Değerli okurlarım, geçen sene yeni yıl ile birlikte çaresizce, perişan bir ortamda yaşam savaşı vermeye başladık. İnsanoğlu acz içindeydi! Çözümü evde kalmak, elleri temiz tutarak yüz ile teması kesmekte bulduk. Aşısı olmayan, ilacı da net ve açık olarak bilinmeyen, çok ciddi ve ölümcül bir salgın hastalıkla yüz yüze idik. Anlaşıldığı kadarıyla en etkili tedbir, topyekûn bu mücadeleye katılmamız oldu. Başarı sağlanacak, koronavirüsü alt edeceğiz. Bunun için de biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Bir yılı aşkın süredir, sağlık savaşçılarının, bilim insanlarının, yerel yönetim sorumlularının tavsiyeleri doğrultusunda zamanı evde geçirmek, insanlara sarılmamak ve özellikle öpüşmemek en etkili silah! Yaşadığımız günlere; etkili, kalıcı sonuç için, kaderimizi etkileyici darbeyi indiren biz olmalıyız. Vatandaşlık bilinci içinde olmanın ve öyle davranmanın zamanıdır. Özellikle inançlı olmalıyız ki koronavirüs salgını karşısında zafer kazanalım. Bu savaşta şimdiye kadar olduğu gibi zayiatlarımız da olacaktır. Amacımız hem bu virüsü yenmek ve hem de en az zayiatla kurtulmaktır.
Şunu unutmayalım ki sadece biz değil, tüm insanlık alemi büyük bir sınavdan geçiyor. Yalnızca bilimsel değil aynı zamanda toplumsal bir sınavdır bu. Bu önemli konuyu sadece Bilim adamlarına, sağlık çalışanlarına yüklersek bu sınavı kazanamayız. Başımızı daha büyük belaya sokarız.
Bu ölümcül salgından başarıyla sıyrılmak ilaç ya da ilaçlarla mümkün değildir. İlaçlar sadece hastalığı iyileştirebilir. İlaçlar bu salgını önleyemez. Bu virüsün aşısının bulunması yaklaşık bir yıl sürdü. Aşılamaların ardından bu virüs soğuk algınlığı gibi gelip geçecektir inşallah.
Efendim dünkü sayımızda Fatih Terim’in geçen yılın Mart ayında TFF’ye hitaben haykırışını yazmıştım ve TFF’nin de yanıtını bugüne bırakmıştım. Anlı şanlı federasyonumuzun yanıtının içeriği yürekler acısı; “Kardeşim sen kendi işine bak. Biz en iyisini biliyoruz, senden akıl alacak değiliz…” Düşünememişlerdi…
Her müsabakada tribünlerde en az bin kişi vardı, yedek futbolcular, yöneticiler ve stadın korumaları! Orada bulunanların hepsi temiz miydi? Aynı gün Fenerbahçeli basketbolcuların bizim bildiğimiz 5’inde bu virüs tespit edilmişti. Yöneticilik kolay bir iş değildir.
Az da olsa futbol ağırlıklı konuşursak, bu salgının nelere mal olduğunu, kimleri söz sahibi ettiğini, piyasayı dolandıranları, kısa yoldan zengin olanları ya da olmak isteyenleri bildiğimiz kadarıyla anlatmaya çalışacağım.
Koronavirüs ortaya çıkıp egemenliğini ilan etti ya. Bununla beraber süper zekâlılar da kendini göstermeye başladı. Yani millet can, onlar da mal derdinde, bir algı peşindeler.
Süper Lig’in yeniden startı konusunda herkes tarih verdi, başlar ya da hiç başlama diyenler de vardı. İki hafta evinde oturan, iki ayda hazır hale gelmez diyenlerle birlikte Nisan’da veya Mayıs’ta diye zorlayan da vardı. Lig bu haliyle tescil edilsin algısında bulunanlar da, elimizde çok farklı senaryolar var diyerek ortamı gelenler de…
Efendim, hiç düşünmüyorlar ki son kararı kendileri vermeyecek!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA