Dün bir bugün iki, beş yıl ne kadar da çabuk geçti. Ömrünü tamamlamak üzere… Yerel seçimlerde tatlı rekabet kızışıyor, “30 Mart” rüzgârı çetin geçeceğe benziyor.
Siyasi şov başlıyor. Belediye başkan adayları görücüye çıktı. Siyaset sahnesinde yerlerini aldı. Halkın karşısında bilgi, beceri ve yeteneklerini sergileyecekler. Başkanlık otobüsünde bir kişilik koltuk mevcut! Talipleri çok! Bu kısmeti belirleyecek olan sandıktır.
Şehirciliğin ölçütleri sadece kaldırımcılık ve boyamacılıktan ibaret değildir. Önemli olan, kentin yaşam standartlarını yükseltecek sosyal, kültürel ve ekonomik canlanmanın yolunu açmaktır.
Yaşanabilir, sorunsuz çağdaş bir kent! İskenderun’un, belediyecilik tarihindeki sicili bozuktur. Karne notu hiçte iç açıcı değildir. Bölgesel konumuyla ileriye gideceği yerde, şehircilik liginde alt sıralarda bocalamaktadır.
Kırk yıl önce ile kırk yıl sonraki İskenderun arasındaki fark kendini gösteriyor. Sorunlar ertelene-ertelene dağ gibi birikmiş. Sonuçta kronikleşmiş sorunlar hep halının altına süpürülmüştür.
Çarpık kentleşme, gece kondu enflasyonu, insan sağlığını tehdit eden, pis koku yayan ve görüntü kirliliğiyle ününe ün katan feyezan kanalı, sivrisinek ve ana caddelerdeki çift sıralı otopark sorunları…
İhmal, sorumsuzluk ve vurdumduymazlık…
Yaşanamaz bir kent manzarası…
Kaybolan yılları telafi edebilecek fırsatları değerlendirmek için tek yol sağduyulu davranmaktır. Vatandaş, bu kötü kadere razı olmamalıdır.
Rafa kaldırılmış hizmet ve yatırımların hayata geçirilmesine vatandaş karar verecektir. İskenderun artık yerinde sayan bir kent görünümünden kurtulmalıdır.
“30 Mart” bir dönüm noktasıdır. İskenderun, kabuğunu kırıp ileriye doğru hamle yapmalı, mutlu geleceğini yaratma peşinde koşmalıdır.
Halk çalışandan, hizmet yapandan ve aynı zamanda inandırıcılığından şüphe duyulmayan dürüst siyasetçilerden yana tavır almalıdır. Seçilecek belediye başkanı ve meclis üyeleri tüm İskenderunluların eseri olmalıdır.
Yazık bu memlekete yazık, İskenderun çok daha ileri farklı yerlerde olmalıydı çok…