Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Aralık ayı geldi hatta bugün 19 oldu, iki gün sonra ayın 21’i! Bizler yaşadığımız felaketlerden maşallah günleri, ayları bile şaşırdık. Ancak dünyada ne olursa olsun zaman bildiği gibi geçer. Ve hemen hepimiz biliriz ki ayın 21.ci gecesi yılın en uzun gecesi olur. Ve birçok kültürde farklı şekillerde kutlanan Nartugan, her yıl 21 Aralık’ta kutlanır. Türklerin eski inanışına göre gece ile gündüz sürekli savaşır ve en uzun gece ile birlikte günler uzamaya, güneş daha çok görünmeye başlar. Türklerce Ay yılı esasına dayalı olarak 21 Aralık’tan sonra yeni yılın geldiğine inanılır.
Nartugan adı ise okunuşu itibariyle nar ile ilgili şeyler anımsatsa da burada farklı bir anlamı vardır. Nar, Nartugan olarak da bilinen ‘yeniden doğuş bayramı’ her yıl 21 Aralık’ta kutlanıyor. Türklerde güneş oldukça önemli olduğundan da güneşin daha çok görülmeye başlayacağı bu günün seçiliş amacı olabilirdi. Hristiyanların tıpkı Noel’de yaptıkları gibi ağaç altına hediyeler bırakılırdı. Bu ağaç hayat ağacıydı ve hediyeler de Tanrı içindi. Hala pek çok kültürde kutlanan bu bayramda bir de ‘Ayaz Ata’ oluyor. Noel Baba ile özdeşleşen Ayaz Ata, mitolojilere göre kışın soğukta ortaya çıkan kahramandır. Hatta Noel Baba efsanesinin temelinde de yine ‘Ayaz Ata’nın yattığı düşünülüyor.
Aralık ayının önemi benim içinse yılın son ayı olması ve sevgili çocuklarımın doğum günlerinin Aralık ayında kutlanıyor olması. Bundan yıllar önce örneğin 2012 Aralık ayında korku ve heyecanla beklenen bir ay olmuştu. Hemen hepimiz bu dedikodudan şu ya da bu şekilde etkilenmiştik ama bu yılın başından beri başımıza gelenler tabi o günleri mumla arar olduk. Ve bu arada, 2012 kehanetlerinde 21 Aralık’ta Marduk denen Güneş sitemindeki bir gezegenin dünyaya çarpacağı ve kıyametin kopacağı gibi bir düşünceye inanılıyordu mayaların takvimine göre… Biraz gizemli olalım değişik bilgilerle gündem dışına çıkalım istedim.
Churchward’a göre Mayalar yaklaşık 12.000 yıl önce (M.Ö. 10000) Büyük Okyanus’un sularına gömülmüş efsanevi Mu kıtasından bu kıtaya göç etmiş bir halkın torunlarıdır. Tezini kısmen, mineralog ve arkeolog olan Dr. William Niven’in 1921’de Mexico City yakınlarındaki Santiago Ahuizoctla kazılarında bulduğu 2600 tablete, kısmen Troano, Dresden gibi Maya el yazmalarına, kısmen de Uxmal tapınağı ve Xochicalo Piramiti yazıtlarına dayandıran Churchward, Asya ve Amerika halkları arasındaki benzerlikleri her iki kıtaya da Mu kıtasından göç edildiğini ileri sürerek açıklamaya çalışmıştır.
“Mayalar” adlı kitabında Mayaların geçmişte manyetik eksenin ve kutupların yer değiştirmiş olduğunu bildiklerini, ayrıca 405 dolunayın 11.960 günlük periyodunu ve 25.626 yıllık presesyon periyodunu hesaplamış olduklarını ileri süren Yılmaz Aydın, konuya ilişkin olarak şu fikri savunur: “Nasıl günümüzde bir yanda uzay teknolojisi yaşanırken diğer yanda dünyanın çeşitli bölgelerinde insanlar ilkel koşullarda yaşamlarını devam ettiriyorlarsa, geçmişte de bir yanda Maya uygarlığı varken, diğer yanda Orta Amerika’da geleneklerinin etkisi altında oldukça geri düzeydeki toplumlar var olmuştur.”
Ezoterizmde “Başlangıç nasılsa son da öyle olacaktır” denir. Bazı şeyler yeryüzünde periyodik olarak tekrar eder. Mayalar bu ezoterik bilgi birikimine sahiptirler. Mayalara göre yeryüzünde meydana gelen en önemli değişimlerden biri eksen açısıyla ilgilidir. Günümüz bilimsel bulguları Mayaların bu bilgisiyle tam anlamıyla örtüşmüş durumdadır.
Mayalar 2012 için ‘zamanların sonu’ demiştir. Ancak bu yok oluş anlamında değil fiziksel bir değişim anlamındadır. Mayalara göre 2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı olacaktır. Maya Kehanetleri’ne göre 21 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemlidir çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacaktır. Mayalar’a göre şu an içinde bulunduğumuz devre beşinci ve son devredir. Bu devir 13.0.0.0.0 tarihinde son bulacaktır. Bu da bizim kullandığımız takvime göre 21 Aralık 2012 tarihine denk gelmektedir.
Maya takvimine göre 21 Aralık 2012 tarihi 13 Baktun, 0 Katun, 0 Tun, 0 Uinal ve 0 Kin şeklinde adlandırılarak ifade edilmiştir. Hesaplamalara göre Maya Çağı’nın başlangıcından itibaren toplam 1,872,000 gün geçecek, ardından yeni bir çağ; Altın Çağ başlayacaktır.
İşte bu nedenle Mayalar 21 Aralık 2012 tarihinin sadece bir dönemin sonu olmadığını düşünmekte, dahası bu tarihin bazı akıllı, mübarek insanların ortaya çıkacağı ve dünyaya Altın Çağ’ı getirecekleri yeni bir dönemin başlangıcı olduğuna inanmaktadırlar. Doğrusu dilerim bu inanç doğru olsun diyeceğim ama ne yazık ki gittikçe geriliyor gibiyiz.
Yılbaşında bereket amaçlı kırılan narı da yine aynı amaçla bugün 21 aralık gecesinde Nartugan’da kırılan narın parçalanan tanelerinin eve dağılmasıyla bereket getirdiğine inanılır. Valla deneyeceğim nar ağacım da bir tane harika narım var onu kırıp yeryüzünde yaşanan tüm felaketlerden kurtulmak için dua edeceğim.
Ve şimdilik sağlık ve sevgiyle hep birlikte kalalım sevgili okuyucularım… Yase
Günün Şiiri
Cenge Giderken
Ben bir Türk’üm dinim, cinsim uludur
Sinem, özüm ateş ile doludur
İnsan olan vatanının kuludur
Türk evlâdı evde durmaz, giderim.
Bu topraklar ecdâdımın ocağı
Evim köyüm hep bu yurdun bucağı
İşte vatan! İşte Tanrı kucağı!
Ata yurdun evlât bulmaz, giderim.
Yaradanın kitabını kaldırtmam
Osmancığın bayrağını aldırtmam
Düşmanımı vatanıma saldırtmam
Tanrı evi viran olmaz giderim.
Tanrım şâhid duracağım sözümde
Milletimin sevgileri özümde
Vatanımdan başka şey yok gözümde
Yâr yatağın düşman almaz, giderim.
Ak gömlekle gözyaşımı silerim
Kara taşla bıçağımı bilerim
Vatanımçün yücelikler dilerim
Bu dünyada kimse kalmaz, giderim.
Mehmet Emin YURDAKUL
Benim Ömrüm
Genç çağdaydım, kendimi bir dikenli yolda buldum;
Hıçkırıklar işittim, gül ve bülbül bağlarından.
Felâketler topladım, Anadolu dağlarından;
Uzun sazlı Âşıklar diyarında şair oldum.
Ezgi koydum, âhlarla, figanlarla Türk şi’rine,
Öz dilimle haykırdım, “Ey milletim, uyan!” diye;
Viran yurdun dolaştım, bir şehrinden bir şehrine;
Saç ve sakal ağarttım ben de, “Vatan, vatan!” diye.
Mehmet Emin YURDAKUL
Benim Şiirlerim
“Sen kalpsizsin; hani senin gençliğin hayatı?
“Aşklarım mı? Bir nefeste solabilen bu şeyler,
“Bir yanar-dağ ateşiyle kömür gibi karardı;
“Şimdi ise yerlerinde bir sıtmalı yel eser.
“Evet, benim her şi’rimde yılan dişli diken var;
“Sizler gidin bal verecek yeni açmış gül bulun.
“Belki benim acı sesim kulakları tırmalar;
“Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun.
“Varın sizler, onlar ile korularda el ele
“Gezin, gülün, bir çift bülbül aşkı ile yaşayın;
“Yalnız kendi, yalnız kendi rûhunuzu okşayın.
“Zavallı ben, elimdeki şu üç telli saz ile
“Milletimin felâketli hayatını söyleyim;
“Dertlilerin gözyaşını çevrem ile sileyim!..”
Mehmet Emin YURDAKUL
Günün Fıkrası
Temel ve Nakliyat
Temel bir gün bir nakliyat şirketi kurmuş ve mükemmel bir kamyon almış. Kamyon İstanbul’dan Trabzon’a yola Temel’in şoförlüğünde yola çıkmış, Temel 8 saat sonra aramış Trabzon’dayım demiş. Herkes bu hıza çok şaşırmış. Temel ertesi gün aramış ben dönüyorum demiş. Adamlar beklemeye başlamış. 8 saat olmuş, Temel yok, 10 saat olmuş, 24 saat olmuş, 1 hafta olmuş, 3 hafta olmuş Temel yok. 4 hafta sonra Temel gelmiş. Adamlar hemen sormuş nerde kaldın diye Temel cevap vermiş “hıyarlar ileriyi 5 vites geriyi 1 vites yapmışlar.”
Günün Sözü
Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta yine o düğümdür…
Çin Atasözü
Sık ve çok gülmek; zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini şefkatini kazanmak; dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek; güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki “en iyiyi bulabilmek”; sağlıktır…
Ralph Waldo EMERSON