Meşhur hikâyedir;
“…Almanya kıralı Büyük Frederik bir saray yaptırmak ister. Ancak yaptıracağı sarayın arazisinde, yaşlı bir adama ait bir değirmen bulunmaktadır. Sarayın bahçe kısmında yer alan bu değirmenin ortadan kaldırılması gerekir. Bunun için de değirmenci ile görüşüp değirmeni satın almak ister. Ama değirmenci ret cevabını verir. Yapılan bütün ısrarlara rağmen değirmenci değirmenini satmaz.
Sabrı taşan Kral; ‘Sen benim Kral olduğumu biliyor musun, istersem senin değirmenini elinden zorla alırım’ der. Kralın bu sözlerine karşı değirmencinin verdiği cevap, dünya hukuk literatürüne geçmiştir: ‘Sen benim değirmenimi zorla alamazsın. Çünkü Berlin’de Hâkimler var…’ İşte ‘Berlin’de Hâkimler var’ sözünün kaynağı budur…”
Adaletin dünyadaki her şeyden daha önemli olduğunu, insan bir haksızlığa uğradığı zaman daha iyi anlar. Adaletle ilgili dünyada pek çok ibret verici olay yaşanmıştır. Mesela Hz. Peygamber (A.S.)’ın devrinde yaşanmış bir olayda; Hırsızlık yapan bir kadına verilen ceza için araya girenler olmuş ve bu kadının zengin olduğu, güçlü bir aşirete mensup olduğu bahane edilerek, cezasının affı istenmiştir.
Ancak Hazreti Peygamberin (A.S.) verdiği cevap yüzyıllar geçse de unutulmamıştır: ‘Hırsızlık yapan kendi kızım Fatıma dahi olsa, ceza vermekten bir an bile tereddüt etmem. Birçok kavim adaletli davranmadığından helak oldu…’
İnsanlar yokluğa, sıkıntıya, acılara katlanabilirler ama adaletsizliğe asla tahammül edemezler. Çünkü adaletin olmadığı duygusu, insanlarda üzüntüye, ümitsizliğe yol açar. Toplumda kaos olur, kargaşa olur. İnsanlar birbirine düşman olur. Herkes kendi hakkının zayi olduğunu düşünür. Toplumda güven kalmaz.
Ülkemizde son yıllarda yaşadığımız birçok olay “Adalet” konusunda insanlarımızın olumsuz düşünmesine yol açmıştır. Üniversite sınavlarında soruların çalınması ve birçok öğrencinin hakkı olmadığı halde gözde üniversitelere kayıt yapabilmesi, buna karşılık birçok öğrencinin de üniversitelere sırf bu yüzden girememesi adaletsizlik değil midir?
KPSS sınavlarının da şaibeli olduğu ortaya çıktı. Sınavdan önce soruları elde eden bir cemaat veya herhangi bir grup, kendi yandaşlarına soru ve cevapları vererek yandaşlarının yüksek puan almalarını sağlarken, birçok genç insanımızın da hakkının çiğnenmesine yol açmıştır.
Bir de “Ballı Kadro” dedikleri türden bir haksız uygulama var. Türkiye’nin uzay çalışmalarının yapıldığı “Türksat” isimli kuruluşta 157 Ballı Kadro olduğu açıklandı. Türkiye ortalamasına göre hayli yüksek maaşların verildiği bu kadrolarla ilgili düzenlenen Sayıştay Raporları, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporları işleme konulmamış bile…
Tabii ki adaletsizlik sadece bu birkaç maddeden ibaret değildir. Maalesef bütün kurumlarımızda bozulma ve çözülme olağan bir hale gelmiştir. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Bakanlarımız başta olmak üzere milletçe bu adaletsizliğin üzerine gitmeliyiz.
Ne yazık ki dört bakanını rüşvete kurban vermiş bir hükümetten bu konuda adil ve acil bir davranış bekleyemeyiz. O halde dört yılda bir elimize geçen fırsatı değerlendirmeli ve dürüst idarecileri seçmeliyiz. Akıl için yol birdir!