Elbette olamaz ve asla olmamalıdır.
Örneğin binanız 6 Şubat depreminde ağır hasarlı hale gelmişse yıkılıp yeniden yapılması halinde (2019 yılında yürürlüğe giren imar planına göre) kat sayısına sınırlama getiriliyor. Bu binlerce mülk sahibinin mülksüzleştir ilmesi demektir.
Evleri depremde yıkılan vatandaşlarla, 2019 yılından önce evlerini projeye, ruhsata uygun şekilde yaptırıp hak sahibi olup tapularını almışlardır. Deprem (mücbir sebep) kazanılmış bir hakkın kaybedilmesinin bir gerekçesi olabilir mi? Binaları yıkılan vatandaşlar, binalarını kendi istekleri ile yıkmadılar. Böylesi bir felaket başlarına gelsin istemediler. Can kaybı yanında vatandaşlar maddi ve manevi kayıplar verdiler. Yaşantıları değişti, psikolojileri bozuldu. Yaşam sevinçleri kesintiye uğradı.
*Yerinde ve Kentsel Dönüşüm Mülkiyet Hakkına Zarar Vermemelidir…
İskenderun için yapılan ve 2019 yılında yürürlüğe giren imar planı, kentsel ve yerinde dönüşüm projeleri insanları mülksüzleştirme projesine dönüştürülmemelidir.
Yeniden dönüşüm, kentsel dönüşüm projeleri mülkiyet hakkına zarar verir, mülkiyet hakkını ortadan kaldırırsa vatandaşların yerinde ve kentsel dönüşüme başvurmalarının anlamı kalmaz. Hak sahipleri bile bile ‘gelin bizi ütün, gelin bizi daha da mağdur edin’ der mi? Bir başka anlatımla, vatandaşlar mülkiyet hakları gasp edilsin diye mi başvuracaklar?
Yerinde dönüşüm ve kentsel dönüşüm projelerinde kimsenin mülkiyet hakkı zayi olmamalı, kimsenin hakkına halel gelmemeli aksi takdirde milyonların acı feryadı vicdanları fena halde sızlatır…
*Mülkiyet Hakkı Vazgeçilmez Bir Haktır…
Mülkiyet hakkı anayasamızın 90 maddesinde belirtildiği gibi vazgeçilmez bir haktır.
Yeterince mağduriyet yaşayana depremzedelerin ikinci bir mağduriyet yaşamaya tahammülleri yoktur. Depreme fırsata çevirmek isteyen kimi çevrelere bu fırsat verilmemelidir.
11 ildeki binlerce 6 Şubat deprem mağdurları kendilerini memnun edecek, hak kaybına uğramadıkları, güzel haberler bekliyorlar. Konut ihtiyacı genci, yetişkini, yaşlısı için elzem bir ihtiyaçtır. Belirli bir yaşa gelmiş insanların son arzuları tekrar sıcak bir yuvaya kavuşmak ve ömürlerinin son dönemini huzur içinde geçirmektir.
*Yerel Seçimin ve Ardından Gelecek Olası Erken Seçimin Belirleyicileri Depremzedeler Olacaktır
Bu nedenle gerek hükümet gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gerek TOKİ gerekse de yerel yönetimler moralsiz ve umutsuz olan vatandaşlara ayağı yere basan sağlam projelerle umut olmalıdırlar. Önümüzdeki yerel seçimin ve ardından gelecek olası erken seçimin belirleyicileri depremzedeler olacaktır.
Bu yüzden gerek iktidar gerekse irili ufaklı tüm muhalefet partileri kazanılmış konut ve iş yeri haklarının geri verilmesi yönünde dürüstçe adımlar atmalı, kişisel, kurumsal ve belli bir zümreyi ilgilendiren menfaatler yerine toplum genel menfaati ve kamu yararı gözetilmelidir. Halka sunulan tüm vaat ve projelerde halkın yararına ve halkı daha fazla zorlamayacak şartlardan oluşmalıdır…
