Değerli okurlarım, devamlı sakalı uzattığımı sanmayın, yazmak ve biraz da uzatmak zorundayım. İbadet ederken de çevremize rahatsızlık vermeyeceğimiz gibi, kılık kıyafetle de saç-sakalda da insanların gözünü tırmalamayacağız. Yani estetiğe zarar vermeyeceğiz. Doğruyu söylemem gerekirse; bu konunun en zararsız yanı, ideolojik olmayışı, başka bir ifade ile bir şeylere çağrışım yapmayışı. Ancak, modaya saygılıyız. Değişik stiller şekiller ortaya koyuyor belki bir azami iki sezon sonra arasanız da bulamazsınız. Çünkü yirmi yıl önceki tasarımları kopyalamaya başlamış olacaklardır.
Modaya ayrıntılı girecek değilim ama istemesem de bir şeyler söylemem gerekiyor. Bir parantez açmam gerekiyor. Bunları biliyorsunuz ama yine de ilginç bulacağınızı tahmin ediyorum. Erkek ceketleri (benim bildiğim) beş düğmeye kadar çıktı. Şahsen üç düğmelisinden başkasına hiç itibar etmedim. Geçici olduğu beliydi. Üstelik bu değişikliği yapanlara da modacı, yeni ismiyle tasarımcı diyorlar. Haklarında ne düşünürseniz düşünün ama ben hiç de iyi şeyler düşünmüyorum. Toplumu kandırmaya çalışanlarla benim ne işim olabilir mi?
Televizyonlar için zaman-zaman serzenişte bulunuyoruz. Çocuklarımızın rahatsızlığına neden oluyor. Günün büyük bölümü onunla geçiyor, zaman kaybı oluyor. Bira içenleri görüyoruz, ahlakımız bozuluyor… Seksi kadınları görüyoruz falan filan… Bu sakilliklerden bazılarını gündeminize getiriyordum getirmesine de düşünün ki bir Türk Filmi izliyoruz. Bir muhterem masasını kurmuş, şişesini dikmiş ufak-ufak demleniyor. Başrolde oynuyor, Kadirli, Kıymetli inanırlardan. Belinde de silahı, ülkemizin akil adamlarından… Bira içmiyor, biliyor ki bira içmek ahlaksızlıktır. Rakı içiyor ama şişenin üzeri bantlı, yani reklam olmasın diye.
Sözü Rakıya getirmişken, ülkemizin medarı iftiharı, her şeyi en iyi bilen bir Kasımpaşalı arkadaşım var. Açık sözlüdür, yan-yan yürüyor ya, o hali futbolculuğundan kalma. Bu arkadaşım aynen şunları söylüyor:
“…Bira içmeyin kesin ahlaksız olursunuz. Rakı içenlere gelince, gerçi bir gazeteci arkadaşım rakıya “Bulut Renkli Lezzet” diyorsa da o güzel söze fazla itibar etmeyin. Rakı içerek bütçenizi sarsmayın. Üzüm yiyin çünkü onda da alkol var ama Kavun Karpuzla da karıştırmayın. Üzüm namazdan sonra da yenmez. Gece geç vakit yemenin bir sakıncası yoktur…”
Sporcuları utmuş değilim. Hani yüzündeki sakalla hilkat garibesi gibi görünen o sporcu kardeşlerimi isim vermeden yarın sizlere anlatacağım. Sanat ve Kültür sayfamda bir nebze sözünü etmiştim. Sporcular özellikle sakallı futbolcular içmezlerse isabet ederler. Rakı her yerde ve herkeste içilir. Yeter ki kıçınızı iliştirecek bir yer olsun. Asma altı, Limon altı fark etmez.
Her şeyle içilir, acı-tatlı, ekşi hiç ayrılık göstermez. Grip olanlara da tavsiye edilir. En iyi antibiyotiktir. Kimlerle içilmez biliyor musunuz? “Hanım kızıyor…” ya da “Anama söz verdim” diyen salaklarla içilmez tavsiye de edilmez.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
