Değerli okurlarım, son yazımızda Voleybolcu kızlarımızdan bahsetmiştik. Artık sıra geldi kızlarımıza yapılan ayıba! Potanın Perileri, 10 yol önce 3 Temmuz 2011 akşamı Rusya önünde final maçı oynadı. Altın madalya yerine, gümüş madalya ile iktifa ettiler. Yapacaklarının en iyisini yaptılar. Şampiyon olsalardı tadından yenmezdi. Herkesin gönlünde yinede taht kurdular. Nedense, alnının teriyle, bileğinin hakkıyla, final oynayan kızlarımıza büyük haksızlık yapıldı. Daha doğrusu büyük bir ayıp yapıldı.
Yarı final maçının öncesi Kadın Basketbol Milli Takımımızın ana sponsoru olan Garanti Bankası gazetelere bir teşekkür ilanı verdi. Potanın perilerine başarılar diledi. Bundan daha doğal, daha bir sahiplenme nasıl olabilir ki? Bu ilanın yayınlanacağı gazeteler arasında Zaman da bulunmaktaydı. Bu ilanı ajans o gazeteye gönderdi. O gazetenin reklâm servisi ne dedi biliyor musunuz? “Bu ilanı yönetime danışmamız lazım” dedi.
O gazetenin yönetimi ve yazı işleri toplandı ve yayınlanır-yayınlanmaz tartışması yapıldı, sonuç olarak Zaman Gazetesi ilanı yayınlamama kararı aldı. Neden biliyor musunuz? Fotoğrafta potanın perileri “ŞORTLU” oldukları için! O Gazetenin yönetiminden bir kişi bile “Ama bizim Milli Takımımız Şortlu mortlu” deme yürekliliğini gösterememiş anlaşıldığı kadarıyla… Okurlarının tepki göstereceğinden çekinmişler ve belki de abone sayısı zafiyet gösterir diye endişe etmişlerdir. Yazık, çok yazık!
Keşke diyorum, o gazete ‘milli bir davanın yanında olma’ cesaretini, okur baskısına kurban etmeseydi. Çok iyi olacaktı, hem de çok!..
Şimdi ise sizlere sürpriz olarak sakladığım bir futbol ilahından, biraz da ayrıntı biçimde söz edeceğim. Bu dünya yıldızı Brezilya’lı idi. Öylesine olumsuz bir ortamda yetişmiş ve spor âlemine parmak ısırtmıştır.
Brezilya’nın futbolcu fabrikası işte bu dönemlerde çarklarını daha hızlı döndürmeye başlamıştı. Bildiğiniz gibi, Avrupa’da ve dünyanın birçok takımlarında Brezilyalı futbolcu olmayan ya da oynatmamış bir akım gösteremeyiz, bu çok zor olur. Ülkemizde top koşturan Brezilyalı futbolcular ve Brezilyalı hocalar forumda olduklarında, başarı onlar için kaçınılmaz oluyor. Bazılarına ders olur diye, işte bu futbol ilahından söz edeceğim.
Adı: Manuel Francisko dos Santos… 1933 yılında Rio’nun varoşlarında yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Manuel, çarpık bacaklı, omurgası yamuk sağlıksız bu bebeğe, ablası Garrincha (Çirkin çit kuşu) adını taktı. Yoksul ailenin hiç bir bireyi, bir gün bu ucubenin, dünyanın en büyük futbolcularından biri olacağını aklından bile geçirmiyordu. Ancak, ciddiye alınmayan bu çocuk ele avuca gelmeye başladığında, olağanüstü bir futbol sihirbazı olarak ortaya çıktı. 14 yaşında çalışmaya başladığı tekstil fabrikasının futbol takımının her şeyiydi. 19 yaşında Botafogo Kulübünün seçmelerine girdi. Çalımlarıyla Milli Takımın sağ beki ünlü Djalma Santos’un başını döndürdü. Maçtan sonra Djalma antrenöre “Bu genci mutlaka takıma al” diyerek onun kaderinin değişmesini sağladı.
Garricha hemen takıma girdi. İnanılmaz çalımları, driplingleri, şutları, ortaları, pasları ve golleri Brezilyalı sporseverleri ayağa kaldırıyordu. Seyircilerde O’na “Futbolun Chaplin’i” adını taktılar. 1958 Dünya Kupası için Milli Takıma seçildi. Antrenörü onu ilk maçlarda oynatmadı. Djalma Santos yine devreye girerek onun yazgısını ikinci kez değiştirdi. Antrenörüne giderek “Eğer Garrincha’yı oynatmazsan, yarın Brezilya’ya dönüyorum, işte biletim” dedi. Uzatmayalım, Garrincha takımın direkt oyuncusu oldu, harikalar yarattı attığı ve attırdığı gollerle Brezilya’ya 1958 ve 1962 Dünya Kupalarını kazandırdı. Pele bile “O olmasaydı bu kupaları zor alırdık” demişti.
60 Milli maçta oynayan bu yıldız, hiç yenilgi yüzü görmedi. Birkaç kez evlendi ve 11 çocuğu oldu. Düzenli bir aile yaşamı kuramadı. İçkiye ve kadınlara olan düşkünlüğü performansını giderek düşürüyordu ve sonunda futbolu bırakmak zorunda kaldı. 19 Ocak 1983 yılında alkol komasına girdi ve çıkamadı. Bu ünlü yıldız halkının gönlünde öylesine bir yer etmiş ki, cenazesine yüz binlerce insan katıldı. Bu futbol sihirbazının mezar taşına şunlar yazıldı: “O KÜÇÜK BİR ÇOCUKTU, KUŞLARLA KONUŞURDU…”
Bunu neden yazdığıma gelince, 1958 ve 1963 Dünya Kupasını bilenlerdenim. Onun tüm maçlarını seyretmiştim ve O’na hayrandım. Hepsi bu! Ülkemiz takımlarının transfer ettikleri yada edecekleri Brezilya’lı oyuncuların da böyle olmalarını dilerim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA