Futbol, Uyku ve Yaşam (2)

0
69

Değerli okurlarım, bugün sporumuz ve özellikle futbolumuzu yönlendirenler hakkında konuşmalarımızı sürdürelim. Bizim futbolumuz öyle bir spor ki, herkes bir ucundan tutmak ve ondan nemalanmaya çalışıyor. Bunu istemek doğal bir hak mıdır? İşte o tarafına akıl erdiremedim. Şöyle düşünelim. TFF Başkanı “Beş yıl Avrupa’ya gitmezsek n’olur?” diyor. Zamanın Başbakanı da “Velev ki 8 yıl Avrupa’ya gitmedik n’olacak” diyor. Onlar da biliyor ki, yarınların garantisi yok! İçinde bulunduğumuz gün önemli (!) yarınların ne getireceği bilinmez ki!

Bir arkadaşım var. Zamanında futbol da oynamış. Bir defasında aynen şöyle söylemişti; “…İyi ki futbol varmış. Kafadan bir şey sallıyorum, hemen gündem değişiyor ve yırtıyoruz!”

Allah’a yakın olmak çok güzel bir yaklaşım. O’na yaklaşmak için de, kalbimizin temiz olması gerekmez mi? UEFA’nın kupalarına iştirak edememek başkadır, bilerek ve isteyerek katılmamak daha başkadır. Bir de, bu bilerek ve isteyerek katılmamanın getirisi-götürüsü olacaktır, bunun ceremesini kim çekecek dersiniz? Bana göre millet çekecek diye düşünüyorum. Bu milletin çektiği ceremelerden köprüler olur ama desteksiz köprü olur mu sizce?

Futbol olağanüstü bir spordur bildiğiniz gibi. Statlara olay çıkarmak için gidenleri hesaba katmayacak olursak, üzüntülerin unutulduğu ve renk uğruna düşmanların bile dost olduğu çok renkli bir yerdir tribünler. Başkalarını suçlamayı sevmek bile, umutlarımızın sonlandığını anlamak bile, maaşlarımıza haciz, evimize icra gelse bile, kısa süre önce büyük bir acı gelse bile tribünlerde oturarak gönlümüzdeki renklerin galebe çalmasıyla hemen değişip, bambaşka bir insan oluyoruz.

Sadece ölüme çare olmadığını biliyoruz ve onu içimize iyice sindirerek yaşıyoruz ya yine de onu unutmamak, içimizden çıkarmamak yeterlidir diye düşünüyorum. Aleyhimize gelişen türlü olumsuzluklara katlanıyor ve oralarda çözüm de üretebiliyoruz. Bu da çok önemli bir gelişme…

Demek ki, gündem değiştirmek için futbolu istismar edenler tamamıyla haklı. Başka türlü olmaz. Futbolu gerçekten sevebilmek büyük bir kazanç hâsılı! Anlatmak istediğim, futbol tam bize göre, bir makalemde bu ifadeyi zikretmiştim. Burada yeri gelmişken bir anımı ikinci kez gündeminize getirmek istiyorum. Ölümün dışında hemen her şeye çözüm olduğunu da anlatmış olacağım ve sizler de sözlerimi teyit edeceksiniz.

Uzun yıllar önce, teknolojinin insanlara fazla bir şey vermediği dönemlerden, açıkçası televizyon, bilgisayar, cep telefonları ve hatta buzdolabının bile olmadığı dönemlerden söz etmek istiyorum. Pazar günleri, genelde saatler 12.30’u gösterirken Halit Kıvanç ustamız bir derby müsabakası nakledecek. Ülkemizde İstanbul ligi var. Konumuza bir sonraki yazımızda devam edelim…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here