Değerli Okurlarım, gazeteniz (İskenderun Gazetesi) her yıl en azından 3 ya da 4 kez spor ahlakı ve terbiyesi hakkında sizlere bilgiler sunar ve bu sunumu yaparken de özellikle futbolculara ve tüm sporculara seslenir, hem de yüksek sesle. Denizden alınan bir tas su misali, eminim sesimizi duyuruyoruzdur. Makalelerimizi samimiyetle okuyup ve bizlere teşekkür eden spor adamlarına, sporculara ve okurlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunarız.
Futbol sadece bir ayak oyunu değildir, temaşa zevki limitte seyreden ve aynı zamanda çok önemli bir sanat dalıdır. Zenginliğe, şana, şöhrete açılan bir penceredir. Yaşamımızın anlamı toz duman içinde kaldığında, gözle görülemeyecek bir hal alır yepyeni hatlar ve çizgiler… İçimize gri rengin tonları kışlamaya başlar ve giderek de koyulaşır, öyle bir an gelir ki, göz gözü görmez…
Efendim, bizler yaşamımız boyunca ve daha çok olgunluk dönemlerimizde hepimiz sık-sık karşılaşmışızdır, zorlandığımız, zorlu yıllarımız olmuştur. Olaylar karşısında kendimize şunları sormalıyız. Bu olumsuzluklara karşı nasıl bir tavır takınmalıyım. Nasıl bir strateji belirlemeliyim, Nasıl davranmalıyım? Bu davranışlarımı çevre ve toplum onaylar mı? Davranışlarım, toplumun benimsediği davranışlarla paralel mi? İyi kötü nasıldır? İnsanlarla ilişkilerin hangi düzeyde, başkalarının haklarına saygı duyuyor muyum? Adil olabiliyor muyum, vicdanım rahat mı? Doğaya karşı sorumlu davranıyor muyum, merhametli biri miyim? Hayvanları seviyor muyum?
Kendimizi yargılamak kadar, bu sorulara da yanıtlamak da zordur. Bu soruların hepsi de önemlidir ama çoğuna verilen yanıtlar olumluysa, bizi yönlendiren ahlak ve terbiyedir. Bir futbolcunun ağzından şunları duymuştum: “…Ben ailemin nafakasını kazanıyorum, onun için sert oynarım ve acımasızımdır. Başka türlü başarılı olamam…” Spor ahlakı ve terbiyesinden yoksun olan bu arkadaşımız çoktan futbolu bıraktı ama futbol sahalarındaki hareketleri ve söyledikleri ve hem de pervasızca söyledikleri peşini bırakmıyor.
Aynı futbolcu, bir futbol müsabakasında rakibinin ayağını kırmıştı. Kendisi futbol oynayarak ekmek parasını kazanıyor, tamam. Sakatlanarak futbolu bırakan o sporcunun ekmek parasını kimler verecek. Nerede olursa olsun, hangi konumda olursa olsun ahlak ve terbiye hep ön planda düşünülmelidir. Hani bazı yöneticiler “Bu maçı neye mal olursa olsun alacağız, almak zorundayız…” derler. Sizce bu ifade ne anlama geliyor? Oyuncularına bir mesaj mı veriyor? Futbol kurallarını ihlal mi edin demeye çalışıyor? Koyu gri, zifiri karanlığa böyle dönüşüyor.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA