Sayın Başkan, öncelikle tekrar İskenderun Belediye Başkanlığına partiniz tarafından aday gösterilmeniz dolayısıyla sizi tebrik ederim. Demek partiniz sizin çalışmalarınızdan memnun kalmış ki sizi tekrar aday gösteriyor. Ama İskenderun halkı sizden memnun kalmış mı, onu da önümüzdeki Belediye Başkanlığı seçiminin sonuçlarını aldığımızda göreceğiz.
Ben bir İskenderunlu olarak iki konuda şikâyetçiyim. Birincisi; Su getireceğiz, doğal gaz getireceğiz diye şehrin altını üstüne getirdiniz. Kazılmadık yer, açılmadık çukur bırakmadınız. Gerekçeniz güzel: “Çok eskimiş boruları, tesisatı yenileri ile değiştirmek ve İskenderun halkının sağlıklı alt yapıya kavuşmasını sağlamak…” Ama her işin bir planı ve programı olması gerekmez mi? Şehrin hemen tamamını bir hamlede kazıp, sıra tesisatı döşemeye gelince aylarca beklemek ve İskenderun halkını çukurlarla, tozla, toprakla baş başa bırakmak hangi plan ve programa uyar Sayın Başkan?
İskenderun gibi sıcakların had safhada olduğu bir şehirde, üstelik Temmuz ve Ağustos aylarında insanların toz, topraktan korunmak için pencerelerini kapalı tutmalarının, evlerin içini şehir hamamına çevirdiğini tahmin edebiliyor musunuz? Biliyorsunuz evlerimizin çoğunda klima denilen soğutucu makine yok ama olanların da klima çalıştırmaları için dışarıda temiz bir hava olması gerekir.
Açılan çukurlara ve trafiğe kapatılan caddelere gelince; Ben arabamla trafiğe çıktığım için iyi biliyorum. İskenderun’da hangi sokağa girsem bir sürprizle karşılaşıyordum. Çukurlardan usta manevralarla kurtulup bir sokağa girdiğim ve epey gidip de sokağın diğer ucuna vardığım zaman bir de bakıyorum ki sokak kapalı. Daha sokağın başında “Kapalı” levhası konulamaz mıydı? Üstelik arkamda birçok araba da birikmiş, ne ileriye ne de arkaya dönmek mümkün!
Bu tür aksilikler zannediyorum birçok İskenderunlunun başına gelmiştir. Sonuçta İskenderun halkı sağlıklı bir alt yapıya kavuştu ama bütün bir yaz boyunca gereksiz bir çile çekti. İyi bir planlama ile bu durumların önüne geçmek mümkündü.
Şikâyetçi olduğum konulardan biri de İskenderun’a yapılmak istenen Hilton Oteli… İskenderun’un beş yıldızlı otele ihtiyacı var mı ayrı bir konu ama otel yapılacak yerin seçimi çok dikkatimi çekti. Koca İskenderun’da hiç yer kalmamış gibi Hilton otelini sahilin 50 metre yakınına, hem de tarihi Şükrü Kanatlı kışlasının yanına yapmak istiyorlar. Tarihi eserlerin yanına, sit alanlarının içine çok katlı bina yapmak maalesef Türkiye’ye has bir durum…
Tarihe saygısı olmayanların insanlara saygısı olur mu? Eskiden meyan kökü deposu olarak kullanılan bu arazinin etrafı şimdi tahta perde ile çevrilmiş, içerde iş makineleri harıl-harıl çalışıyor. Ortada otel için verilmiş inşaat ruhsatı olmadığı söyleniyor. Madem bir ruhsat yok bu makineler orada ne yapıyor ve arsanın etrafı neden tahta perde ile çevrili?
Bu konuda İskenderun Gazetesinde birkaç yazı yazdım. Ancak Başkanlığınızdan hiçbir açıklayıcı cevap alamadım. Sayın Başkan, siz gazeteleri okumuyor olabilirsiniz. Sizin basın görevlileriniz de mi yok? En azından onlar size bilgi verebilirlerdi. İskenderun halkı tarihi eserlerin yanına çok katlı binalar istemiyor. Aklın gereği de zaten budur. Lütfen bu konuya eğilin. Yoksa İskenderun’da kültüre, tarihe darbe vuran bir başkan olarak hafızalarda kalırsınız. Saygılarımla…