Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Ben denizi sorsanız uzun bir müddetten beri sağlık sorunları ile uğraştığımdan hem kendime hem çevreme yabancı oldum. Daha yeni başkanımıza hayırlı olsun yazısı bile yazma olanağı bulamadım. Ancak paylaştığı videolardan ve çevremden aldığım bilgilerden anlıyorum ki İskenderun için büyük bir şans olma yolunda Sayın Mehmet Dönmez.
Partizan olmayan bendeniz Sayın Dönmez’in de partizan olmadığının ayrımındayım. Bu baya bir güven veriyor doğrusu. Dilerim yanılmıyorumdur! Zaten ülkesini, insanı, hayvanı ve doğayı seven, ahlak ve vicdan sahibi olan herkesin yapması gereken tek şey ayrım gayrım gütmemek. Ve diliyorum ki bu böyle devam etsin.
Hoş geldiniz sayın başkan, ayağınıza taş değmesin diyorum ancak her taraf taş, toprak, alt yapı içler acısı, üst yapı zaten yok, deniz, sahil, anıt alanı çok kötü, internet ve telefon bağlantıları çökmüş vaziyette ve bu durumda bizler bir buçuk yıldır taş toprak ve su birikintileri arasında yaşıyoruz… Tabi olarak yaşadığımız depremden dolayı ve çoktan beri ihmal edilmiş işlerden… Siz gelir gelmez el attınız sorunlara kolay gelsin diyorum. Elektrikler ara ara kesiliyor, su kesiliyor, sinekler, börtü böcekler ortalıklarda can yakıyor. Buna ek olarak şu eskiciler sokakta bütün gün kafa şişiren “eski alırım” teraneleri. Valla çok anlayışlı yaklaşmak istiyorum…
Tabi ki elinizde sihirli değnek yok, bir dokununca her şeyi “pat” diye düzeltecek. Her şeyin ilacı zaman ve biz biliyoruz ki bu zaman ne yazık ki hemen geçmeyecek. Olsun biz sabredeceğiz ve iyi niyetinizden, çalışkanlığınızdan kuşku duymayacağız. Ancak yine de biliyorum ki geçici ve çokta etkili olmayacak ancak yine de sokakları ilaçlamak ve çöpleri zamanında kaldırmak çok iyi olacak ve bu eskicileri gerçekten engellemek gerektiğini düşünüyorum.
Sinek sorunu tabi ki ana nedeni ortadan kalkmadan onun da yok olması olası dışı ancak bendeniz o sorunu da halledeceğinizi düşünüyorum. Çünkü siz de bunu düşündürüyorsunuz. Kolay gelsin diyorum sizlere ve çalıştığınız bütün ekiplere ayrıca teşekkür ederim kendim adıma ve İskenderun’u sevenler adına. Dilerim siz örnek olursunuz diğer ilçe belediyelerine… Ve aldığım duyumlara göre “bendenizin en önem verdiğim şeylerin başında konuşmak gelir düzgün konuşmak ve kullanılan üslup” Bazı ilçe belediye başkanlarının üslubu baya ağır ve incitici imiş…
Ve bazı atanmışların davranışları aynı şekilde çok üzücü… Onlara söylemek isterim buradan sizler seçilmişsiniz hizmet götürmek için belediye memurlarını incitmek ya da aşağılamak için değil. Lütfen üslubunuza dikkat edin. Sonunda sevilmeyen siz oluyorsunuz çünkü hatta nefret edilen. “İncindiysen incittiğin için” der Mevlana. İncitmeyin ki incinmeyesiniz! Madem ki herkes yaptığını bulacak buna inanıyoruz o zaman iyi şeyler yapalım ki iyi ve güzel konuşalım ki bizimle de böyle konuşulsun değil mi ya.
Ve Sevgili Başkan tekrar hoş geldiniz ve yeni göreviniz hayırlı uğurlu olsun. Ve canı yürekten kolay gelsin diyorum zorlu işlerinizde. En yakın zamanda dilerim zamanınız olursa bir geniş röportaj için sizi rahatsız edebilirim. Ve eğer su ya da elektrik kesintileri olacağı zamanlar duyurulursa çok iyi olur diyorum.
Ve sevgili okuyucularım şimdilik hoşça kalın diyorum sağlık ve sevgiyle ayrımsız gayrımsız hep birlikte her zaman her yerde… Yase
& & & & &
Tatlı Dil
Uzun yıllar önce Çin’de Li-Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra kayınvalidesi ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar. İkisinin de kişiliği tamamen farklıdır. Bu da onların sık sık kavga edip tartışmalarına yol açar. Bu, Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrede tepkiyle karşılanır. Bir kaç ay sonra bitmez tükenmez gelin – kaynana kavgalarından ev, o ve eşi için cehennem haline gelmiştir. Artık bir şeyler yapmak gerektiğine inanan genç kadın, doğru babasının eski bir arkadaşı olan baharatçıya koşar ve derdini anlatır. Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı bir ekstra hazırlar ve bunu 3 ay boyunca her gün azar-azar kaynanası için yaptığı yemeklerin içine koymasını söyler. Zehir az az verilecek, böylece onu gelininin öldürdüğü belli olmayacaktır. Yaşlı adam genç kıza kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını ona en güzel yemekleri yapmasını söyler.
Sevinç içinde eve dönen Li-Li, yaşlı adamın dediklerini aynen uygular. Her gün en güzel yemekler yapıyor. Kaynanasının tabağına azar-azar zehri damlatıyordu. Kimseler şüphelenmesin diye de ona çok iyi davranıyordu. Bir süre sonra kayınvalidesi de çok değişmişti ve ona kendi kızı gibi davranıyordu. Evde artık barış rüzgârları esiyordu. Genç kadın kendisini ağır bir yük altında hissetti.
Yaptıklarından pişman bir vaziyette baharatçı dükkânının yolunu tuttu ve yaşlı adama şu ana kadar kaynanasına verdiği zehirleri onun kanından temizleyecek bir iksir yapması için yalvardı. Yaşlı kadının ölmesini artık istemiyordu. Yaşlı adam yaşlı gözlerle karşısında konuşup duran Li-Li´ye baktı ve kahkahalarla gülmeye başladı:
“-Sevgili Li-Li dedi, sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa kayınvalideni sadece daha da güçlendirdin hepsi bundan ibaret. Gerçek zehir ise senin beyninde olandı. Sen ona iyi davrandıkça o da dağıldı ve yerini sevgiye bıraktı; böylece siz gerçek bir ana-kız oldunuz” dedi.
Günün Şiiri
Tek Hece
Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim…
Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar\’dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim…
Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim…
Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim\’i,
Her oyunu bozan gizli zor benim…
Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem\’i.
İbrahim\’in atıldığı kor benim…
Sebep bazı Leyla, bazı Şirin\’di.
Hat\’rım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim…
İlahimle Mevlana\’yı döndürdüm.
Yunus\’umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla\’danım, hayır benim, şer benim…
Benim için yaratıldı Muhammet!
Benim için yağdırıldı o rahmet!
Evliyanın sözündeki muhabbet,
Enbiyanın yüzündeki nur benim…
Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim…
Cemal SAFİ
Günün Fıkrası
Beyin Ne İş Yapar?
Temizlikçi bir kadın dışardan ilkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle: Soru: Mide ne iş yapar? Cevap: Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür. Soru: Akciğer ne iş yapar? Cevap: Solunum yapar. Bizi yaşatır. Soru: Kalp ne iş yapar? Cevap: Dolaşım yapar. Soru: Beyin ne iş yapar? Cevap: Bizim apartmanda kapıcılık yapar…
Günün Sözü
Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.
Cucong
Gül verenin elinde gül kokusu kalır…
Tatlı dil ve güler yüzün açamayacağı kapı yoktur…