İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şube Başkanı Ayten Kılınç, son günlerde yaşanan intihar olayları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Açıklamalarında, ekonomiden sosyal yaşama, eğitim ortamından cinsel tacize kadar birçok konuda ele alınması gerekenleri irdeleyen Ayten Kılınç, önlenebilecek her ölümüm cinayet olduğuna işaret ederek şunları söyledi;
“Kişinin kendini öldürmesi demek olan ve “öz kıyım” olarak da isimlendirilen intiharlar medyanın ve toplumun gündemine oturdu. Bu olaylarda kaybettiğimiz tüm insanların acısını derinden yaşıyor, yakınlarına ve tüm topluma başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Dünyada ve Türkiye’de intihar girişimlerinin arttığını ve ne yazık ki pek çok insanın bu şekilde öldüğünü biliyoruz. İntiharların ön önemli sebebi ekonomik koşullardır. Kurlarda ve marketlerde sürekli değişen rakamlar pek çok kişinin başını döndürüyor. Sosyal medyadaki paylaşımlar kaygı ve ümitsizlik yayıyor. İşsizlik ödeneklerinin daha sağlam olması, kapsamının arttırılması ve özellikle gelir düzeyi anlamında en alt durumda olan kişilerin finansal olarak daha kuvvetli desteklenmesi en önemli konular.
Sosyal Devlet İlkesine İhtiyaç Var
Bu noktada devlete düşen görevler olduğunu, sosyal devlet ilkesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu hatırlatmak isteriz. Yoksulluk ve ekonomik zorluk yaşayan kesimleri yardımlara bağımlı hale getirmeyecek, üretim ve paylaşımı merkeze alan projeler hayata geçirilmelidir.
Sosyal ve ekonomik adaletsizlik konusunda etkili çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. Eğitim ve sağlık hizmetlerine kolay ulaşım, sağlıklı ve doğal yaşamın tahrip olmadığı bir çevre, çatışma yerine uzlaşma ve diyalogun hâkim kılındığı demokratik bir ülke, her türlü sorunda olduğu gibi intiharı önlemede de olmazsa olmazdır.
Hayatlarının en güzel yıllarında olan gençler kendilerini sıkışmış, bunalmış ve depresif hissettiğini ifade ediyor. Ergenleri ve gençlerinin evde ya da okulda daha fazla baskı altında kalmaları, ailelerinin maddi durumları konusunda endişelenmeleri ne yazık ki gençleri ölüme sürüklüyor. Eğitim kurumlarında gerçekleşen intiharlar, Milli Eğitim Bakanlığı’nca mercek altına alınmalıdır. Okullarda rehber öğretmen sayısı artırılmalıdır.
Ruh Sağlığı Hizmetleri Geliştirilmeli
Gelişmiş, sosyal devlet yapısına sahip ülkelerin hepsinde intihara ilişkin ‘hotline’ dediğimiz 7/24 ulaşılabilir, ucunda bir profesyonelin bulunduğu bir telefon hattı vardır. Pamuk ipliği noktasına gelindiğinde çok önemli müesseselerdir. Bizde halen böyle üç haneli numaralar yok.
Türkiye’de devlete bağlı kurumlarda 5 dakika aralıklarla psikiyatri randevuları verilebiliyor. Bir insana temas etmek 5-10 dakika içerisinde mümkün değil. Dolayısıyla ruh sağlığı hizmetlerinin de iyileştirilmesi çok önemlidir.
Yine kadın intiharlarının arkasında erkek şiddeti, taciz ve istismar olduğunu biliyoruz. Yine kendine ve çocuğuna bakamayacak durumda olan kadınların intihar ettiğini görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi başta olmak üzere kadın erkek eşitsizliğini savunan söylem ve uygulamalarla, kadına yönelik erkek şiddetini ve ayrımcılığı derinleştiren politikalarla kadınlar ölüme mahkum ediliyor.
Koruyucu ve Önleyici Tedbirler Hayata Geçirilmeli
Devlet koruyucu ve önleyici tedbirleri hayata geçirme yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Ülkemizde çoğu zaman intihar haberleri herhangi bir değerlendirmeden geçirilmeden, haberin olası sonuçları hakkında düşünülmeden medyada yer almaktadır.
Son olarak genç bir kızımızın vefat haberi yazılı, görsel basın ile sosyal medyada bu şekilde yer almıştır. Medyanın bu haberi ayrıntılı olarak ilettiği, televizyon ve internet ortamında görsel kayıtları sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Medyada intihar vakalarının tüm ayrıntılarıyla, dramatize edilerek, görsel öğeler eşliğinde sunulması, intihara eğilimli kişiler üzerinde olumsuz etkiler yarattığı bilinmektedir.
Ayrıca ölen kişilerin geride kalan yakınlarının acılarını artırıcı, ruhsal durumunu bozucu ve yaslarını yaşama olanağını ortadan kaldıran olumsuz etkilerinin olduğu bilinmektedir. Bir intihar davranışını gösteren görsel öğeleri yayımlayan medya yöneticilerinin bu yayının “özendirici” olma olasılığını da, yakınlar üzerindeki bozucu etkileri de değerlendirmedikleri anlaşılmaktadır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde belirtilen yaşam ve özgürlük olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma ve toplumsal hizmetlerin de içinde olduğu, sağlık ve esenliğe uygun bir yaşam düzeyine kavuşma; yasanın koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma; barışçıl amaçlar için toplanma ve dernek kurma; evlenme, mal ve mülk edinme; çalışma, işini seçme özgürlüğü gibi temel ilkelere uyulması ile intihar davranışı önlenebilir.”
Unutmayalım önlenebilir her ölüm bir cinayettir…” (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)