Değerli okurlarım, davranışlar özellikle duygularla iç içedir. Hüzün ve sevinç gibi gerçekte davranış ve duygular aynı anda hareket ederler, bir sonraki davranışlara zemin hazırlarlar. Beynimizde oluşan olumsuzlukları aynı şekilde açığa vuracak olursak duygularımızın da esiri olmuş oluruz. Birazcık duygularımızı frenleyecek olursak davranışlarımız şekillenir ve yeni anlayışlar üretir.
Böyle olumlu düşünerek, sporcularımızı da kendisiyle barışık pozitif düşünceli olarak yetiştirebilirsek, kötü ve kirli futbola etken olan olumsuzlukları da ortadan kaldırmış oluruz. Burada iyi niyetin şart olduğunu da kesin olarak söylemeliyim. Zaten iyi niyetin, dürüstlüğün olmadığı bir yerde hiçbir şeyden söz edilemez.
Değerli okurlarım, şimdi sizlere sevinç ve hüznü aynı anda yaşayacağımız önemli bir olaydan söz etmek istiyorum. Ülkemiz açısından çok büyük reklam olmasına rağmen, yine de buruk olduğumu söylemeliyim. Zamanında şampiyonlar ligi finali, 25 Mayıs 2005’de İstanbul’da oynanacaktı. Liverpool ve Milan Takımları bu finalde karşılaşacaklardı. Bu iki takımdan hiç birine sıcak bakmıyorum ve bakmakta istemiyorum.
Ancak, iyi bir final olacağını düşünüyorum, kim kazanırsa kazansın beni sevindirmeyecek, kaybeden için de hüzünlenmeyeceğim. Ülkemin bir takımı finale kalsaydı, şimdiden yer yerinden oynardı. Heyecan dorukta olurdu.
Bu final için İtalya’dan ve İngiltere’den elli bin kişinin geleceği söyleniyordu. Neresinden bakarsak bakalım bu final sonunda ülkemizin 50- 60 milyon dolar civarında döviz girdisi olmuştur. Ayrıca böyle bir tanıtım bedelinin de birkaç yüz milyon dolarla eş değerde olduğu söylemeliyim.
Yukarıda da söylediğim gibi, bütün bunlar bizleri sevince boğan hadiseler. Özellikle tanıtım açısından paha biçilemeyecek bir olaydı. Buraya kadar güzel de neden bizim takımımız olmasın diye hüzünleniyoruz. Bizimle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan iki takımın, hem de kendi ülkende maçlarını izle.
Burada bir gerçeği de dile getirmek istiyorum. Sayın Şenes Erzik olmasaydı, o’nun çabaları bulunmasaydı bu finali rüyamızda görürdük. Milyonlarca dolar girdi, 200 300 milyon dolarla ifade edilen tanıtım da olmazdı. Teşekkürler Sayın Şenes Erzik.
Değerli okurlarım, sevinç ve hüzünden söz ederken, kötü ve kirli futboldan, rant peşinde koşanların konuya ivme kazandırdığından özellikle bahsetmiştim. Fakat bunların dışında futbolumuzu ters yönde etkileyen, tetikleyen başka unsurlar da bulunmaktadır.
Bunlar serkeş futbolcular, tecrübesiz hakemler, futbolun kurallarını bilmeyen taraftarlardır. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmanın ya da aza çekmenin tek koşulu sporseverleri eğitmektir. Bu da televizyonlardaki spor programlarının doyurucu ve kaliteli olmasından geçer. Tekrar görüşmek üzere!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA