Futbol ve Yağdanlıklar (1)

0
41

Değerli Okurlarım, bu makaleyi yeni yılın (yani 2014) ilk haftasının ilk Pazar gününde yazmaya başladım ya, bir kaç gün sonraya sarkacağını ve belki de daha da olgunlaşacağını düşünmekteyim. Nereden başlasam, nelerden söz etsem diye de iç geçirmekteyim… Efendim, en tepede bombalar patlıyor! Depremin yıkamadığı binalar inanın yerle bir oldu. Enkazın neresine baksan feryatlar yükseliyor.

Kimleri kurtaralım, kimlere el uzatalım diye düşündüğümüzde de nedense bu yaklaşımdan vazgeçme gereği duyuyorsunuz. Çünkü çöken binaların sütunlarına dinamiti koyanlar tamamıyla onlar. Kendileri ettiler, kendileri buldular deyip görmezden gelmeyi istiyorsunuz ama olmuyor işte.

Futbolda tökezledik diye, dünya kupası finallerine iştirak edemeyeceğiz diye, destan yazan polislere sahibiz diye, ne hak yere tutuklanan ve ekmeklerinden olan gençlerimizin, yoksul evlerinde acı içinde kıvranan ana ve babalar, bu dramatik olaylar için, futbola öncülük yapan Avrupa’nın ileri ülkelerini, Amerika’yı, cemaati, buna benzer daha bir çok yerleri düşmanlıkla suçlayamayız. Böyle bir yanlışa düşersek, acze düşmüşüz, iflas etmişiz demektir.

Altı pas içinde, meşin yuvarlağı dağlara taşlara gönderirseniz, suç, ne üç direk namıyla maruf çerçevede, ne de yeşil zemin ve toptadır. Bunun için “Herkes bize düşman, kalkınmamızı yükselmemizi istemiyorlar” diyemezsiniz. Benim oğlum, damadım topu auta atmaz, yer kaygan olduğu için, onların üzerinden bana ulaşmaya çalışıyorlar diyemezsiniz.

Kramponunu ayakkabı kutusuna koyan bir sporcuyu hedef alırsanız ve bu yapılanda aksine bir anlam diye, o sporcuyu hedef alırsanız bunu izah edemez ve altından kalkamazsınız. Çuvallar dolusu altını olduğundan ve bu nedenle de hakkında kovuşturma açılan ama şimdi öbür tarafta bulunan bir vatandaş, yetkililere ve suç duyuru­sunda bulunanlara şunları söylüyor;

“…Bu çuvallarda altın var diyorsunuz ama açın bir bakın, altın mı, yoksa bakır mı? İnsan bakır için suçlanır mı? Bu abesle iştigaldir. Öbür tarafta Allah’a hesap vereceğiz…”

Çok ilginçtir ki; Onun imamı da aynen şunları söylemişti; “…Ben sporcu ruhluyum, dürüst bir insanım ve imamım. Yapılan soygunların, sahtekarlığın, ihalelerin, rüşvetlerin olmasını istemiyoruz. Ben Rabbime ne diyeceğim…”

Bunlar cenneti parselleyen, futboldan nemalanmaya çalışan, derslerini güzel çalışan çok akıllı sporculardır.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here