Emek Partisi Hatay İl Başkanı Halil İmrek 8 Mayıs “Faşizme Karşı Zafer Günü” ile ilgili açıklamalarda bulundu. İl Başkanı İmrek açıklamalarında şunları söyledi;
“Bundan tam 79 yıl önce 8 Mayıs 1945’te Sovyet kızıl ordusu Berlin’e girerek Hitler faşizminin tabutuna son çivileri çakmış ve böylece ikinci emperyalist paylaşım savaşını da fiilen sona erdirmiştir. O günden beri 8 Mayıs dünya işçi sınıfı, ezilen bağımlı halklar, devrimci, demokrat ve ilerici kesimler tarafından “Faşizme Karşı Zafer Günü” olarak kutlanmaktadır.
8 Mayıs’ta Hitler faşizminin kesin yenilgisinden sonraki süreçte, faşizme karşı mücadele veren halklar Doğu Avrupa’da halk demokrasilerini kurdular; Asya’dan, Afrika’ya, Latin Amerika’ya kadar dünyanın birçok bölgesinde ulusal kurtuluş mücadeleleri veren halklar sömürgecilerinden kurtuldular; uluslar kendi kaderlerini tayin etmek için harekete geçtiler. Kısacası 8 Mayıs’ta faşizm karşısında kazanılan büyük zafer dünya halkları için barış, özgürlük, demokrasi taleplerini alevlendirmiş ve 20. Yüzyıl bir mücadele yüzyılı olmuştur.
Bu savaştan devrimlerini yaparak çıkamayan halklar da faşizmin yenilgisi ve sosyalizmin güç kazanması ile kendi ülkelerinde önemli haklar kazandılar. İşçi sınıfı ve emekçilerin örgütlenme bilinci arttı.
Ancak bu kazanımlar Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin gerilemesi ve nihayet tasfiye edilmesiyle birlikte adım-adım geri alınmış ve alınmaktadır. Kapitalizm kendisini restore etmeye çalışmıştır. Dünyanın her yerinde işçi sınıfı ve emekçiler ağır sömürü koşullarıyla karşı karşıyadırlar.
Emperyalist Rekabetin Bedelini İşçi Sınıfı Ödüyor
Emperyalist tekeller ve devletlerinin yeryüzü kaynaklarının yeniden paylaşılmak için kendi aralarındaki rekabetin bedeli de işçi sınıfına ödetiliyor. Bugün bu şiddetli rekabet bölgesel savaşların patlak vermesine ve daha büyük bir kapışmanın ihtimal haline gelmesine yol açmaktadır.
Rusya-Ukrayna savaşı, Siyonist İsrail rejiminin Filistin Gazze’de giriştiği soykırım, Kafkasya’daki çatışmalar, Ortadoğu’nun barut fıçısı haline gelmesi büyük paylaşım savaşının fragmanı gibidir.
Bu ortamda faşist partiler ve gruplar mali sermayenin en gerici ve en şoven kesimleri tarafından desteklenerek semirtilip, büyütülmektedir. İtalya’da Meloni, Macaristan’da Orban, Hindistan’da Modi, Arjantin’de Milei gibi koyu faşistler iktidardadır. ABD’de Trump yeniden yönetime gelmek için çırpınmaktadır.
8 Mayıs, Sadece Zafer Günü Değil, Mücadele Günüdür
Ülkemizde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisi AKP’nin başında olduğu Cumhur İttifakı tekelci sermayenin en gerici ve en şoven kesimlerinin desteğinde faşist temelde yeni bir rejim inşa etmeye çalışıyor.
Tek adam yönetimi “Şimşek Programı”yla işçi ve emekçilere karşı yeni bir savaş açarken, ulusal demokratik haklarını talep eden Kürt halkına da yeni sınır ötesi operasyonlarla yanıt vermektedir.
8 Mayıs yalnızca “Dünyada Faşizme karşı Zafer Günü” değil aynı zamanda “Faşizme ve gerici savaşlara Karşı Mücadele Günü” anlamına da gelmektedir. Bu bağlamda işçi sınıfını, emekçileri, ezilen ve sömürülen kitleleri, kır ve kentin küçük üreticilerini tekelci sermayenin ve tek adam iktidarının yeni ekonomik saldırı programına, faşist temelde yeni bir rejim inşa etme girişimlerine ve içeride ve dışarıda savaş politikalarına karşı bir araya gelerek güçlerini birleştirmeye ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. 8 Mayıs’ın tarihsel özü ve güncel anlamı faşizme karşı mücadelenin hala devam ettiğidir.
-Yaşasın 8 Mayıs Faşizme Karşı Zafer Günü
-Kahrolsun emperyalizm ve faşizm!”
(Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)