Düşle Gerçeği Harmanladık Şiire Dönük

0
17

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Havalar sıcak, bebeklerde bir huzursuzluk bir huzursuzluk var ancak bebeği olan bilir. Bizim apartman da karşı iki apartman da bebekler var yine, yıllar önceki gibi. Sanki sözleşmişler gecenin büyük bölümü ağıt uyuyabilirsen uyu. Sanki aynı evlerde yaşıyoruz! Tam uykuya dalıyoruz tekrar ağıt ve şimdi öğlene doğru bayılırcasına ağlıyor bu dünyanın minik mucizeleri. İçimden evlere dalıp, bebekleri kucakladığım gibi uçmak geliyor, uçsuz bucaksız gökyüzünde bulutlar arasında  dolaşmak, dolaşmak bütün sıkıntı ve ağırlıklardan kurtulmak ve sonra duvarların arasından süzülüp, onları yataklarına bırakmak, sessiz, sakin ve gülümseyen bir uykunun koynuna.

Ve kuşlar, o geveze kuşlar, bebek sesi kesilir, kuşlar başlar. Kuşlar gerçekten hiç susmaz mı?  Bir Arap bülbülü öter uzaktan, birde adını bilmediğim sihirli bir  ses  gelir kulağıma. Harikuladedir harikulade!! Kulaklarımı dikerim bütün duyularımla yoğunlaşırım anlamak için ne olduğunu! Ancak tam çıkaracak tanıyacak gibi olurum ses kesilir gider. Serçelerin cik cik leri dolduruyor  etrafı çığlık gibi.

Ve gidip geliyorum düşle gerçek alemde. Bakalım nereye kadar? Ve şimdi içimde geç kaldığım her şeye duygusu ile gidiyorum bir gönül almaya. Şimdilik sağlık ve sevgiyle kalın sevgili okuyucularım. Ve Ahmed Arif şiirleriyle… Yase

& & & & &

Bir büyük şair Ahmed Arif’i anlatacağız bugün size. Hem şiirleriyle, hem kendi ağzından sözlerle, hem de birkaç kendimizce cümleyle.

Anadolu (Bölüm 1)

Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?

Utanırım,
Utanırım fukaralıktan,
Ele güne karşı çıplak…
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun?

Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım…
Görüyor musun?

Anadolu’nun şairidir Ahmed Arif… Hasretin, sevdanın, dağların ve umudun şairi. Tek kitabı şimdiye kadar 60 baskı yaptığına göre halkın şairi de diyebiliriz…

“Anlatılanlara göre, 1927 Nisan ayının 21. gününde doğmuşum, Diyarbakır’da Yağcı sokak 7 nolu evde. Yani, yazlık ve kışlık odalarıyla, geniş avlusuyla, bahçesiyle dönemin tipik Diyarbakır evlerinden birinde.”

& & & & &

Anadolu (Bölüm 2)

Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu’yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri…
Sonra Pir Sultan’ı ve Bedrettin’i.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda…
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun?

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?

“Asıl adım Ahmed Önal, Ahmed Arif olarak bilinirim. Öz anamın adı Sayre, Kürt’tür. İki yaşındayken kaybettim onu, kardeşimin doğumu sırasında. Beni büyüten, emziren, yedirip içiren, eğiten Arife anamdır. Babam; Kerküklü Arif Hikmet, Kürt değildir. Rivayete göre, babamın büyük babası Rumeli’den göçmüş buralara. Bu üçünü de çok severim, hayatta laf söyletmem onlara.”

& & & & &

Gözlerim

Gözlerim maviliğin ruhudur.
Fecirlerin tebessümü içer.
Berraklığında ilah çocukları uyur
Ve emer sükutu beyaz gölgeler.

“İlkokulu Diyarbakır Siverek İlkokulu’nda okudum. Ortaokulu da Urfa’da okudum. Liseyi ise yatılı olarak Afyon Lisesi’nde. Bütün okul hayatımda tanıdığım en yetenekli, en yiğit, en mert, en bilgili adamlar o lisedeydi, işte o yıllar. Yıl 1943 olmalı… Taş çatlasa 16–17 yaşındayım. Durmadan şiir yazıyorum. Bir dergi, Seçme Şiirler Demeti adıyla kuşe kâğıda basılıyor. Bir sayfanın sol başında Neyzen Tevfik, sağ başında Ahmed Arif. Ben Neyzen Tevfik’in torunu yaşındayım tabii o zaman hatta daha da küçük. Bir de 10 lira geliyor bana dergiden, telif hakkı. Düşünün babam bana ayda 5 lira gönderebiliyor. O yüzden 10 lira büyük paraydı o zaman için.” diye anlatır yaşam öyküsünü şair.

Günün Şiiri

Ay Karanlık

Maviye / Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine / Rüzgarda asi,
Körsem / Senden gayrısına yoksam
Bozuksam / Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık…
İtten aç / Yılandan çıplak,
Vurgun ve belâ
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille / Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N’olur gel,
Ay karanlık…
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş
Etme gel,
Ay karanlık…

Liseyi bitirince askere gider, 1947’de terhis olur. Aynı yılın sonbaharında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’ne kaydolur ve ideolojik tercihini de o yıllarda bazı komünist partisi mensuplarının da üyesi olduğu Türkiye Gençler Derneği’ne üye olarak belirler.

Haberin Var mı Taş Duvar?

Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..

Ahmed Arif 1951’de tutuklanır. Çok acılar çektikten sonra serbest kalır.Fakat 1952’de yeniden tutuklanır, yargılanır. İki yıl hapis ve sekiz ay da Urfa’da kamu gözetimi altında bulundurulma cezasına çarptırılır. 1955’te tahliye olur, cezaları bittikten sonra Ankara’ya döner ama sürekli polis gözetiminde olduğundan eğitimine devam edemez, çeşitli dergilerde yazılar yazar, değişik işlerde çalışır.

Günün Sözü

İnsanlar tecrübeleri oranında değil tecrübelerinden aldıkları dersler oranında olgundurlar.
Bernard SHAW

İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye erişemez.
Albert EINSTEIN

Olgun insan yapabileceğini söyleyen ve söylediğini yapan insandır.
Konfüçyüs

İnsanların yapabileceği en büyük fenalık kendisine olan güvenini kaybetmesidir.
Richard BERNEDİCİ

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here