Değerli okurlarım, sizlere “futbol ve ekonomiyi” sunarken, çok güncel hadise olan ve spor kamuoyunu derinden rahatsız eden “şike ve teşvik primi” çirkinlikleri de son anda aklıma geldi. Futbol, çirkinlikleriyle de güzeldir diyeceğiz ama kazın ayağı öyle değil. Bu çirkinliklere göz yumanlar, şu takımı bu takımı şampiyon yapmak ya da avantaj sağlamak için o göreve gelmedikleri de bilinmelidir. Bakacağız, Türkiye Futbol Federasyonu rüştünü ispat edecek mi edemeyecek mi? Bekleyeceğiz ve de göreceğiz.
Evet, diyorum ki futbol bir romandır, bir sanattır, yıldız bir meslektir. Futbol, para, şan, şöhretle iç içedir. Çok etkili bir spordur. Futbol, bir estetik ve de bir şiirdir ve futbol fizik kullarını alt üst eden müthiş hadisedir.
Unutmadan söylemek istiyorum. Sizlere bir futbolcudan söz edeceğim. Bu futbolcunun futbol yaşamı, bizim kuşağın delikanlılık dönemlerine rastlıyor ama bugün için sürpriz olarak kalsın.
Efendim, futbol bir sektör konumundadır. Diğer spor dalarlıya mukayese etmek söz konusu olamaz. Hep ağırlıklıdır ve de hep öndedir. Onda galiba “Şeytan Tüyü Var!” Düşünebiliyor musunuz? Milyonlarca dolar kapitaliyle, muhteşem tesisleri ve taraftarıyla…
Futbol, yani ayak oyunu, her ortamda oynanabilir, yeter ki bir alan bulunsun. Engebesi, taşı ve toprağı söz konusu değil. O kadar ekonomiktir ki, kale yerine ikişer taş konuyor, top olmasa bile, iki gazete kâğıdını sıkıştırıp iple bağlıyorsun, o yuvarlak gibi cismin peşine koş Allah koş. Bizim çocukluğumuz böyle geçti!
İşte futbol böylece en ekonomik bir spordur. İsteyen herkes, isteyen her ortamda, kağıttan yapılmış da olsa o yamuk cismin peşinde koşar, kan ter içinde kalır, her tarafı yara bere içinde kalır ama kimseye dert yanmaz. Bu sporu yaratanlar, nereden akıl etmişler, hangi olaylardan esinlenmişler, en geçerli akçe olacağını nereden bilmişler hayret doğrusu. Futbolun atalarını rahmetle anıyorum. İyi ki bu ayak oyununu bizlere miras bırakmışlar.
Futbolla beraber basketbol sporunu da gündemimize getirmek istiyorum. Zor koşullarda yaşayıp da, dünya çapında şöhret olan ancak futbolun ağırlığını kaldıramayarak genç denilecek bir yaşta dünyaya veda eden, dünya çapındaki bir şöhreti anlatacaktım ama büyük bir ayıp yaşanmıştı, kadın basketbol takımımıza yapılan çirkinlik gündem oluşturmuştu. Kadın Basketbol Milli Takımımıza yapılan bu çirkinliği sürprizimden daha önce sizlere sunma gereği hâsıl oldu. Makalemin akışı içinde, şu anda hayatta olmayan o şöhretli futbolcuyu da anlatmaya özen göstereceğim.
Efendim, Polonya’da yapılan Avrupa Kadın Basketbol Milli Takımları Şampiyonasında, kızlarımız üstün bir başarı göstererek Avrupa 2’cisi oldular. Tarih 3 Temmuz 2011 idi. Kızlarımız Rusya ile final oynadılar. Kadın Basketbol Milli Takımımız rakibini yenecek güçteydi. Rus takımının fizik gücüyle, yorgunluğa yenik düştüler falan. Şimdi gelelim kızlarımıza yapılan ayıba ancak bu konuyu bir sonraki yazımızda ele alacağız.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA