İskenderun Lisesi

0
180

Ortaokul’a orada başladım. O yıllarda demiryolcuların giydikleri şapkaya benzer şapkalarımız vardı. Hevesle geçirirdik kafalarımıza. Tabii gravat mecburiyeti vardı. Pantolonlarımızın ütülü olması şarttı.

Disiplin vardı. Hocalarımıza duyduğumuz saygı kadar, çekinirdik de onlardan. Yolda bir hocamızı gördüğümüz zaman saygıyla selamlardık. Hocalarımızın hemen-hemen hepsinin birer lakabı vardı. Hepsinin isimlerini tam olarak hatırlayamasam da lakaplarını hiç unutmam.

Mesela Coğrafya öğretmenimizin lakabı Japon’du. Bir diğerinin Fayton… İngilizce öğretmenlerimizden birine Bay Düdük derlerdi bir başkası Tenten. Bir Edebiyat hocamız vardı. Kafası keldi ama ampul gibi parlardı. Lakabı Beş Yüz Mumluktu. Tarih hocamız Nihat Karakurum’un lakabı Heredot… Yakın zamanda kaybettiğimiz İngilizce hocalarımızdan biri de Cemil Ünlütürk. Sonradan Basın Yayın Genel Müdürü olarak Ankara’ya gitti.

Okulumuzun bahçesi çok güzeldi. Arka tarafa doğru “aşıklar yolu” denilen iki tarafı okaliptüs ağaçları bulunan yol okulunu arka kapısına kadar uzanırdı. Güzel bir futbol sahası vardı. Karşı tarafında basketbol ve voleybol sahaları… Çok güzel bir spor salonumuz da vardı.

Okul müdürümüz Necmeddin Melek idi. Bir de Müdür Yardımcısı Sıfırcı Osman. Sanırım matematik öğretmeniydi. Biraz gaddardı. Öğrencileri bir metrelik cetvelle döverdi. Birinde beni de haksız yere cezalandırmıştı. Resim öğretmenlerimiz Akgün hoca ve Suat Taner idi. Akgün beyi bilmiyorum ama büyük ihtimalle o da vefat etmiştir. Suat Taner hocamızın vefat ettiğini biliyorum.  Fizik hocamız Molla Kaçmaz daha birkaç hafta önce Ankara’da son yolculuğuna uğurlanmış ve orada defnedilmiş. Mekânı Cennet olsun. Tanrı hepsine rahmet eylesin.

Orta bitirme sınavları sözlü idi. 3-4 hocanın karşısında heyecanla, terleyerek verirdik sınavlarımızı. Liseyi şu anda olduğu gibi yazılı ve sözlü sınavların ortalamasıyla bitirdik.

İskenderun Lisemiz Hatay’ın en seçkin liselerinden biriydi geçmişte. İskenderun’umuzun simgelerinden birisi… Ama ne yazık ki o yapı ilk günkü haliyle çürümeye terkedilmiş. Her ne hikmetse milli eğitim ilgilenmiyor. Ama bu okuldan mezun olmuş siyasilerimiz var, işadamlarımız var, Ticaret ve Sanayi Odamız var.

Bu okuldan mezun olup da bu kent sayesinde para kazanmış, zengin olmuş işadamlarımız üçü beşi bir araya gelip okulu (giriş kısmının muhafaza edilerek) yeniden bir restorasyon yapamazlar mı? Okulumun önünden her geçişte inanın yüreğim sızlıyor, üzülüyorum. Eminim bu okul mezunlarının tamamı da bu duruma en az benim kadar üzülüyor.

Bu kentten ekmek yiyenler, bu kent sayesinde zengin olanlar, bu kent insanının oylarıyla seçilen siyasetçiler lütfen İskenderun Lisemize sahip çıkın. O lise bu halini, bu mahzun halini hak etmiyor.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here