Değerli okurlarım, anlatacaklarımla Lefter Küçükandonyadis’i tanıyabileceğinize hiç ihtimal vermiyorum. O’nu sahada görmek ve muhteşem futbolunu izlemek lazım! O’nu ikinci kez görüşüm yine bir Galatasaray-Fenerbahçe müsabakasında olmuştu. Dolmabahçe Stadının o berbat zemininde orta sahadan aldığı topla herkesi ipe dizer gibi çalımlayarak Turgay Şeren’e müthiş bir gol atmıştı. Üzülüp üzülmediğim hakkında bir şey söylemek istemiyorum ama okuduğunuz makaleyi yazarken olay gözümün önüne geliyor da, inanın hiç üzülmüyorum.
Şu anda ülkemizde yaşayan en kıdemli kuşağın iyilerinden olduğunu söyleyebilirim. Atina’da ayağını kırmadan çok daha önce bir televizyonda röportajı yayınlanmıştı. Gerçekten iyi duruyordu. Gerçekçi olmamız gerekirse; sıradan insanların bile sağlığını ters yönde etkileyecek kötü itiyatları yoksa biraz da ferdi sporlara meyli bulunuyorsa, doğal olarak, emsallerinden daha sağlıklı, muhtemelen daha uzun ömürlü olacaktır.
Şu aşamada duyduklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Aynı zamanda en sevindirici makalelerimden birini yazdığımı da samimi olarak belirtmeliyim. Duyduğum kadarıyla Ordinaryüs’ün hiçbir kötü itiyadı yokmuş. Ama kırk yılında başında bir duble bir şey aldıysa tabi ki sorun yok, oda antibiyotik yerine geçer.
Maçlardan ve antrenmanlardan sonra diğer sporcularda olduğu gibi bar-pavyon yerine, denize açılır balık tutarmış. Deniz ürünlerini ve balığı çok severmiş. Hatta kendi ifadesiyle, “Denizden babam çıksa yerim” dermiş… Babası merhumun da usta bir balıkçı olduğunu, kendisiyle yapılan röportaj da ağzından duymuştum. Bu nedenle, deniz ve balık sevgisi muhtemelen babadan intikal etmiştir. Babası balıkçı olmasa bile, yine de denizi seveceğine inananlardanım.
Bu makaleyi yazmaya karar verdiğimde, bildiklerim ve duyduklarımın dışında yoğun bir çalışma yaptım.Ordinaryüs Lefter Küçükandonyadis ile ilgili tatmin edici bazı şeyler bulmam ve yazmam gerekiyordu. Doğrusu da buydu. Amatör sporcularımızın ve de hocalarının sorunlarını bu sütunlarda günlerce cevaplamaya çalışıyorsam, koca Ordinaryüs tek paragrafla anlatıp geçiştiremezdim.
Sadece, şurayı anlamadım, anladığımı da söyleyemem… Lefter ismi, Türkçemize ters düşmüyor. Defter demeyi bilen Lefter’i de hemen hatırlayabilir. Soyadı olan Antonyadis’in baş tarafına Küçük sözcüğünü kim ilave etmiş dersiniz? Acaba diyorum, bu da Lefter’in bir Ordinaryüslüğü mü?
Mutlu olu, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
(Okuyucularımızın İsteği Üzerine Yeniden Yayınlanmaktadır)