Değerli okurlarım, yarım asra varan meslek yaşamımın son 13 yılı gazeteniz İskenderun’da geçti. Olgun yaşta olmama rağmen diyebilirim ki haddimi bildim her konuda. Bunu söylerken de sanat ve kültür sayfamda ve spor makalelerimde seks konusuna hiç girmedim. Bilmediğimden değil, seksi ulu ortam konuşanlardan ya da arkadaşlarıyla geyik muhabbetti yapanlardan saymıyorum kendimi. Kendime ve okurlarıma saygımdan olsa gerek.
O zaman neden konuya böyle girdin diyeceksiniz! Çok haklısınız böyle düşünmekte! Üst düzey futbol oynayan Alex konusunda bile yanlışa düşmemek için ince eleyip sık dokuyorum. Tam anlamıyla emin olmadığım bir konuda, kimseyi üzmemek ve kırmamak için. Güncel o kadar önemli konular var ki, o konular hakkında fikir yürütsek, okurları aydınlatsak daha iyi olmaz mı?
Bu makaleme başlamadan önce benim bildiğim üç yıldız kaydı gökyüzünden… İlki Samanyolu’na gitti, öbürü Samanyolu ile… Ya üçüncüsü, O’da gönüllerde ki Samanyolu’na merhaba dedi ve gerçek yerini aldı. Üçüncüsü dediğim kişi Alex de Souza. En büyük dezavantajı, bundan sonraki kuşakların fazla hatırlamayacağıdır. Olsun bu kuşak onlara da yeri ve zamanı gelince açıklama yapar ve hatırlatır.
Efendim, Alex de Souza’yı sizlere şu şekilde anlatmak istiyorum… Bir Galatasaraylı olarak bu ünlü futbolcunun bir maçta bile olsa oynayamayacak olması beni sevindirdi. Nedeni çok basit! Skoru değiştirecek bir oyuncu da ondan. Sizlerimi teyit edeceğinizden eminim.
“Dane dane benleri var yüzünde” sihirli dizeleriyle bizleri kara kara düşünceye sevk eden Usta Neşet Ertaş’ı Samanyolu’na gönderirken “Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek” sihirli dizleriyle sözlerinde Samanyolu sözcüğü geçmemesine rağmen, Samanyolu olarak Berkant’ı hatırlayacaksak, evinden antrenmana ya da maçlarına giden Brezilyalıyı da “Adam gibi adamdı” diye anımsayacağız. Hayatta kalırsam yıllar sonra birileri sorsa, aynı ifadeleri kullanacağım.
“İçimde gizli yara var kimse bilmiyor” diyen Bozkırın tezenesi, Halk Ozanı Neşet Ertaş’ı inkar edebilir miyiz? “Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek” diyen Berkant’ı sonsuzluğa yolcu ederken, bizlere billur sesini ve Samanyolu’nu bıraktı. Rahmetliyi inkâr mı edeceğiz? Samanyolu, ayrılan birleşen sevgililerin şarkısıydı, bu sözler terennüm edilirken genel de gözyaşı olmazdı ama duygusallık tavan yapardı. Bu şarkıyı merhum Berkant’ın o sihirli sesinden defalarca dinleyen şanslı insanlardan biriyim.
Bizler, o iki ustayı yüreğimizin derinliğine görmüşken, bir başka usta da, milyonların sevgilisi Alex ise üç dakikalık bir konuşma ile sevenlerinden koparıyorlar. İşte bu olmaz. Ahde vefa bu olmaz! Fenerbahçe’ye sözde yön verenler, söz sahi oldukları kulüpten yolladılar Alex’i ama samimi olarak söylemek gerekirse, milyonlarca yüreği unuttular.
Alex, ülkemizde top koşturan iki önemi yabancı transferden birisiydi. Üç dakika içinde gönderilecek biri hiç değildi. Alman temsilcisini 4-2 yenen Fenerbahçe, kaptanlarına güle-güle demek istemişti. Bir Alex olmak hiç de kolay değildir. Yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA