Değerli okurlarım, ülkemizde ilk lig organizasyonu Pazar Ligi’yle gerçekleşmiştir. 1905 yılında Galatasaray Futbol Kulübü resmen kurulmuş ve bu tarih Türkiye Futbolunun başlangıç tarihi olarak kabul edilmiştir. Şu aşamada, Cumhuriyet dönemindeki futbolumuzu selamlayarak ve bazı bilgiler sunduktan sonra günümüz futboluna döneceğim.
Kamutay bugün doğdu (1920) ve faaliyete geçmesiyle Türk sporu ve Türk futbolu için büyük adımlar atılmıştır. Günah diyenler artık azınlıkta ve de sindirilmiş vaziyette. 1823’de ilk spor teşkilatı, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı ve buna bağlı olarak Futbol Federasyonu kurulmuştur. Kurulan o federasyon, şimdiki Özerk Futbol Federasyonunun insanlara ve kulüplere yaptığı ayak oyunlarını tahmin edebilseydi, kurulur muydu?
21 Mayıs 1923’te Türkiye Futbol Federasyonu’nun FIFA’ya kabul edilmesiyle, Türkiye bu alanda Dünyadaki yerini de almıştır. 26 Mayıs 1923’de Türk Milli Futbol Takımı ilk maçını İstanbul’da Romanya ile oynamıştır ve aynı yıl ilk resmi lig maçlarının düzenlenmesine de başlamıştır.
1951’de profesyonelliğin kabulü ile Türk futbolunda yeni bir dönem başlatılmış ve o tarihten bu yana futbol, bir meslek dalı olarak toplumda yerini almıştır. 1954’de UEFA’nın kurulmasından sonra Türkiye bir Avrupa Ülkesi olarak kabul edilme mücadelesi vermiş, bu isteği FIFA tarafından 10 Şubat 1962’de alınan karar uyarınca kabul edilmiştir.
Ülkemiz, 10 Şubat 1962’den bu yana, UEFA’nın 34 üyesinden biri olarak her türlü organizasyona katılmaktadır. Bunlar tamamıyla doğru ama UEFA’nın üvey evlat görüp dışladığı, öz evlat görüp bağrına bastığı ülkeler var. İstersen biraz sesini yükselt, bakalım neler oluyor.
Bir de, futbolun kronolojisi var. Futbolun önemli gelişmelerini anlatan bir düzenleme konumunda! Bu önemli sporun çok uzun yıllar önce ve günümüze kadar geçirdiği kabuk değiştirmelerden söz ediyor. Zevkle okunur ve zevkle de yazılır. Fakat içerikli bir konu olduğundan üç beş güne sıkıştıramayız.
Yine de kronolojiyi darıltmayalım. Yedi yüz sene saçma bir olayı ve yakın geçmişteki önemli bir spor hadisesini birer cümleyle anlatarak konumuza dönelim…
Yıl 1314 ve İngiltere Kralı II. Edvard bu spor nedeniyle kasaba ve şehirlerde hayatın tehdit edildiğini öne sürerek, futbol oynanmasını kesin olarak yasaklamıştır. Kral olduğu için yasaklar haliyle…
Yıl 1991, ilk yarının ortası olmuş ama Beşiktaş hala namaglûp. Bunun hikmeti nedir? Hikmeti şudur ki bunu BJK’lılar sevinsin diye yazıyorum. Lig başlamıştır ve Beşiktaş azimle ve hırsla oynuyor. Yenilmeyen takıma namaglûp denmez mi? Sezon boyunca sadece 7 beraberlikleri vardı. Siyah-Beyazlı takım da o sezon çok yüksek performans gösterip yenilmiyordu, başarının sırrı buydu. Bir de Süleyman Seba gibi ‘Efsane’ bir başkanları vardı.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
