İSTE Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semir Över, Hatay’ın Deprem Bölgesi Olduğunu Bir Kez Daha Hatırlatarak, Deprem Bilincinin Açık Tutulması Gerektiğini Söyledi…
İSTE Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semir Över, son 150 yıldır, Hatay ve civarında yıkıcı deprem gelmemesinin çok da iyi haber olmadığını, bunun yıkıcı ve büyük deprem beklentisinin habercisi olabileceğini söyledi.
Hatay’ın dünyada oldukça aktif bir zon olarak tanımlanan ve Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde bulunan Doğu Akdeniz’in en doğusunda yer almakta olduğunu belirten Över; “Tektonik açıdan bakıldığında bölgedeki depremlere neden olan Afrika, Arabistan ve Avrasya levhalarının kesiştiği bölgedir. Hatay ve civarını etkileyen tektonik unsurlar bölgede etkin olan levhaların birbirlerine göre göreceli hareketlerinden kaynaklanmaktadır. Güneyde Afrika ve Arabistan, kuzeyde Avrasya’nın etkilerini görebiliyoruz. Bunların sınır fayları, Arabistan’ın sınır faylarını, kuzeydoğuda Bingöl’den güneyde Antakya’ya kadar uzanan Doğu Anadolu fayıdır.
Ayrıca Anadolu ile Afrika arasında sınır fayı, Kıbrıs’ın güneyinden uzayıp, Kıbrıs Antakya transfom fayı adı altında Antakya’ya kadar uzanan sınır fayıyla birlikte Arabistan’la Afrika arasında yaklaşık bin kilometre güneyde bulunan, Kızıl Denizin kuzeyindeki Akaba körfezinden Antakya’ya kadar uzanan ölü deniz fayının kesiştiği bir bölgedir, Antakya ve civarı” diye konuştu.
Antakya özelinde Hatay’ın tümünü etkileyen bu fayların hem ilde, yakın civarındaki depremselliği tetikleyen unsurlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Över “Levha sınır faylarının kesim noktası amik ovası civarında bir yerdedir. Söz konusu levhaların göreceli hareketleri devam ettiği sürece Hatay’ın depremselliği durmayacaktır” dedi.
Son 150 yıldır, Hatay ve civarında yıkıcı deprem yaşanmamasının çok da iyi haber olmadığını söyleyen Prof. Dr. Över, bunun yıkıcı ve büyük deprem beklentisinin habercisi olarak ortaya çıktığını ifade etti.
Beklenen depremin ne zaman geleceği konusunda da değerlendirmede bulunan İSTE Öğretim Üyesi Prof. Dr. Över; “Kesin bir cevap veremeyeceğim, her an olabilir! Bizim burada yapmamız gereken şu; depremin ne zaman geleceğinden ziyade, ‘böyle bir deprem olduğunda bu depremden en az hasar, zayiatla, en az ölümle nasıl çıkabiliriz’ sorusuna yanıt aramak, yani depremle yaşamayı öğrenmektir. Ne yazık ki şu an Hatay için söyleyebileceğim şu; Hatay master planıyla ilgili çok eksiklerimiz var, dolayısıyla depremle birlikte yaşamayı, henüz tam olarak öğrenmiş değiliz. O yüzden bizi büyük riskler beklemektedir.
Hatay’ın deprem riski teknik açıdan baktığımızda çok yüksektir. Hatay’ın deprem Master planı kapsamında geç kalınmadan tehlikeli alanlar ortaya çıkarılıp haritalanarak, alınabilecek önlemlerin belirlenmesi ve buna göre kent yapılandırılmasına hızlı bir şekilde gidilmelidir. Toplumun deprem bilincini ve refleksini sürekli açık tutacak araçlar geliştirilmeli, büyük depremlerin afete dönüşerek yıkıcı ve ölümcül olmasının önüne geçecek yöntemler geliştirilip uygulamaya konmalıdır” şeklinde uyarılarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)