“Tecavüzcülere, Sapıklara Dur Demeyenlerin Ahlaktan Bahsetmesi Gülünçtür”
Boyacılar Parkında toplanan Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Başbakan Erdoğan’ın “Öğrenci evlerinde kız-erkek kalamaz” sözlerine tepki göstererek, burada sloganlar eşliğinde basın bildirisi okudular. Platform adına konuşan Fevzi Sert; “Kızlı-erkekli geziyor, seviyor, birlikte halaylar çekip türkü de söylüyoruz. Var mı ötesi!” diye de başbakana seslendi.
Açıklamasında hükümete yüklenen Platform Sözcüsü Sert; “AKP’nin dış politikada, “Çözüm” sürecinde ve halkın ekonomik demokratik beklentileri karşısında yaşadığı iflas, üniversitelerin ODTÜ’yle birlikte dinmeyen isyanına Alevilerin ve emekçilerin de eklenmesi ile en uç noktaya ulaştı. AKP iktidara ilk geldiği günden itibaren çeşitli zamanlarda YÖK’ü tartışma konusu yaptı. YÖK yönetiminde AKP ile uyumlu yönetimler seçilmesiyle sona erdi.
Daha önceleri AKP tarafından öğrencilerin özgürlüğü önündeki engellerden bir olarak sıkça dile getirilen YÖK’ün kaldırılması bugün için gündem dışı konulardan! Gündem değiştirmekten başka bir şey yapmayan sayın başbakanımız; kürtaj, sezaryen derken şimdi de öğrenci evlerinde kız-erkek kalamaz demeye başladı. Evet, başbakan doğru söylüyor. Hepimiz kızlı-erkekli geziyor, yemek yiyor, seviyor, mektuplar yazıyor, şiirler okuyor, birlikte halaylar çekip türkü de söylüyoruz! Var mı ötesi!
Bu devletin cezaevlerinde kadınlar-çocuklar toplu tecavüzlere uğrar; mahkemelerinde sille tecavüzcü sapık efendili/okşamalı indirimlerle teveccüh edilir; 5 yaşında çocuklar 11 ayrı üniversiteden istismar raporu almasına rağmen babasına emanet edilirken gık çıkamazken birilerinin ahlaktan bahsetmesi bizleri ancak güldürebilir” dedi.
İran Rejimine de Tepki
Konuşması arasında sloganlar atılan Sert, İran rejimine de tepki göstererek; “İran’da da Kürtlere yönelik imha politikası aralıksız sürmektedir. Tahran yönetiminin Kürtlere yönelik idam ve infaz politikasına ağırlık vermesi bölgesel gelişmelerle doğrudan bağlantılıdır. İdamlar, Kürtlerin statüsüne yönelik sürdürülen topyekûn saldırının İran ayağıdır. Bu idamların Ankara-Tahran yakışlaşmasının arttığı bir süreçte devreye konulması da ayrıca dikkat çekicidir. İran rejimini her ne sebeple olursa olsun, insanların yaşam haklarını gasp etmekten vazgeçmeye ve bireylerin en temel hakkı olan yaşam ve ifade özgürlüklerinin garanti altına alınması için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Uluslar arası toplum ve uluslar arası insan hakları kuruluşları da İran’a Kürtlere uygulanan vahşet karşısında sessiz kalmamalı, bu insanlık suçuna ortak olmamalıdır” diye konuştu.
