Değerli okurlarım, İngiltere’nin, futbolun hem filizlenmesine, yeşermesine ve kurallarıyla beraber muhteşem bir spor olmasına omuz verdiğini biliyoruz. Her şeye rağmen, maç yapılırken öyle kavgalar çıkıyordu ki, Kral II. Edward döneminde futbol müsabakaları yasaklanmış ve hatta lanetlenmiştir. Bu nedenle İngiltere’de futbol bir süre kesintiye uğramıştır. Futbol büyük bir tutku, hatta bir hastalık da diyebiliriz. Bu nedenle kesintiye uğraması uzun sürmedi ve tekrar başladı.
Burada amacımız şu! Futbol neden günah demişiz? Başka oyunlar neden günah değil de, sadece futbol günah? Futbol, emekleyerek günümüze gelinceye kadar, kimlere neler kazandırmış, nasıl gelişmeler olmuş, bir de futbola ilk harcı koyanları yâd etmek. Şimdilik başka bir amacımız yok…
Futbol üç direkli olduktan sonra, daha güzel ve daha sevimli hale gelmiştir. Bu güzellikler birer-birer oluşurken dikkat çeken en önemli gelişme, topun elle tutulamayacağı, elle oynanmayacağı olmuştur. Taç atışlarını ve kalecilerin özel durumlarını konu dışı tutuyoruz. Ayrıca, meşin yuvarlağın falsolu sıçramalarını önlemek için küre şeklini alması da büyük bir aşama olarak kabul edilebilir.
Belli bir tarihe kadar futbolda çok büyük ilerlemeler oldu. Bazı istisnaların dışında bu ayak sporu izlenebilir hale geldi. Milli federasyonlar, yan kuruluşları hepsi tamamlanarak futbolun geleceği sağlama alındı. Önemli gelişmelerin hepsi de İngiltere’de oldu.
Ülkemize gelince; “İstemezük”lerin günah saydığı ve bu nedenle de bir adım ileriye gidemeyen, ülkemizde yaşayan yabancıların maçları seyrederek sporsuz çok yıllarımız geçti. İzlemenin de bir ceremesi vardı. Yakından izlemek çok büyük suçtu. Çok canlar telef oldu.
Gutenberg’in matbaasına da aynı tarifeyi uygulamadılar mı? “Gavur icadı, istemezük…” benzeri ipe sapa gelmeyen sözler. Matbaayı büyük devletler kullanıyordu ve bizde büyük devlettik, yine de doğruyu söylemek gerekirse 400 yıllık rötarımız var.
Bu nedenle diyorum ki futbol bizlere miras olarak bırakanlara, armağan edenlere şükranlarımızı sunarız, teşekkür ederiz. Futbol kolayına bugünlere gelmedi. Biz mirasçılar da futbola hiç iyi muamele etmiyoruz, bütün kötülükleri ona reva görüyoruz. Örneğin, şikeyi ondan hiç esirgemiyoruz.
Futbol, futbol oluncaya kadar kaç asrı eskitmiştir kim bilir? Uğruna kan dökülen değerler daha fazla baş tacı edilir. Bu yazdıklarımın doğruluna inanmasam hiç kalem oynatır mıyım? Ansiklopediler ve bazı külliyeler bana yetiyor da artıyor bile. Bu dokümanlar olmasaydı, sizlere sadece yarım asır geriye götürebilirdim. O da futbolun azıcık içinde olmamadan kaynaklanıyor.
Gönül isterdi ki, o günlerden kalma bir piri fani olsaydı da onun ağzından duysaydım bu yazdıklarımı ve de futbolun geçirdiği evreleri.
Evet, futbol dediğimiz temaşası zengin bu oyun, günümüze gelinceye kadar büyük evrimler geçirmiş diyoruz ve inanıyoruz ama hala “İşte bizim futbolumuz” diyeceğimiz günler daha uzakta.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA