Çam Ağaçları Ekilmesin, Yerine Zeytin Ağacı Ekilsin

0
280

Ülkemiz ne çektiyse bu çam ağaçlarından çekti. Çam ormanları ateşten gömlek gibi! Çam ağacının yaprakları iğne yaprak türü olduğundan, özellikle yaz aylarında tırtır denilen üstü dikenli sürüngen hayvanlara ev sahipliği yapar. Bu tırtırlar ağacın iğne yaprakları arasına kozalarını yapar ve bir müddet sonra kozalarından çıkarak yuvalarını terk ederler. Bu terk etme esnasında, milyonlarca kurumuş çam yaprakları rüzgârın etkisiyle etrafa saçılır. Kuruyan bu yapraklara çam pürü denir. Çam pürleri çok yanıcıdır. Piknikçilerin bıraktığı cam ve güneş ısını geçirgen yapan bazı yansıtıcıların etrafta bol olduğu düşünüldüğünde her an korkunç sonlara hazır haldeyiz.

Dikkatsiz davranılan her ortamda bu pürler aniden alev alır. Yıllar yılı bu olayları her an yaşadığımız halde, alınan tüm önlemler boşa çıkıyor. Çünkü ne yaparsanız yapın bunun önüne geçemezsiniz. Bir ormanlık alanın yanından yönünden geçen binlerce araç var. Bu araçları sürenlerin yüzde ellisi sigara içiyor. Aracının küllüğü varken, gayri ihtiyarı gece ve gündüz aracının camından izmaritini yola atıyor. Sönmemiş bir sigaranın süratle atılan arabadan birdenbire çıngıl şekilde etrafa yayılması ve yol kenarında uçuşarak gelen çam pürlerinin birini yaktığında, pürler birbirlerini yakarak, tıpkı domino misali alev şekline dönüşüp ormanlık alanlarımızı alev topuna dönüştürebiliyor.

Türkiye’mizde onlarca hükümetler geldi ve geçti. Her hükümet kendince caydırıcı önlemleri ortaya koydu koymasına da yine kalıcı önlemler oluşmadı. Hâlbuki kendi beynimiz bizlere oluşan tehlikeleri önceden haberdar ediyor. Şu son yirmi yıl boyunca binlerce hektar orman alanlarımız yandı bitti kül oldu. Her yangın sonucunda çok türlü dedikoduları beraberinde getirdi. Özellikle imara açılması, maden yerinin oluşturulması gibi çok çeşitli laflar söylendi. Son Hatay yangınının ardından da aynı şeyleri duyar olduk.

Bizler yani Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak kalıcı tedbirlerle bu konuya kökten neşter vuramazsak, her geçen gün orman yangınlarıyla bitap düşeceğiz. Yanan ağaçlarla birlikte milyonlarca doğanın sevgilileri olan canlarda yanıp kül oluyor. Bazen bir şeyler yazılıp çizildiğinde, yazılanlara karşı koyan ve çok bilenler ortaya atılıp kendilerince bilmişlik taslıyor.

Zeytin ağacı, yurdumuza en yakışan bir ağaç türü! Zeytin ekildiğinde senede iki kere dipleri traktör ve eski usul öküzlerle çapayla temizlenir kazılır. Diplerinde çam pürü denilen yakıcı madde barınmaz. Yaşları çok uzun süre dayanır. Bin yaşında olan yüzlerce ülkemizde zeytin ağaçları var ve halen ürün veriyor.

Yanan binlerce hektar çam ormanlarının yerine yerel belediyeler tarafından kooperatifler kurularak köylüleri hisse sahibi yapıp paydaşa yapılabilir. Hem yurdumuz hem de yerel yönetimlere bağlı kooperatiflerle birlikte köylü vatandaşlarımıza yeni rızk kapıları açılarak yeni kazançlar elde edilmiş olur. Köylü veya şehirli ha şimdi yangın çıkacak korkusuyla bir olmaz. Zeytin ağacı yapraklarını dökmez. Gövdesi kışa sıcağa ve kemirgen kurtlara dayanıklıdır. Etrafında gazel türü döküntüler olmaz. Meyvesi yere düştüğünde yabani zeytin ağacı çıkar. Onlar yerinden sökülerek başka yere cins zeytin ağacı aşılanarak yeniden dikimi olur. Zeytinin hem meyvesi hem de meyvesinden çıkan yağı altın değerindedir. Zeytinyağının insan sağlığına olumlu etkisi ispatlanmış ve her yağdan üstünlüğü kanıtlanmıştır.

Türkiye’mizin kalkınmasını istemeyenler tarafından uydurulan laf dedikodularıyla zeytin ağacını kötüleyenler çoğunlukta. Neymiş efendim kıyamet zamanında Yahudiler zeytin ağacının arkasına gizlenecekmiş. Hiç kimse miş’lerle ve muş’larla gelecekten haber veremez. Geleceği ancak ve ancak Yüce Allah bilir. Yurdumuz kendine yeni gelir kaynakları getirecek tarımsal özgürlüğüne kavuşması gerek. Her yerimiz betonlarla kaplandı durdu. Nefes alınacak bir avuç yerlerimizde yandı bitti kül oldu. Bu yüzden kendi yanan ormanlarımıza zeytin ağacı ekerek yarınlarımıza sahip çıkalım.

Çam evet oksijen getirir getirmesine de yandığı zaman her yerin oksijenini de beraberinde götürüyor. Lütfen bizi idare edenler, bu yazımı içtenlikle gündeme alsınlar.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here