Değerli okurlarım, sanmayım ki yaka silkiyoruz, sanmayın ki engellileri sevmiyoruz, sanmayın ki engellileri görmezden geliyoruz… Bu saydığım olumsuzlukların hiç birisi de bizim kitabımızda yer almamıştır, böyle şeyler hiç yazılmamıştır.
Ben ve gazeteniz (İskenderun Gazetesi) bugüne kadar hep engellilerin yanında karınca kararınca. Bundan sonra da onların yanında olacağım ve gücümüz yettiğince yardımcı olmaya çalışacağız.
Aslında, okuduğunuz bu makalemde, şehrimizde ve seyahatlerim esnasında bazı yerlerde, engelli kardeşlerimize reva görülen ve hiç de hoş karşılanmayacak olumsuzlukları dile getirmekti. Ancak, bu makaleye başladığımda, 5-15 Ekim tarihlerinde Adana’da yapılacak olan, ‘Avrupa Tekerlekli Basketbol Şampiyonası’nın başlayacak olması ve dolayısıyla konuyla ilgili olarak sizlere ve engelli kardeşlerimize bazı bilgiler sunabilmek için, yukarıda söylediğim ve gördüğüm hadiseleri erteledim. Ama katiyen unutmuş değilim.
Efendim, sportif aktivitelerle birlikte, futbolun bizlere bahşettiği içeriklerinden de yararlanarak, engelli ya da engelli sporcu tüm kardeşlerimizin sorunlarını gündeme getirerek bu yazıyı noktalamayı düşünüyorum. Öncellikle, Adana’da yapılmakta olan Avrupa Tekerlekli Basketbol Şampiyonası, engelli sporcu ve engelli kardeşlerimizin bugünkü konumuyla ilgili bilgiler sunmak istiyorum.
Efendim, 5378 Sayılı Özürlüler (Engelliler) kanununa göre; ‘Anadan doğma veya sonradan herhangi bir nedenle BEDENSEL, ZİHİNSEL, RUHSAL ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri ve şikâyetleri olan, koruma, bakım, iyileştirme, destek hizmetlerine ihtiyaç duyan’ kişiye “ENGELLİ” dendiğini biliyoruz.
Bunu muhtelif makalelerimle sizlere anlatmıştım. Ülkemiz nüfusunuz %12.29’unu yani (9.6 milyon) engeliler oluşturmaktadır. Bireyin fiziksel işlevindeki bozukluk ve bunun sonucu hareket yeteneğindeki güçlük, onu toplumun diğer bireylerinden farklı kılmaktadır. Bizler için, engelli kardeşlerimizden söz etmek, hem de sık-sık söz etmek bir zaruret halini almıştır.
Onlar; acınmak değil, sadaka hiç değil, yapacakları bir işleri olsun istiyorlar. Bunu bile onlara çok gören bir ülkede yaşamaktayız. Doğrusunu isterseniz, ülkemizde engelli olmak kadar zor olan hiç bir şey yoktur. Bu nedenle onlara yakın olmayı ve onları samimi olarak sevmeye özen gösteriyoruz. Sonuna kadar böyle devam edeceğiz.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA