Değerli okurlarım, bereketli Nisan yağmurları insan vücuduna dinginlik zindelik ve enerji kazandırır. Bildiğiniz gibi içinde kullanılabilir demir vardır. Bu doğru, hem de çok doğru… Ancak, açık tribünlere ve yeşil zemine düşen bu demir yüklü rahmet, dağlara ve yollara düşen, camdan izlediğimiz yağmurdan çok daha acımasız, çok daha haşin ve saldırgan.
Müsabaka ile birlikte yağmaya başlayan Nisan yağmuru, önceleri etkili değildir. Kısa süre sonra tribünlerdeki o cefakar insanların üşüdüğünü, titrediğine tanık olursunuz. Çünkü onlar futbol maçı izliyorlar, aşık oldukları renklerine başarısı için durmadan slogan atarlar. Herkesin şemsiyesi, başına geçireceği naylonu yok ki tabiata meydan okurlar renkleri uğruna.
Şike ve teşvik primi artık yasal da, o cengaverlerin attıkları sloganlar, birazcık ileri geri haykırışları yasak. Olacak şey mi? Tribünlerde sırılsıklam olan o cengaverleri saygı ile yad ederken Nisan yağmurlarının da insanlara verdiklerini de göz ardı edemeyiz… Çiftçilerin “Altın yağıyor” dedikleri rahmettir Nisan yağmurları. Nisan yağmurları başladığında etrafınıza dikkatle, değişimi fark etmek için bakın. Yaprakların boyutlarını, renklerini, tomurcukları hafızanıza kaydedin, dilerseniz çıplak ayakla üzerinde yürüyün.
Nisan ayı şehrimizde sıcaktır ama genel olarak her tarafta soğuktur. Nisan yağmuruyla duş alın, kedilerinize köpeklerinize varsa kuşlarınıza içirin. Evde nineler, dedeler varsa onlarda ellerini yüzlerini yıkasınlar. Hatta dışarıdan ıslana-ıslana bir süre dolaşsınlar. İnanın hayat bulacaklardır.
Buraya kadar güzel de, tribünlerde her şeyiyle bir yere odaklanmış o futbol hastalarını ne yapacaklar? İç çamaşırlarına kadar ıslanmış olan gençler evlerine gidinceye kadar zaten ifayı kapıyorlar. Önceleri pek fark edilmez ama sonunda kokusu feci halde çıkar ve çıkıyor da… Tribünlerde kendinden geçmiş ama sırılsıklam olmuş fanatiklerin dışında evlerinde şuarada burada olanlar şunu da fark edebilirler.
Nisan yağmurlarında gönlümüzün derinliğinde yatan sevgi var. Hissedilir şefkatle birlikte, hoşgörü de var. Üstelik bu yağmurlar Mart’ta da yağdı, Mayıs’ta da yağacak. Peki, bizler neredeyiz? Bu yağmurun altında mı? Yoksa ondan kaçıyor muyuz? Yağan rahmeti bir tarafta biriktirip, güllerimizi suluyor muyuz? Bitkilerin rengini, yaprakların boyunu fark edebiliyor muyuz? Minik tomurcukların mutluluğunu görebiliyor muyuz?
Nisan yağmurundan arınmış havayı yeterince soluyabiliyor muyuz ya da bir habbesini avucumuzda hapsedip, bir sarı saçlı ve renkli gözlüye hediye edebiliyor muyuz? Nisan yağmurlarının farkında olalım, üstümüze sevgi yağmurları yağıyor, hem de bütün ayların belli günlerinde! Bu yağmurlardan sakınmayalım, ıslanmayı bilelim iliklerimize kadar. Bu şekilde kazanımlarımız oldukça fazla olacaktır. Nisan yağmuru tribünlere, yeşil zemine yağmasa çok mutlu olurum inanın!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA