CHP Milletvekilleri Eryılmaz, Ediboğlu ve Defne Belediye Başkan Adayı Yaman Sınırda İncelemelerde Bulundu…
CHP Hatay Milletvekilleri Av. Refik Eryılmaz, Dr. Mehmet Ali Ediboğlu ve Defne Belediye Başkan Adayı Dr. İbrahim Yaman, Yayladağı-Suriye sınırına sıfır noktasında incelemelerde bulunarak ortak basın açıklaması yaptı.
Yayladağı ilçesi sınırına sıfır noktada bulunan Suriye’nin Keseb Kasabasında yoğun çatışmaların halen tüm şiddetiyle devam ederken Yayladağı ve civar köylerde yaşayan vatandaşların tedirginlik içerisinde olduklarını ve Gözlekçiler Köyünün de can güvenliği nedeniyle boşaltıldığını ifade eden Eryılmaz, Edipoğlu ve Yaman bölgeye iki kez giderek incelemelerde bulunduklarını kaydettiler.
Önce Yayladağı Sınır Kapısına gittiklerini, orada bulunan yetkililer ile görüştüklerini daha sonra da olaya tanık olan köylülerden yaşanan çatışmalar hakkında bilgi almaya çalıştıklarını belirten Eryılmaz, Edipoğlu ve Yaman edindikleri bilgilerle sonrası şu açıklamayı yaptı;
“Suriye sınır kapısının El Kaide militanları tarafından nasıl saldırıya uğradığını, teröristlerin nereden saldırdıklarını ve kapıyı nasıl ele geçirdiklerini öğrendik. Ardından, Keseb Kasabasının ve çatışmaların daha net izlenebildiği sınır köylerine ve Kel Dağı eteklerine geçtik. Keseb, ölü bir şehir görüntüsündeydi ve top, tüfek, bomba sesleri kulakları sağır ediyor, çatışmalar çıplak gözle izlenebiliyordu.
Oralarda gördüğümüz en çarpıcı manzara ise; bize, bölgede yaşayan köylülere ve T.C. vatandaşlarına yasak olan her şeyin Suriyeli Teröristlere serbest olmasıydı. Bizi sokmak istemedikleri yerler bir yana, sadece askerlerin kullanabildiği alanlarda bile Suriye plakalı araçlar, içlerinde silahlı teröristler ile cirit atıyorlardı.
Köylülerden aldığımız bilgilere göre de, en az 5 ayrı noktadan aynı anda binlerce silahlı terörist Türkiye topraklarından sınırı geçerek saldırıyı başlatmışlardı. Halen Yayladağı’na; Altınözü’nden, Antakya’dan, Reyhanlı’dan, Osmaniye’den ve diğer başka bölgelerden teröristlerin taşınarak iç savaşa dahil edildikleri de herkesin tanık olduğu ve engel olunamayan bir gerçek. Bir başka gerçek de bu teröristlerin çoğunun Arapça bilmediği, yani başka ülke vatandaşı olduklarıdır.
İlk gün görüntülediğimiz ve önemli olduğunu düşündüğümüz bir konu da Gözlekçiler Köyü ile Kayapınar Bölüğü arasındaki ‘Askeri Hat Yolu’ndan onlarca Suriye Plakalı aracın sürekli terörist taşıdığı ve teröristlerin askeri bölgeyi çok rahat kullandıkları ve kendi topraklarımızdan Suriye Karakoluna mermi yağdırdıklarıdır.
Köylülerimizin bize anlattıkları karşısında kanımız dondu. Bazı köylülerimiz de her akşam teröristlerin minibüsler ile cephanelerin de traktörlerle Suriye tarafına taşındığını da ifade ettiler. Kaymakam ve Karakol Komutanı toplantıda olduklarını söyleyerek bizlerle görüşmekten kaçındılar.
Terörist grupların ilk saldırılarından sonra sosyal medya aracılığı ile yaptıkları açıklama ise bir hayli ürkütücüdür. Suriye Alevileri ile Hatay Alevilerinin irtibatını kestik demişlerdir. Bu saldırılara AKP’nin açık desteği, mülki idarecilerin tutumu, güvenlik kuvvetlerinin yardımı ve Yayladağı Sınır Kapımızın anlamsız bir şekilde bir yıldan beri kapalı tutulması Hükümetin de aynı niyeti taşıdığını düşündürmektedir.
KESEB birlikte yaşama örneği veren bir kasabadır, Ermeni’ler, Türkmen’ler, Sünni’ler ve Alevi’lerin birlikte kardeşçe yaşadığı bir sayfiye yeridir. Denize uzaklığı 1 km.dir.
Bölgede yaşanan bu gelişmeler bölgenin kaderini ve geleceği yakından ilgilendiren gelişmelerdir. Büyük Ortadoğu projesinin yavaş-yavaş uygulamaya konulduğunu görüyoruz. Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan özerk bölgelerin sınır il ve ilçelerimizde yaşanan nüfus hareketliliği, kel dağındaki füze ve radar üssünün kurulması, Cilvegözü ve Yayladağı sınır kapısının teröristlerin eline geçmesi ve Akdeniz’e açılan son stratejik nokta olan Kesep’in ele geçirilmesi ve sınır boyunca El-kaide militanların yerleştirilmesi bu projenin birer parçasıdır. Bu gelişmeleri üst üste koyduğumuzda Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak devletin Akdeniz’e koridor açılma altyapısının oluşturulduğunu ortaya koymaktadır.
Sınırda yaşanan bu gelişmelerden anlaşılan o ki hükümet terör örgütleri ile işbirliği içerisindir. Bu uluslararası terör suçunu oluşturmaktadır, hükümet çok tehlikeli bir oyun içindedir. Hükümetin bu tavrı ülkeyi uluslararası anlamda sıkıntıya sokacak niteliktedir. Hükümetin bu politikalarından vazgeçmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak teröristlere sağlanan bu açık net destekten kaynaklı yaşanan bütün ölümlerden Erdoğan ve Hükümeti sorumludur. AKP hükümeti küresel güçlerin Suriye halkına karşı yürüttüğü kirli savaşın tetikçisi ve taşeronu konumundadır.”