Değerli Okurlarım, daktilomun başına geçtiğimde karmaşık duygular içindeydim. Bir ara “Dinozorlar” konusunu işlemek istedim, o da olmadı. Bu sözcük bazı çevrelerce salt bir hayvan olarak algılanır diye vazgeçtim. Yine de dinozor olmanın içeriğinde neler bulunduğunu, makalemin akışı içinde bazı bilgiler sunmaya çalışacağım. Yanlış anlaşılmamak için çaba gösteriyorum.
Yerel sporumuzu olumlu yönde etkileyecek kurum ve kuruluşlar yok değil! Var ama varlığı yokluğu belirsiz. Yerel televizyonların, yerel basının pasif kaldığını anlatarak birazcık serzenişte bulunacağım. Öncelikle ve ivedilikle şu konudan bahsedelim. Bir basın mensubu nelere dikkat etmelidir? Okurlarına, mesleğine, hizmet verdiği gazeteye ve elinde tuttuğu kaleme saygılı olmalıdır…
Bit Pazarı civarında bir kıraathane var ve oraya arada bir uğrarım. Bir defasında yine oraya uğradığım bir gün, ne gördüm biliyor musunuz? Kıraathanenin karşısında aynı ismi taşıyan Gazete ve Televizyon var. Bina yeni yapılmıştı. Bunlar önemli değil de televizyonun tüm personeli kahvenin önüne askeri nizam içinde dizilmişler ve hem de esas duruşta. Merak ettim ve neden burada ayakta durduklarını sordum. Aldığım cevap inanın yüzümü kızarttı. Ankara’dan bir Bakanlık yetkilisi gelecekmiş de onun için onu yolda ayakta karşılayacaklarmış.
Eminim patronları zorlamıştır, başka türlü olmaz. Gelen kişi her kimse, yolu gösterenlerle birlikte yukarıya çıkar ve sohbette bulunur. Yerel bir televizyonda, kendim hazırlayıp sunduğum spor programı vardı ve bir hayli izleyici bulmuştu. Şehrimizde boyutlarını aşan, yağdanlık yapan kişiler vardı. Onları uyarmak istedim. “…Yanlış yapıyorsunuz, gazetecilik öyle olmaz. Gerçekten bu işi öğrenmek istiyorsanız, ağabeyinize gelin size ayrıntılarını anlatsın…” dedim.
Bir sonraki programım için stüdyoya geldiğimde televizyonun sorumlusu aynen şunları söyledi… “-Ya ağabey, arkadaşlar darılmışlar…” “-Hangi arkadaşlar?” “-Şunlar.. Şunlar.. (isim vermiyorum)” “-Ben isim vermedim, eğer hakaret olarak algılanmışsa beni mahkemeye versinler, sana neden geliyorlar?”
Televizyonun sahibi ile geçenlerde bir yerde yan yana düştük ve “Öcal Ağabey programına devam et” dedi. İnanın konuya girmedim bile! Yerel sporumuz bu şartlarda bir adım ileriye gidemez. Herkesin cebi akrep dolu! Ellerini bir soksunlar: cız!
Yarınki sayımızda ufak tefek serzenişlerimiz devam edecektir. Bu şekilde bir araya gelip en azından sorunlarımızı görüşebiliriz diye düşünüyorum. Çaba göstermekte yarar var. Bir atasözümüzle bugünü bitirelim ve yolumuza yarın devam edelim:
“Birlikten kuvvet doğar!” Ne kadar güzel söz değil mi?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA