Düşünüyorum bazen çok derin yerlere doğru… Hakikaten “O” olmasaydı ne olurduk şimdi acaba? Kurtulamıyorum; bir türlü beni saran bu korkunç şeylerden… Din politikaya karıştırıldığında inanın çok ama çok korkuyorum. Koskoca yenilmez denilen Osmanlı imparatorluğu darmadağın olduğunda, padişah kendi canını kurtarma telaşıyla öz yurdundan kaçma derdindeydi.. Büyük savaş kapımıza gelip dayandığında Cihan İmparatorluğu esmiyor kükremiyordu…
Anlaşma devletlerinin asırlar boyu bekledikleri an gelmiş çatmıştı. Vatan topraklarımız kapanın elinde kalıyordu. Kimsenin ne sesi ne de gıkı çıkıyordu. Esaret altında bırakılan ulusumuzun nefesi tükendiği anda Türk milleti kendi içenden çıkardığı yeni bir liderle yeniden tarih sahnesinde yer aldı…
Güney illerimizi İtalya, İngiltere ve Fransa… Egeyi Yunanlılar.. Boğazlar ise anlaşma devletleri kolaçan etmişti. Koskoca Anadolu insanı ezim-ezim eziliyordu. Aydınlar kararmış kazan gibi simsiyahtı. Korkunç şekilde işkencelere maruz kalan fakirleşmiş halkımız, gelişmeler karşısında; bağıramıyor, çağıramıyordu… Karalar bürünen analarımız bacılarımız, yok edilmek istenen erlerine ağıtlar yakıyordu! Ordu tamamen saf dışı bırakılmıştı, cephane yok, silah yoktu..
Kurtuluşumuzun meşalesini yakacak “o lider” sonunda ufukta belirdi… 19 Mayıs 1919! Tıpkı bir güneş gibi bağrımıza doğan Mustafa Kemal ATATÜRK, Türk ulusunun imdadına yetişti. Kazma, kürek ve süngüleri kapan millet, düşmana öylesine bir saldırdı ki… Onları gelmemek üzere inlerine geri püskürtü… Özgürlüğümüzü bize tattıran bu büyük önderimiz… Bizlere ilerde oluşacak her tehlikelere karşı… Öğüt ve öneriler içeren ve kıymeti asla ölçülemeyecek derecede… Tarihten dersler çıkartacağımız sözlü ve yazılı miraslar bıraktı..
Onun önünde saygı ile eğilmek varken, Atatürk’ü unutturmaya çalışanları bugün nefret ve üzüntüyle izliyorum. Geçliğe hitabesiyle ilgili söylediği sözler üzerinden olumsuz yorumlar yapan her kimseyi lanetle kınıyorum. Bizler için unutulmayacak derecede önem taşıyan bu sözlerin, haşa bir “Ayet” gibi tasavvur edilmesi çok yanlış bir yaklaşım..!
Dinimizi ve yüce kurtarıcımızı bu günlerde dillerine dolayarak politika yapanlara hepten yazıklar olsun…!! Büyük önderimiz ve beraberindekiler dün olmasaydı bugün ne olurdu ”halleriniz” hiç düşündünüz mü? Hangi Başbakan ve bakanlar bugün görevde olurdu? Siyasi partiler diye bir şey olur muydu? Özgür olur muyduk? Ancak ve ancak ne olurduk biliyor musunuz?!.. Toplumsal işgal devletlerin birer köpeği olurduk…! Özgürlüğü elinden alınmış bir milletin boynu bükük insanları olurduk! Bilmem hangi milletin kültürleriyle yaşam savaşı verirdik!
O biçimsiz sözlerle kamuoyu oluşturmak isteyen üst düzey yöneticiler; şunu hiç ama hiç unutmayın ve aklınızdan da sakın çıkarmayın! Bu millet özgürlüğü uğruna bu kutsal topraklar için canını feda etti. Gelmiş geçmiş Türk imparatorluklarında efsanevi çok liderler geldi geçti. Fakat parçalanan bir Türk milletini yeniden şaha kaldıran mir tane lider ortaya çıktı…MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…!!!
Bu lideri sakın unutmayın unutturmayın! Onun her sözü her işareti namussuz işgalcilere dur demektir. Her işareti özgürlüğümüzü anlatır. Tarihler yıkılsa da onun altın sözleri, bizlere “SONSUZA DEK” yol göstermeye devam edecektir.
Şimdi Merhum Kenan Evren için çok acı sözler söyleniliyor. 1980 öncesi evladın babasını, kardeşin kardeşi öldürdüğü günler ne çabuk unutuldu… Kimse evinden dışarıya çıkamıyordu, çıksa bile dönüşleri meçhuldü… Türkiye’nin her yeri kaynadıkça kaynıyor, her gün onlarca masum vatandaş ölüyordu. Siyasi hükümetler artık ne yapacağını bilmez haldeydi. Polis bile ikiye bölünmüştü… Derdini anlatmaya kalkışsan karşı taraftaysan yanmıştın. Evet devrim oldu, hiç olmasını istemediğimiz şeydi… Kurunun yanında yaşlar yandı ama çare yoktu. Bir sıkıyönetim ilanıyla her olay bıçak gibi kesildi. Analar babalar evlatlarına kavuştu. Halk huzur içinde kepenklerini açar oldu. Aynı olaylar o yıllar gibi olsa, asker hiç çekinmeden aynı şeyi bir daha yapar. Çünkü yüce kurtarıcımız ”Mustafa Kemal Atatürk” talimatlarıyla hala var. Var olmaya da devam edecektir.