Kitaplarda Doğmak!

0
67

Kimi insan çizer kalemle cümlelerin altını, kimi not düşer kenarına sayfaların.. Kitapların elbette.. Babam Münir, not düşenlerdendi mesela.. Mesela, “okunacak en büyük kitap insandır” notuyla birlikte düşmüş doğum tarihlerimizi, başucu kitabının ilk sayfasına..

 “Der-kenar” deniyor kitap dilinde bu notlara..  (Ki, der: Farsça; de, içinde anlamına geliyor, der-kenar: kenarda, kenarların içinde demek oluyor..) Peki acaba niçin eli kalem tutan kimi babalar “der-kenar” olarak not düşer çocukların doğum tarihlerini kitaplara? “Alem unutur kalem unutmaz” yargısında dile getirilen hatıraları kitapla kuşatmak için mi acaba? Çocukların kitaplar içinde büyümesi umudunu yaşatmak için mi yoksa? İnsanlığın kitabını çocuklarda okumak içindir belki de.. “Tanrı’nın insanlardan ümidini kesmediğinin kanıtıdır” diyor bilgeler  “doğan her çocuk” için zira.. Tanrı’nın rahmet okyanusundan bir merhamet vaadidir bizlere her çocuk bu anlamda.. Dolayısıyla her çocuk barış içinde insanca yaşama hasretimizden şiirli bir duadır Tanrı’ya..

Ya kitaplar? “İnsani hayata kanıt bir değer söyle” diye sorulsa, ben hiç duraksamadan “kitaptır” diye yanıtlardım.. Hayır, bunu bir “temenni” değil, bir “imani”  düşünce anlamıyla ifade ederdim.. “İnsani bir ömürde kitapsız bir yaşam düşünemiyorum!” Kim diyor? Adının ne önemi var mühim olan anlamı.. Kaldı ki bu cümleyi, doğudan batıya “yaşamı kitaplaşmış” her bilgenin, “kitabı yaşamlaştırdığı” her kitabını okuduğumuzda, bir  “anlam tohumu” olarak ekmiyor muyuz zihinlerimize?

Necatigil, “Adı, soyadı / Açılır parantez / Doğduğu yıl, çizgi öldüğü yıl bitti.. / Kapanır parantez..” diyor “Kitaplarda Ölmek” adlı şiirinde.. Ya kitaplarda doğanların? Parantezi kapanmaz ki kitaplarda doğanların.. Yaşar birer sevgili olarak gönül defterlerimizde.. Kim? Örneğin yüreğimizin der-kenar notundaki adı Habibullah olan Hz. Muhammed.. Sevgili sözcüğünde gizlidir Hz. Muhammed’in gönül defterimizde açılan parantezdeki kapanmayan hayatı.. Ya Dost olan Hz. İbrahim’in? Halilullah değil mi yüreğimizin der-kenar notundaki adı? Ya Kelimullah Hz. Musa’nın? Ya Kelimetullah Hz. İsa’nın?

Yunus, “Geldi geçti ömrüm benim, Şol yel esip geçmiş gibi..” diyor bir nefesinde.. Ve devam ediyor: “Hele bana şöyle gelir, Bir  göz açıp yummuş gibi..”

Ömür; “bir göz açıp yummuş gibi” geçen zamanın, hayat denilen sonsuz akış nehrinden içtiğimiz yarım bardak su mu? Ya, diğer yarısı nerede suyun? Ab-ı hayat dediğimiz sonsuz yaşam iksiri, hangi yarısında bardağımızın? Miladi geçmişle, Hicri gelecek arasında asılı duran ömür takvimimizden kopardığımız yapraklarda, hangi kıvamda akar mesela hayatımız? “Ahseni takvim” (en güzel kıvamda) yaşayanlara ne mutlu!

 “Şu dünyadaki, En mutlu kişi, Mutluluk verendir. Şu dünyadaki, Sevilen kişi, Sevmeyi bilendir..” Şenay söylerdi en güzel kıvamda yaşam hasretimizi dile getiren bu şarkıyı yıllar önce.. Söylerdi, hüzünle belekli bahar neşesinin tüm tonlarını içeren bir ses tonuyla.. Çarpardı kardeşlik sevgisiyle yüreklerimiz: “Bütün dünya buna inansa, Bir inansa, Hayat bayram olsa, İnsanlar el ele tutuşsa, Birlik olsa, Uzansak sonsuza..”

Şarkının sözlerinden ve Yunus’un bir göz açıp yumduğu, “Biz sevdik, aşık olduk, Sevildik maşuk olduk, Her dem yeni doğarız, Bizden kim usanası..” ömründen nefeslenerek; “bu dünyadaki en mutlu kişi, sevmeyi bilendir.. Sevmeyi bilen kişi mutluluk verendir” diyebiliriz bizler de.. Kitapları da ekleyerek elbette..

İnsanlığa ve insan onuruna yaraşır bir “hayat” düşüncesi ve böyle bir hayatı “yaşayabilme” çabası.. Sevgi, barış, kardeşlik içeren hayat düşüncesinin kitabi adı: teori.. Yaşayabilme çabasının adı; pratik.. İnsanların, toplumsal hayat teorisi içindeki kendi pratiğini yaşayabilme çabasını kapsayan anlayış tümlüğünün adı: “dünya görüşü..” “Yaratılmışı severiz, Yaratandan ötürü” diyerek, nefsinden sıyrılıp nefhasal bakışla, dünya nüfusunun tamamını görüp kucaklayan bizim Yunus’un dünya görüşü ne? “Sen sana ne sanırsan, Başkasına da onu san, Dört kitabın manası, Budur eğer var ise..”

Kitabın kenarına düşülen notta; “Nehircan doğdu, Allah muammer etsin” yazıyor.. Bugün bizim Nehircan’ın doğum günü.. Miladi takvimlerdeki tarih; 24 Aralık 1999.. Milat sözcüğü, Hz. İsa’nın doğumunu niteler kitaplarda.. Örneğin Hz. İsa’nın doğumu başlangıç kabul edilerek çizilir tarih şeridindeki parantez içi uzun zaman çizgisi.. Ve Milattan Önce, Milattan Sonra denilerek tarihlenir takvimler.. Milat anlamıyla “Noel” olarak adlandırılır Hz. İsa’nın doğum günü.. AnaBritanicca adlı ansiklopedide Noel maddesinde şu açıklama var: “Noel (Latince natalis: “doğumla ilgili”) Hz. İsa’nın doğumu onuruna 25 Aralıkta kutlanan Hıristiyan Yortusu.. Aralık ayının 24. gününü 25. güne bağlayan gece, “Noel”  olarak kabul edilir Hıristiyan aleminde.. (Cilt 24, s.41)

“Hıristiyan”  yurttaşlarımızın “Noel Bayramını” insanlığımızın evrensel değerleri barış ve esenlik dileklerimle kutluyorum.. Selam ve saygılar…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here