Eğitim Emekçileri Hakları İçin İş Bıraktı!

0
49

“Taleplerimiz Yerine Getirilmezse Mücadeleyi ve Dayanışmayı Yükselteceğiz”

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonuna (Hür-Sen) bağlı sendika üyesi eğitim emekçileri bir günlük iş bıraktı.

Atatürk Anıt Alanında bir araya gelen Eğitim Sen, Eğitim İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen üyesi eğitim emekçilerine, 2021 Tüm Emekli Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyeleri ile Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı Hüseyin Derin ve yönetimi de destek verdi.

‘Emekçiler Elele Genel Greve’, ‘Birleşe Birleşe Kazanacağız’, ‘Sefalete Teslim Olmayacağız’, ‘Zafer Direnen Emekçinin Olacak’ şeklinde sloganlar atan eğitim emekçileri, insanca bir yaşam için iş bıraktıklarını ifade ettiler.

Ünsal; “Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz!”

Basın açıklamasında ilk olarak söz alan KESK Dönem Sözcüsü Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Ünsal; “İnsanca Bir Yaşam İçin İş Bırakıyor, ‘Sefalet Zammı’ Değil, Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz!” dedi.

Her geçen gün etkisini artıran ekonomik krizin, milyonların yaşamını daha da zorlaştırdığını ifade eden Ünsal; “Kamu emekçileri olarak, toplumun diğer kesimleri gibi, yıllardır artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret zamları karşısında yoksullaşmaya mahkûm ediliyoruz. Alım gücümüz düşerken, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta zorlanıyoruz. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları gerçeğin birazını bile yansıtmazken, maaşlarımız mum gibi eriyor ve ülke olarak hızla yoksulluğa sürükleniyoruz. Artık Yeter! Emekçisi, emeklisi bilcümle GEÇİNEMİYORUZ!

2025 yılını yüzde 30’luk asgari ücret zammının yanı sıra, kamu emekçileri ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54; işçiler ve işçi emeklilerine reva görülen yüzde 15,75’lik sefalet zamları ile karşıladık. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur.

İş yerlerinde alın teri döken bizler, enflasyon karşısında ezilirken sermaye her geçen gün daha fazla kâr ediyor. Vergi yükünün büyük bölümü emekçilerin omuzlarına yıkılırken, zenginlerin vergi borçları birer birer siliniyor. Kamu kaynakları, halkın ihtiyaçları yerine sermayeye ve yandaş projelere aktarılıyor. Bu adaletsiz düzenin bedelini yıllardır neden sadece biz emekçiler ödüyoruz? Kamu emekçilerinin, işçilerin, emeklilerin “insanca yaşayacak ücret” taleplerini görmezden gelen siyasi iktidarın ücretlerimizi baskılayıp, boğazımızı sıkarak uygulamaya çalıştığı ekonomik programa karşı kamu emekçileri olarak itiraz ediyoruz.

İnsanca yaşayacak bir ücret, sadece ekonomik bir talep değil, aynı zamanda insani bir haktır. Kamu emekçileri, geçim sıkıntısı çekmeden çocuklarının geleceğine güvenle bakabilmeli, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmelidir. Bu nedenle, asgari ücret ve kamu emekçisi maaşları yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmeli, maaş artışları iktidar programına göre değil gerçek enflasyon oranına göre yapılmalıdır.

Ranta, faiz ödemelerine, sermayeye teşvike değil, halk için toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe talep ediyoruz. Haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda, mücadeleyi ve dayanışmayı yükselteceğimizi ve Ülkemizin tüm meydanlarında eylemlerimize devam edeceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Erkan; “Bu Düzene Baş Kaldırıyoruz”

Daha sonra söz alan Hürriyetçi Eğitim Hatay İl Yönetimi Basın Medya Tanıtım Sorumlusu Emel Erkan da; “Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı, ülkemizin her köşesinde iş bırakarak alanlardayız” dedi.

2025 yılı için çalışanlara ve emeklilere reva görülen zam oranlarının, gerçek enflasyon rakamlarını ve halkımızın alım gücü kaybını göz ardı eden marazlı bir yaklaşımın ürünü olduğunu savunan Erkan; “Yüzde 30’luk asgari ücret zammının yanı sıra, kamu çalışanları ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54; işçiler ve işçi emeklilerine reva görülen yüzde 15,75’lik sefalet zamları kabul edilemez. 2025 yılı için açıklanan yıllık zam oranı bizlere göstermektedir ki; siyasi iktidar kemer sıkma politikalarını terk ederek adeta memur ve emeklilerin boğazını sıkma politikasına geçiş yapmıştır. Alın teri ve emeğin yok sayıldığı, vergi yükünün çalışanların sırtına yüklendiği bu düzene baş kaldırıyoruz. Hakkımızı alana kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz.

Gelinen noktada kamu çalışanları ve emeklilerimiz adeta yoksulluğa terk edilmişlerdir. Son dönemde memur ve emekli maaşlarında gerçekleştirilen artışlar, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında erimiştir. Buna ek olarak, kiraların son bir yılda %150’ye varan oranlarda artış gösterdiği ülkemizde, memurlarımız ve emeklilerimiz barınma krizine sürüklenmiştir. Özellikle büyükşehirlerde, memurların maaşlarıyla kira giderlerini karşılaması imkânsız hale gelmiştir. Barınma hakkının dahi tehdit altında olduğu bu ortamda, yetkililerin suskun kalması kabul edilemez.

Bu durum, sadece kamu çalışanlarının ekonomik haklarının gasp edilmesi değil, aynı zamanda toplumun geleceğine de vurulan bir darbedir. Bugün, ne yazık ki kendilerini memurların sesi olarak lanse eden sarı ve yandaş sendikalar, iktidar odaklı politika izleyerek çalışanların haklarını savunmaktan uzak kalmışlar, bu adaletsiz zam oranlarına ses çıkarmamışlardır. Siyasi iktidarlara payanda olarak sendikacılık yapıldığı müddetçe kaybeden kamu çalışanları olacaktır.  Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu olarak bu anlayışa karşı şiddetle duruyor, hak arama mücadelemizde yalnızca çalışanlarımızın çıkarlarını esas alıyoruz.

Buradan, kıymetli basın mensupları aracılığıyla Sayın Cumhurbaşkanının 1993 yılındaki ifadesiyle hükümete seslenmek istiyoruz. Aynen şöyle seslenmişti Sayın Erdoğan: “Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor.”       

Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu olarak bir günlük iş bırakma kararımız uyarı niteliğinde olup, kamu çalışanlarımızın beklentileri karşılanmadığı müddetçe eylemlerimize devam edeceğimizi ve bu haklı yolda asla geri adım atmayacağımızı buradan ifade ediyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Kuş; “Artık Sessiz Kalma Zamanı Değildir”

Son olarak konuşan Eğitim İş Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Kuş ise; “Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız” dedi. Yapılan zamların emekçileri açlığa mahkum ettiğini öne süren Kuş; “Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir” diye konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranının, çarşıda, pazarda yaşanan gerçeklerle asla bağdaşmadığını kaydeden Kuş; “Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz! Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla, bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz!

Tüm bu yaşananlara Cumhurbaşkanı’nın çözümü “fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin” çağrısıdır. Siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha görmekteyiz. Sayın Erdoğan’a soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı? Halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla, adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve yaşam koşullarımızı iyileştirmek için sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ediyoruz!

Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz.

Artık sessiz kalma zamanı değildir. Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 (bir) günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen içindir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz!  Hep birlikte sesimizi yükseltelim! BU DAHA BAŞLANGIÇ, taleplerimizin dikkate alınmaması durumunda tüm emekçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde etkili olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz” diye konuştu.

Eğitim emekçileri taleplerini de madde madde sıraladı. Sloganların atıldığı basın açıklamasında daha sonra davul zurna eşliğinde halaylar çekildi. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here