Futbol Oynamış Devrimciler (3)

0
11

Değerli Okurlarım, Hakk’ın rahmetine kavuşan Çizgi Metin’in kaç kardeş olduklarını bilmiyorum. Fakat sporcu bir aileden geldiğini söyleyebilirim. Sözünü etmiştim, ağabeyi İsmail Kurt da Galatasaray ve Karagümrük’te top koşturmuş şöhretli bir futbolcuydu. Tedavi gördüğü hastanede kalp yetmezliğinden vefat eden devrimci Metin Kurt, Genel Seçimlerin birinde TKP’den İstanbul adayı gösterilmişti. TKP Metin Kurt için şu ifadeleri kullandı;

“…Türkiye’de spor alanındaki örgütsüzlüğe karşı, sendikal örgütlenme girişimlerine öncülük eden, sermayenin dayattığı spor anlayışına karşı yıllarca mücadele eden, kirlenmeye ve mafyalaşmaya karşı tavır alan, taraftarların birbirine düşman edilmesine karşı “Renklerin Kardeşliği” sloganıyla ortaya çıkan Metin Kurt, hayatı boyunca emekten yana bir spor anlayışı için mücadele etmiştir…”

DİSK de Merhum Metin Kurt’u “Futbolun Spartaküs’ü” olarak tanımlamıştı! “Şu tarihte ya da bu tarihte, şu güzel insanımızı, şu şöhretli sporcumuzu, falan hastalıktan dolayı kaybettik…” diyoruz. Daha sonra da, sorsalar o tarihi unutuyoruz. Bizim unutmamızı doğal sayalım ama tarih bir şeyleri yazmaya başlarken hata gibi görünenler, ilerleyen zaman içinde başarı gibi de gelebilir, başarı gibi görünenlerin aslında birer fiyasko, sanal hayal kırıklığı, bir yıkım, belki de tsunami gibi bir felaket olduğu görülebilir.

Tarihin en önemli özelliği nedir biliyor musunuz? Hesap sormaz, sadece yazar. Tarih çok ihanetler görmüştür ve hatta kendisi için can verenleri de… Tarihe şaşı bakanlar neler söylüyorlar: “Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, barış ve kardeşliğimize yönelik bu hain saldırıyı kınıyoruz…” “Kendi kanlarında boğulacaklardır. Terör asla galip gelemeyecektir…” “Ülkeyi bölmek isteyen dış mihraklaın oyunudur bu, katillerin maşa olarak tutan elleri ortaya çıkarmalıyız…”

Bu altı boşaltılmış, palavradan, klişe olmuş sözlerden, etkisini ve inandırıcılığını yitirmiş fikir, demeç ve sahtekârlık manzumelerinden kimler söz ediyor? Kimler iki de bir kardeşlikten, beraberlikten söz ediyor diye düşünmeyin. Tarih suskundur, hesap sormaz ama zamanı gelince mutlaka yazacaktır. Tarih, hesap da sormaz taraf da tutmaz. Tamamen bitaraftır. Tarih taraf tutmaz ama okuyanlar mutlaka bir tarafa meyillidir. Öyle bile olsa tarih gördüğünü yazar, zaman da yazılanı bildiğince düzeltir. Tarih çok şeyler anlatır.

Ordinaryüs Lefter’i de, Metin Oktay’ı da, Metin Kurt’u da, Hitleri de, Şah İsmail’i de, Yıldırım Beyazıt’ı da, yazılan bu tarihte bir rolleri bulunanlardır. Tarih kişilik ayırt etmez, huyuna boyuna bakmaz. Bizim anlayacağımız şekilde bir sinyal verir, çıkarılacak sonucu bize bırakır. Bu işte yanlış olmaz.

Efsane başkan dedikleri Ali Şen’i de yazmıştır. Aziz Yıldırım’ı da, Tahsin Kaya, Faruk Süren, Özcan Canaydın, Süleyman Seba’yı da yazmıştır. Galatasaray’ın en çok ve en haklı olarak övündüğü özelliği ise “Tarih Yazması” ve futbol tarihine kilometre taşları döşemesidir. Sarı-Kırmızılı Kulüp bu konuda hilafsız sonuna kadar haklı, ben de bunlarla övünüyorum, gerçekten övünüyorum ama… Bu ama nedir, yarın anlatacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here