk ve orta öğretim de bulunan öğrencilerin, nasıl tatil yaptıkları ya da yapacaklarıdır.

Bildiğiniz gibi, ilk ve orta öğretim uzun yaz tatiline giriyor. Öğrencilerle birlikte öğretmenler de tatil yapıyor. Şöyle söylemek de mümkün. Yaklaşık dokuz ay boyunca ders dinlemekten, ders anlatmaktan yorulan öğrenci ve öğretmenler uzun yaz tatilinde gönüllerince dinleniyorlar… Acaba gerçekten durum öyle midir? Öğrencilerin kaçta kaçı tatil yapıyor? Yani kaç tanesinin ailesi tatil için bir bütçe oluşturmuş olacak? Bu soruyu öğretmenlerimiz için de tekrarlamak lazım.

Tabi, tatil denilince çok çeşitli alternatifler söz konusudur. Tatil sadece okula gitmemek midir? Bu soru öğretmenler ve öğrenciler için de aynı anlamı taşımaktadır. Evinden başka bir yere gidemeyecek kadar bir bütçe daralması yaşayan, kaç kişi tatil yapacaktır? Bazıları fırsattan istifade köyüne kasabasına gitmek iyi bir tatil sayılabilir… Bazılarının köyü, kasabası da yok. Ayrıca köyüne kasabasına gidenlerin çoğu tarlada çalışacak, yevmiye’cilik yapacak, buna inanın.

Şehirde kalanların büyük bölümü de ne yapacaklar biliyor musunuz? Aile bütçesine katkıda bulunmak için, seyyar satıcılık, boyacılık yapa­rak sıcak mevsimi geride bırakacaklar. O zaman uzun yaz tatilinin bu çocuklar için anlamı nedir?

Ülkemizde bütün öğretmen ve öğrenciler için çizdiğim tablo o kadar olumsuz değil elbette. Bazıları için yurt içinde tatil beldelerinde dinlenme olanakları vardır. Hatta ekonomisi iyi olanların yurt dışında da böyle şansları bulunmaktadır. Büyük bir bölüm okulun tatiline girmesini istemez. Küçük bölümü de tatilin bitmesini istemez. Çarpık bir düzen almış başını gidiyor.

Öğretmenlerin büyük bölümü için de aynı üzüntüyü yaşamaktayım. Hangi öğretmen ya da kaç öğretmen yurt içinde gönlünce tatil yapabiliyor? Tatilde biraz dinlenmek yerine, farklı bir işte çalışarak, ya da ek meşguliyetlerle geçi çim derdine kısmi bir çözüm bulma çabaları sanırım daha ağırlıkta olacaktır.

Her öğretim yılının başında ve sonunda türlü sıkıntılar yaşanır ülkemizde. Başlangıcı yani Eylül sıkıntılarını zamanı gelince anlatabilirim. Okullar tatile girdiğinde sınıfını geçen öğrencilerin yanında, başa­rısız olanların öyle ya da böyle ailelerine verdikleri sıkıntılar yığınladır. Evden kaçan öğrenciler, bunalıma girenler, ailesiyle araları açılanlar sayı­lamayacak kadar fazladır.

Bu arada, özel ders veren öğretmenlerin konumu da apayrıdır. Şirket halinde çalışırlar, onlar hem tatil yaparlar ve hem de özel ders verirler. Villaları ve Chevrolet taksileri vardır. Performanslarının büyük bölümünü, özel derslere ayırırlar. Eğitim ve öğretimin en büyük çarpıklığı da budur.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Okumak ve Kitap Sevgisi

İsim yapmış âlimler ve düşünürler ‘okuyarak’ belli bir yere gelmişlerdir, isim yapmışlardır. Çok okumanın kimseye zararı yoktur ama okuyan insana çok büyük faydaları vardır. Okuyan insan kötülükten uzaktır, hep iyi şeyler düşünür. İyi şeylerin çoğu da, ilgi ve bilgi alanındadır.

Bir insana verilecek en güzel hediye, kitaptır. Hediye edilen eşyayı bir kişi kullanıyor ama bir kitabı bin kişi okuyabilir ve o kadar insanı bilgi sahi yapabilir.

Kitaplar, görüntü olarak değil, içeriği itibariyle insanların dostudur. Okumak yani tahsil etmek, insanı insan yapmaz ama insanın cehaletini alır. Ekmeğimizi kazandığımız işimizin dışında kalan boş vakitlerimizi okumakla geçirirsek, dolu dolu yaşamış ve önemli bilgiler edinmiş oluruz.

Kitaplar En İyi Dosttur!

Günün Sözü

Fidanları Kesen, Ormansız Kalır!

Öcal’dan İnciler

Yaşlı Orman, Genç Fidan İster!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here