Değerli okurlarım, ülkemizde futbol, resmen bir şamar oğlanı oldu. Ondan başka isim bulamadım rahmetliye. Gerektiğinde “Futbolun rengi beyazdır, başka renk olmaz, tek renktir” diyordum. Şimdikiler beyanatlarıyla bazı olumsuz düşüncelere davetiye çıkarıyorlar. Gri alanları yok ediyorlar. “Ya bendensin, ya da düşmanımsın” şeklinde açık seçik söyleniyor.
Seçeneklerine zorlandığınızda ne diyeceksiniz ki? Mutlaka bir yerde olmanız gerekiyor. Bu seçeneklerin hangisi daha iyidir, hangisi daha halka yakındır diye fazla düşünmeye de fazla gerek yok. Futbolu kökünden kazıdıktan sonra, onun beyaz rengini olabildiğince koyulaştırdıktan sonra bir seçeneğe tabi olmanın esbab-ı harbiyyesi olamaz.
Futbolumuz neden iflas etti? Dünya ulusları futbolumuzla neden alay ediyorlar? Neden her şey gizli gizli yapılıyor, özel bir nedeni var mı? Bunların apayrı özel nedenleri bulunmaktadır. Dilerseniz yavaş-yavaş konuya girelim, ucu kime değerse değsin! Hodri Meydan!
Biz biliyoruz ki; Hukuk devleti, bütün işlerini gün ışığında gören devlettir. Hep böyle bildik ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorum. Hayır, öyle değilmiş, maalesef öyle değilmiş. Gizli servislerin işleyişi herkes kadar benim de ilgimi çekiyor ama bu gizli kapaklı işlerin ilgimi çekmesi, normal ve olağan bulmama neden olmuyor.
Dünyada her şey o kadar çabuk değişiyor ki, nasıl oluyor göremiyorsunuz bile. Görmeye çalışmak bile insanın başını döndürüyor. Yine de, ayağımızı sağlam basarak dünlerde yapılanları güncelleştirelim. Şimdi herkes son on yılın muhasebesini yapıyor ya gelin biz de yapalım. Ülkemiz artık, krizler, ihtilaller ülkesi değil. Futbolumuzda hatırı sayılır bir yerde.
Futbolumuz belli yerde ve “çok emin” ellerde hamdolsun. Benzini söyledik, cari açık konusuna değindik. Şu anda aklıma geldi ve hemen yazıyorum. Bir zamanlar “Türk Devlet Adamı” denince sadece “ATATÜRK” bilinirdi. Şimdi öyle mi? Gün geçti, devran değişti, yarınlarımız “garanti” (!) altında.
Bu ülkede çok şeyler yapıldı. 1956’da Macarları 3-1 yenip her yıl aynı günde seminerler düzenlemedik mi? UEFA Kupası’nı kaldırmadık mı? Bir takımımız Şampiyonlar liginde yedinci olmadı mı?
Bir zamanlar yine ülkemizde Şike yapılırdı, teşvik verilirdi, güpegündüz adam kaçırılırdı. Duyulmazdı, bilinmezdi, görülmezdi. Ya şimdi? Gözümüzde, kulağımızda açıldı, çok şükür dilimizde çözüldü. On yıl önce genelkurmay başkanları dokunulmazdı. Şimdi dokunuyoruz. Dokunmak ne kelime kodese koyuyoruz. On yıl önce içerde asker yoktu! Böyle giderse 10 yıl sonra dışarıda asker kalmayacak…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA