Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal; “MEB Yüz Yüze Eğitim İçin Tüm Tedbirleri Almak Zorundadır!”
2021-2022 eğitim öğretimin başlamasıyla birlikte, pandemi sürecinde öğrenci ve öğretmenlerin hangi koşullarda okullarda olacakları da tartışma konusu oldu.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, yeni eğitim öğretim yılının, salgınla ilgili kaygılar, aşı ve test tartışmaları, LGS sonrası istediği okul türüne yerleşemeyenler, kalabalık sınıflar, öğretmen açıkları, özel-devlet arasındaki uygulama farkları vb. bir dolu sorunun gölgesinde başladığını öne sürerken; “Okulların salgın koşullarına karşı hazır olduğunu söylemek mümkün değildir” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı ‘Okullarda gerekli önlemleri aldık’ açıklamasını yapsa da Türkiye çapında okulların önemli bir bölümünün salgın koşullarına uygun hale getirilmediği, gerekli altyapı hazırlıklarının yapılmadığını kaydeden Ünsal, geçmiş yıllarda yaşanan ödenek ve personel yetersizliği sorunlarının bu yıl da sürdüğünü söyledi.
Sağlıklı ve güvenli bir şekilde tam zamanlı yüz yüze eğitim için tüm eğitim bileşenlerinin aşı olmasının, her şeyden önce toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Ünsal; “Bu konuda tepeden inme kararlar yerine kaygıları giderecek, bilimi rehber edinen ve konunun özneleriyle birlikte politika oluşturulması gerekmektedir. Özellikle aşı olmaktan kaçınan eğitim emekçilerinin haftada iki gün virüsün yoğun olarak yer aldığı hastanelere gitmek zorunda bırakılmamaları, salgın sürecinden ders çıkarılarak iş yeri hekimliği uygulamasına gidilmesi, bu sağlanana kadar bölge bölge oluşturulacak gezici sağlık ekipleriyle testlerin iş yerlerimizde yapılması önemlidir” dedi.
Eğitim Sen olarak okulların yüz yüze eğitime hazır hale getirilmesi için atılması gereken somut adımları her fırsatta MEB ve kamuoyu ile paylaşmayı sürdürdüklerini ifade eden Ünsal, bu noktada okulların yüz yüze eğitime ne kadar hazır olduğuna ilişkin tespitlerini de şu şekilde sıraladı;
“MEB bugüne kadar seyreltilmiş sınıf uygulamasına ilişkin olarak nasıl bir hazırlık içinde olduğunu, kaç yeni derslik yaptığını açıklamamıştır. Sınıfların havalandırılması için kış aylarını da dikkate alan bir pencere sisteminin tüm sınıflarda hayata geçirilip geçirilmediğine dair bir açıklamada söz konusu değildir. Eğitim bileşenleri yaz aylarında okullarda böyle bir çalışma olmadığını gözlemlemiştir. Bu eksikliklerin hızla giderilmesi gerekmektedir.
Okullarımızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan kalabalık okullarda, öğrenci ve öğretmen tuvaletlerinde gerekli genişletmenin ve lavabo sayılarının arttırılıp arttırılmadığının bilgisi mevcut değildir. Öğretmen odalarının en azından ikiye çıkarılması yönünde bir hazırlık da yoktur. MEB okullara kaynak göndermeli ve ivedilikle bu düzenlemeler yapılmalıdır.
Maske, sabun ve diğer hijyen malzemeleri konusunda okullarımızda ne düzeyde bir hazırlık yapıldığı, bu malzemelerin temini konusunda MEB kamuoyunu bilgilendirmelidir.
Okullarımızda sağlıklı bir ortamın düzenli bir şekilde oluşturulması için yardımcı personel olarak çalışan arkadaşlarımızın görevlendirmeleri hala yapılmamıştır. Yıllardır kadrolu yardımcı personel alımı yapılmamakta ve ihtiyaçlar İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelerle geçiştirilmektedir. Birçok okulumuzda velilerimiz ekonomik yük altına girmek zorunda kalmaktadır. 6 Eylül’de tüm okullarda temizlik görevlisi yardımcı personel arkadaşlarımızı görmek istiyoruz.
Seyreltilmiş sınıf uygulaması tam anlamıyla hayata geçirildiğinde öğretmen ihtiyacı ciddi düzeyde artacaktır. Zaman zaman temaslı veya hasta olabilecek öğretmenlerimizi de düşündüğümüzde öğretmen ihtiyacının giderilmesi için, bir an önce ve en az 100 bin öğretmen atamasının yapılması önemlidir. MEB’i ek öğretmen atamaları konusunda bir an önce açıklama yapmaya çağırıyoruz.
Taşımalı eğitim sistemine son verilerek köy okullarının açılması gerekmektedir. Salgın sürecinden olumsuz etkilenen öğrenci ve eğitim çalışanlarının psikososyal açıdan desteklenmesine yönelik çalışmalar yapılmalı, MEB bu süreci başta TTB olmak üzere, eğitim örgütleri, sendikalar ve veliler ile sürekli iletişim halinde yürütmelidir.
Salgına karşı alınan önlemlerin ve ayrılan kaynağın şeffaf bir şekilde MEB tarafından açıklanması gerekmektedir. Okul terkleri, öğrenme kayıpları, dezavantajlı grupların kayıplarının telafisi için müfredat dâhil olmak üzere salgının eğitime etkileri tüm boyutlarıyla değerlendirilmeli ve bu kayıpların giderilmesi için MEB’in acilen gerekli adımları atması gerekmektedir.
Pandemi koşullarında 40 dakikalık ders sürelerinin azaltılması için eğitim emekçilerinin de görüşleri alınarak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Okul öncesi öğretmenleri günde 6 ders ve 300 dakika blok ders yapmakta ve bu öğretmenlerin teneffüs hakkı bulunmamaktadır. 50 dakika olan ders sürelerinin azaltılması ve okul öncesi eğitim emekçilerinin de görüşleri alınarak teneffüs haklarının düzenlenmesi, pandemi koşulları dikkate alındığında aciliyet kazanmaktadır. MEB’i bu konuda bir an önce somut adımlar atmaya çağırıyoruz.
İmam hatip okullarının çoğunda kontenjanlar boştur. Öğrenci sayısı az olan imam hatip okulları kalabalık sınıf mevcutlarının seyreltilmesi için yeniden düzenlenmeli, ihtiyaç fazlası imam hatipler akademik okullara dönüştürülmelidir.
Okullarımızı amasız fakatsız açabilmek ve açık tutabilmek ivedi bir ihtiyaçtır. Okullarımızın kapalı kalmasının yarattığı toplumsal zararlar düşünüldüğünde bu konuda bütün sorumluluk MEB’dedir. Tüm eğitim bileşenlerini, tam zamanlı yüz yüze eğitimin devam edebilmesi için gerekli duyarlılığı sağlamaya ve tedbirlerin tamamlanması için hak aramaya çağırıyoruz.” (Haber: Helga TERBİYELİ)