Emek Partisi Hatay İl Örgütü, Defne ilçesinde taş ocaklarının doğaya verdiği zarara ilişkin yaptığı açıklamada; “Hatay, maden işletmeleri patronlarının değil Hatay halkının yaşam alanıdır” dedi.
Hatay’ın Defne ilçesinde yapılmak istenen Esenbulak ve Harbiye mahalleleri sınırları içerisindeki taş ocağı projelerinin doğayı tehdit ettiğini kaydeden Emek Partisi Hatay İl Örgütü, projeler nedeniyle yapılan patlamaya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada; “Hatay taş, kalker vb maden işletmeleri patronlarının değil Hatay halkının yaşam alanıdır. Depremde gitmedik, taş ocağının yıkımından da korkup gitmeyeceğiz, mücadele edeceğiz” ifadelerine yer verildi.
Önceki gün, Dekuk şelalesine yakın alanda, yapılan patlatmanın şelaleyi de kayalarla doldurduğunu, dere yatağına müdahale edildiğini ifade eden Emek Partisi Hatay İl Örgütü yaptığı açıklamada; “Harbiye mahallesi Esenbulak mevkilinde açılan taş ocağı yarattığı tahribat nedeniyle etrafa yaydığı toz yetmezmiş gibi şimdide halkın kullandığı Dekuk şelalesi mesire alanını da tahrip ediyor. Faaliyete geçtiğinden bu yana gürültüsü, patırtısı bitmeyen taş ocağında 16 Eylül akşam saatlerinde yapılan büyük bir patlatma mahallede korku, kaygı ve strese sebep olmuştur. Dekuk şelalesi yörede mesire alanı ve yürüyüş yolu olarak kullanılan bir alandır. Burada yapılan ve yapılacak patlatmalar dere yatağını bozduğunu gibi tarım alanları üzerinde sebep olduğu tozun yanı sıra heyelan riski de taşımaktadır” dedi.
“Taş Ocağı Bir An Önce Durdurulsun”
Başta zeytinlikler olmak üzere tarım alanların yakınına açılan taş ocaklarının yaydığı toz nedeniyle verimi düşürdüğü hatırlatılan açıklamada; “Çevreye zararı saymakla bitmeyen ve mahallede sağlık sorunlarının artmasına sebep olacak, tarım ve yaşam alanlarını kirleterek yaşanmaz ve üretim yapılamaz hale getirecek taş ocağı bir an önce durdurulmalıdır” ifade edildi.
Taş ocağı işletmesi sahipleri gibi taş ocağına ruhsat ve izin veren kamu görevlilerin de ne halk sağlığı ne de tarım üretiminin umurunda olduğunu belirten Emek Partisi İl Örgütü son olarak şunları kaydetti: “Defne bölgesinin sürekli olarak taş ve kalker ocağı gibi doğaya ve insana zararları açık ve kesin olan işletmelerle donatılmak isteniyor. Bölgeyi insansızlaştırmak mı isteniyor? Hatay taş, kalker vb maden işletmeleri patronlarının değil Hatay halkının yaşam alanıdır. Depremde gitmedik, taş ocağının yıkımından da korkup gitmeyeceğiz, mücadele edeceğiz. (Ma rıhna nehna hon) Gitmedik buradayız.”
Sevda Karaca Taş Ocağının Zararlarını Meclis Gündemine Taşıdı
Ayrıca konuya ilişkin Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca soru önergesi verdi. Karaca; “Hatay İli, Defne İlçesi, Esenbulak ve Harbiye Mahalleleri sınırları içerisinde, ‘90739 (E.R. 3348337)’ ruhsat numaralı alanda, Kaan Yatırım İnşaat Turizm Tic. A.Ş. tarafından işletilen Kalker Ocağı projesi ile ilgili olarak, 09.08.2023 tarihinde ve 20.11.2023 tarihinde ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararları verilmiştir. Yine aynı sınırları içerisinde, ‘90739 (E.R. 3348337)’ ruhsat numaralı alanda, Özaykut Yapı A.Ş. tarafından işletilen Kalker Ocağı projesi ile ilgili olarak, 08.09.2023 tarihinde ve 28.01.2024 tarih ve 202442 karar numaralı ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararları verilmiştir” diyerek açıklamasına başladı.
Proje alanının, Dekuk Şelalesi olarak bilinen ve yöre halkı tarafından mesire yeri ve yürüyüş parkuru olarak kullanılan bölgenin de tam üstünde yer aldığını aktaran Karac; “Bu durum can güvenliği yönünden çok büyük bir risk teşkil etmektedir. Hali hazırda dere yatağına müdahale edilmiş ve şelalenin akış rejimi engellenmiştir. Proje alanının tarımsal alanlardan daha yüksek bir kotta olması ve eğimin yüksek olması nedeniyle patlatmalardan kaynaklı heyelan ve taş fırlama riskleri oldukça yüksektir. Kot farkı dolayısıyla ayrıca toz emisyonlarının doğrudan zeytinlik alanlar ve diğer tarım alanları üzerine çökmesine neden olacağı da bilgiler arasındadır” dedi.
“Bölgeyi İnsansızlaştırmak Mı Amaçlanmaktadır?”
Faaliyetin ivedilikle durdurulması talep edilen önergede şu sorular yer aldı:
-Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un açık hükmüne rağmen “ÇED Gerekli Değildir” kararlarının alınması hukuka uygun mudur? Bu konuda Bakanlık olarak, kararın geçersiz sayılması ve kalker ocağı faaliyetinin durdurulması ve iptal edilmesi konusunda adımlar atacak mısınız?
-Kalker ocağı doğrudan risk oluşturacak şekilde tarım alanlarının yakınında olmasına karşın karara esas dosyada neden bu bilgilere yer verilmemiştir ve bu konunun değerlendirilmesi yapılmamıştır? Bu hususu tekrar gündeme almayı düşünüyor musunuz?
-Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası gibi korunan alanlarla ilgili yapılan değerlendirmelerde, “Proje sahası ve korunan alan arasındaki mesafe göz önüne alındığında olumsuz etkilenmeyecektir” ifadesi hangi verilere veya bilimsel ölçütlere dayanılarak verilmiştir?
-Bakanlık olarak, bölge halkının can güvenliği açısından yaratabileceği riskler konusunda ne tür önlemler alınmıştır? Ayrıca, eğimin yüksek olması ve patlatmalardan kaynaklı heyelan riski ile toz emisyonlarının tarım alanlarına etkileri nasıl değerlendirilmektedir? Bakanlık olarak bu konuda nasıl bir önlem alınmıştır?
-Bölge halkının aktarılan konulara ilişkin itirazları neden dikkate alınmamaktadır? Bu konuda verilmiş itiraz dilekçelerine ilişkin nasıl süreçler işletilmiştir?
-Defne bölgesinin sürekli olarak taş ve kalker ocağı gibi doğaya ve insana zararları açık ve kesin olan işletmelerle donatılmasının amacı nedir? Bölgeyi insansızlaştırmak mı amaçlanmaktadır? (Hatay Merkezi)