Değerli Okurlarım, şu güzel ülkemiz ne hale geldi, ne hale getirdiler biliyorsunuz. Doğal olarak biliyorsunuz ve de inanıyorum ki, bu güzel ülkeyi sporu ile beraber ne hale getirenleri de biliyorsunuz, buna yürekten inanmaktayım. Ancak, şöyle bir çevremize baktığımızda neler görüyoruz, nasıl insanlarla karşılaşıyoruz, onu da biliyor musunuz?
Kuşkum yok, onları da biliyorsunuz. Bundan da tamamıyla eminim. Yine de ufak-ufak bazı mahrek kalmış şeyleri bildiğim kadarıyla sizlere anlatmaya çalışacağım. Gelişen olaylarla ilgili olarak, sizlerden daha fazla bilgiye sahip olduğumu da iddia etmiyorum.
Efendim, gelişen olaylar karşısında Türk insanının, Türk sporseverlerin sağduyusuna hayranım. Sözleriyle bazı önemli yerleri tahrik etmek istemiyor. Hani şu, tape-mape konusu var ya onları dinlerken bile üzülüyor, utanıyor ve hatta bırakın sevinip kahkaha atmayı, tebessüm bile etmiyor, edemiyor. O sporseverler, o ‘GEZİ’nen insanlar şöyle değerlendiriyor bu konuları:
“…Mesele, insanlardan oluşan bir malzemeyi, ayrı dünya ve yaşam biçimleriyle, apayrı kültür ve dinlerden gelen insanların oluşturduğu bir topluluğu sevk ve idare edenleri bir araya katıp, milyonlarca insanın umutlarını ve yaşam biçimlerini bağladığı bir topluluğu sevk ve idare meselesidir. Yazması bile bu kadar karmaşık olan bir kompleksi uygularken bundan haz duyabilmek. Bunu idame ettirebilmek pek kolay bir iş olmasa gerek…”
Geçtiğimiz haftaların birinde Trabzon’da bir derby oynandı. Çok şey ifade edecek nitelikte önemli bir derby. Zaten, hangi derby müsabakaları önemsiz ki? En kötü koşullarda rakibini üç puan geride bırakıyorsun ya da üç puan yaklaşıyorsun. Bu derby, aynı zamanda puan sıralamasındaki bazı takımları da yakından ilgilendiriyor. Şu aşamada bu müsabakadan fayda uman takımların durumu değil, yaşanan ve bir takımın mahvına neden olan olaylar.
Konuya şöyle bakalım… Sahaya yabancı madde atanları hoş görmemiz mümkün değil. Mümkün değil ama günler önce ev sahibi taraftarların duydukları, onların bir noktaya gelmelerine yetti de arttı bile… Taraftar sağduyulu olmalı, dolduruşa gelmemeli. Kulübünü seven gerçek taraftar, sporsever olmalı. Taşkınlığa meyyal olanları, sakinleştirecek olgun sporseverler çoğunlukta olmalı.
Sporla ilgili birçok konularda Avrupalı takımlardan çok farklıyız. Avrupa kulüplerinin başkanları hiç ön planda olmazlar, zaten onları doğru dürüst kimse tanımaz bile. Ya bizde? Bizim kulüp başkanları şov yaparlar, üstlerine yoktur. İhaleleri-mihaleleri söylemiyorum. Bu derby için söylenenleri de yarın anlatacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
