‘Partiler arası diplomasi’ de mekik dokuyup zik-zak çizen çakma siyasetçiler ortalıkta cirit atıyor. Belediye Meclisi üyeliğini bir an önce kapmak için sahneye konan kirli ve çirkin tezgâhlar…
Siyaset borsası istikrarsız ve karma karışık. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Kendi partisinde aradığını bulamayan kızgın ve küskünler, kulvar değiştirerek diğer partilerle dirsek temasında, haraç mezat pazarlanma yöntemleriyle, hedeflerine ulaşma turlarını sürdürüyor.
“O parti senin, bu parti benim..!” Sanki köşe kapmaca oyunu! Siyasi trafik yoğunluğu halkın gözünden kaçmıyor. Geçmişte siyasi transferlere tanık olduk ama son dönemlerde sıkılmadan, milletin gözünün içine baka-baka kendilerini pazarlayanların bu kadarına da pes dedirten olumsuz davranışların artış göstermesine ilk kez tanık oluyoruz.
Sözde “hizmet aşkı” uğruna gömlek değiştirir gibi parti değiştirip bireysel çıkarlar üzerine hesap yapan siyasi bukalemunlar artık kendilerini gizlemiyor. “Serbest Siyaset Piyasası” harıl-harıl çalışıyor. Kıyasıya koltuk kapma entrikaları tavan yapmış durumda.
“Siyaset bir amaç değil, bir araçtır” zihniyeti kol geziyor. Siyaset piyasasındaki görüntü, “hizmet” söyleminden ziyade tam bir “rezalet…”
Siyasi deneyimi ve geçmişi olmayanlar, siyasetten anlamayanlar, beklenti içinde koltuk avcılığına soyunmuş var güçleriyle koşuşturuyorlar. Bu seçim döneminde siyasetin yazılı olmayan kuralları, tıkır-tıkır işliyor.
Siyaseti istismar edenler, çocuk oyuncağına çevirenler, fırsat kollayanlar, pusuya yatanlar, bireysel çıkarlarını ön planda tutanlar, birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul olanlar, oy pazarlığı yapanlar… Hepsi bir arada! Yüzsüzlük, pişkinlik ve vurdumduymazlık yüzlerindeki ifadelerden okunabiliyor.
Siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayanlara hak etmedikleri meclis üyeliği koltuğunu emanet etmek, ne derece sağlıklı ve yararlıdır? Demokrasisi gelişmiş ülkelerdeki siyasi anlayışa göre koltuk, uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda belirli evrelerden geçerek hak eden siyasetçiye teslim edilir.
Bizde tam tersine hazıra konma, deyim yerindeyse “paraşüt” sistemi geçerliliğini koruyor. Hak etmeyenler el üstünde tutularak kıymete binmiş olan “meclis koltuğu” hediye ediliyor.
Partinin misyonu ve vizyonuna yabancı kalanlardan hizmet beklemek şüphelidir. Çağdaş demokrasiyle yönetilen ülkelerde parti değiştiren bir siyasetçiye rastlamak mümkün değildir. Çünkü, siyasi etik ve kurallar iki yüzlü siyaset anlayışına çanak tutmaz.
“Söz konusu meclis üyeliği ise, gerisi teferruattır” düşüncesine kapılan çürük elmalar ayıklanmadıkça siyaset rayına oturmaz. Sahte siyasetçilere göre, parti değiştirmek önemli değildir. Önemli olan “hizmet” aşkıdır.
Sözde “hizmet aşkı, aşkların en güzelidir!”