Değerli okurlarım, eskilerin kral ve imparatorlarını bir tarafa bırakalım ve önce kendimize bakalım. Öz eleştiride bulunurken, ne durumda olduğumuzu görmek için aynaya bakmayı da ihmal etmeyelim. Futbol, günümüze gelinceye kadar badireler atlatmış, çile çekmiş ve de evrelerden geçmiştir. Yani bizlerle en olgun döneminde tanışmıştır. Belki de bizim şeyliğimiz ondan kaynaklanıyor.
Bizler, etrafı beyaz çizgilerle çevrili, üçer direkli iki kale, tribünler, hakemler, taraftarlar, emniyet görevlileri eşliğinde oynanan ve meşin yuvarlağın peşinden koşan sporcularla sevdik futbolu. Bir final maçı bile olsa, tansiyon ve heyecan oldukça yüksek olabilir ama sonunda galip gelen takım bir metal parçasına sahip olacaktır. Yani bir kupaya! Bu ifadeyi kullanırken de o metal parçasını yani kupaya hiçbir zaman hakir görmüyoruz.
Ancak, yine “Fi” tarihinde ve bir ülkede iki yerli kabile arasında futbol maçı yapılacak ama taraftarlar, hakemler, kale direkleri ve de oyuncu sayısı hakkında hiçbir fikrimiz yok. Sadece galip takımın kazanacağı ödül önem arz ediyor. Nedir bu ödül biliyor musunuz? Galip gelen takım, yendiği takım kaptanının yüreğini çıkarıp yiyecek. Bu spor işte böyle aşkla başlamış ve günümüze kadar gelmiş.
Biz bu hadiseye vahşilik diyoruz. Tamamen doğru! Futbolda öyle şeyler olmamalı diyoruz, o da tamam. Dilerseniz, bazı futbol müsabakalarını şöyle bir düşünelim. Stat içinde ya da dışında can veren gençler, ekmek parası için mi canlarını feda ettiler. Final maçı bile olsa, sporseverlerin saha içi ve saha dışı olaylarında can vermeleri normal midir? Sizce vahşilik değil midir? Kalkıp elin yerli kabilelerini, Kızılderililerini kınamayalım.
Bunları şimdilik donduralım. Şike, teşvik primi, doping gibi sporun ve insanların (yöneticilerin) yüz karası yaklaşımlardan söz etmeyeceğim. Söz etmeyeceğim ama şunları da söylemeden geçemeyeceğim. Benim Kasımpaşalı bir arkadaşım var. Uzun boylu badem bıyıklı ve zamanında futbol da oynamış, topları iyi kıvırtan biri!
“Futbola siyaseti karıştıranlar namerttir” demişti ya, biz o sözleri yanlış algıladık gibi geliyor. Hızını alamadı ve sporu şahıslar yapar, kulüplerin günahı yoktur. Verilecek cezalar şahıslara verilmelidir. Bu konularda yanlış yapılmamalıdır. Yanlış yapanları Allah affetmez. Hiç yengeçleri doğru yürütebilir misiniz? Onlar külhanbeyi gibi hep yan-yan yürürler. Hele Kasımpaşalı olursa… Yengecin de Kasımpaşalısı vardır.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA