Değerli Okurlarım, gün geçmiyor ki “…Çok şükür bugün kazasız-belasız ve zararsız bir gün geçireceğiz” diye gözlerimizi arzı alaya açalım. Yıllardan beri bu mümkün olmuyor nedense. Ülkemizde kan gövdeyi götürüyor, ölüm kol geziyor. Doğa kanununun birinci maddesi “Gücü yeten yetene” yazar ya. Bu Hayvanlar âleminin Anayasası.
Bizim de Anayasamız var. Yok mu zannediyorsunuz. Tabi ki var. O Anayasada ki bazı önemli maddelerin değiştirilmesi için önümüzde ki seçim dört gözle bekleniyor. Gerçekleşmesi de oldukça kolay. Nasıl mı? Benim Kasımpaşalı bir arkadaşım var, sık-sık kulağını çınlattığım için artık sizler de tanıyorsunuzdur eminim. Zamanında futbol oynamış ve ondan dolayı da yan-yan yürüyor.
Geçenlerde bir araya geldik, o çay içiyor, bende rakımı yudumluyorum. O alkol almaz, ahlakı bozulur diye biranın da ismini telaffuz etmez. Aynen şunları söyledi: “…Ev halkının kabul etmeyeceği bir düşüncemi söylemeden önce, nabız yoklarım. Kimin neye zaafı var. Öncelikle bunu kesinleştiririm. Bazılarını parayla sustururum. Bazılarını ihale-mihale diyoruz ya, onunla gönlünü alırım. Daha sonra ne söylersem ki, çoğu yalan zaten. Daha büyük yalanlarla öteki yalanları biat ettiririm. Yani gündemi iyi belirleyeceksin ve yalandan şaşmayacaksın…”
Aslında Kasımpaşalı arkadaşım haklıda, yalan söylemek kolay bir hadise değildir. Öncelikle o yalana kendini de inandıracaksın. Bu arkadaşım sporcu olduğu için bu konulara girip kulaklarını çınlattım.
Kendimi bildim bileli sporda ve özellikle futbolda hiç yüzümüz gülmedi. Hatırlayacaksınız gibi, 1956’da Macarları 3-1 yenmiştik ya. Golleri atanlar hayatta değiller rahmetle anıyorum. Her yıl bu Macar galibiyeti allandırılıp, pullandırılır, gündem oluştururdu. Sanki İstiklal Savaşımızda vatan için can veren şehitlerimiz yâd ediliyor. Şimdilerde, o savaşlarda bizler için toprağa düşen şehitlerimiz de, unutturulmaya çalışılıyor. İki makineli tüfek karşısında savaş kazanılmış deniliyor. Biz böyleyiz işte. Sporumuz da pek farklı değil. İstiklal Savaşında toprağa düşen, bizler için şehit olan atalarımızı rahmet ve şükranla anıyoruz. Aynı zamanda yeni kurulmuş olan Futbol Kulüplerimizin de şehitlerini rahmetle anıyoruz.
Şehitlerden çok söz ettik. Bunları söylerken kısa süre görev başında şehit edilen Savcı Mehmet Selim Kiraz olay çağrışım yaptı. Affedilir gibi değil. Bazılarına göre ayrıntı kabul edilse bile, şu aşamada gerçeği söylemeden geçemem. Doğruları gizlemenin de bir anlamı yoktur.
Merhum Savcıyı şehit edenlerin DHKP-C’li militanların olduğu söyleniyor ve bizler de öyle duyuyoruz. Sözü edilen bu oluşum tamamen uydurma. Yani yozlaşmış bir klikleşme. 40-45 yıl öncesinin DHKP’siyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. O zamanın DHKP’sinin iki önemli amacı vardı. “Amerikan Emperyalizminin Karşısındayız. Sınırsız Özgürlüğü Getireceğiz.” Onlar Atatürkçü olup toprak ağalarının karşısındaydı. Yoldaşlarımı katlettiler, onlar devrim şehitleridir.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA