Kadınlar Günü Kutlu Olsun

0
45

Günaydın sevgili okuyucularım. Nasılsınız bu sabah? Şehit haberleri gelmeye devam ederken analar, eşler, çocuklar, yavuklular kıyım kıyım yüreklerle yaşamaya çalışırken, dün -pazar günü- kadınlar günü kutlandı. Kapitalist, Faşist, Emperyalist bir Dünya’da kadınlar günü kutlamak bütün kutlamalar gibi bir garip geliyor ben denize. Kadını aşağıla, öldür, çocuğunu şehit et, yüreğini, bedenini yarala ve gününü kutla, süper değil mi? Kadın olmak aslında bu coğrafyada çok büyük bir yük. Çok… Önce kendi kendini kabul etmekte zorlanırsın büyürken sonra kendi hemcinslerin seni zorlamaya başlar! Kendini bırakmazsın, çalışırsın, ayakların üzerinde durmaya gayret edersin, şanslıysan durursun da, bu kez tacizden kaçamazsın çalıştığın yerde. Aslında sen kadınsın, annesin, eşsin, sevgilisin, arkadaşsın, cefakârsın, güçlüsün, üretkensin ve bütün bu özeliklerine rağmen ezilensin şu ya da bu şekilde ayrımında olsan da olmasan da ezim ezim ezilirsin.

Ezmem, incitmem, taciz etmem diyen herkes bunları yapar, isteyerek ya da istemeyerek… Kadın kadına özellikle… Kaynanalar gelinlerine, gelinler kaynanalarına, kız kardeşler birbirlerine, bazen annelerine yani aslında çoğu zaman kadınlar birbirlerine diğerlerinden daha çok zarar verebiliyorlar. Benzer sıkıntıları yaşadıkları halde… İşte bu insanın canını yakıyor ancak bu da yadsınmaz bir gerçek. Ve aslında bu coğrafyada, kadın, erkek, çoluk, çocuk olmak zor… Yaşamak zor.

Aslında bugün ta 163 yıl öncesinden, dokuma işçisi kadınların, erklerle eşit haklara sahip olmak için başlattıkları mücadelenin yıl dönümü. Kadın hakları o günden bu güne ne kadar değişti peki? Evet kadınlar günü kutlamaları yapılır oldu bütün dünyada yani kadınlar üzerinden para kazanmak için bir gün icat edilmiş oldu. Yaşasın kapitalizm! Ve dünyada durum azıcık değiştiyse bizde hiç değişmedi. Yani kutlamalar dışında… Oysa dünyada ilk oy kullanma hakkına sahip olan Türk kadını şimdilerde dünya kadınlarının en gerisine itilmeye çalışılıyor derim. Sözde din ulamaları geçinenler, hurafeciler, kızların potansiyel bir suçlu olduğunu var sayarak  onların öldürülebilmesinin çokta garip olmadığını söyleyebiliyor. Evlendirme yaşını 6, 12 diye telaffuz edebiliyorlar. Hatta depremlerin nedenini kızların 12 yaşında evlendirilmediğine bağlayabiliyorlar? Oysa sevgili peygamber efendimiz “Cennet annelerin ayakları altındadır” sözü ile anneliği bağrında barındıran bütün kadınların yerini işaret etmiş bile. Asırlarca horlanan, küçümsenen, diri, diri gömülen, sofradaki yeri her zaman erkekten sonra gelen, tarlada, sıcakta, soğukta çalışan, yemeyen yediren, giymeyen giydiren fedakâr annelerimiz işte bu kadınlardır. Ve her saniye hakları, onurları yerlerde çiğnenmeye devam ediyor. Yani değişen bir şey yok… Tarih tekerrür ediyor Türk kadınları için…

Ancak kadınlar yalnızca ataerkil bir toplumda yaşadıkları için horlanmıyor, hakları çiğnenmiyor. Kadınları aslında bu duruma düşüren kendi değerlerinin ayrımında olmamaları, sorgulamadan kabul etmeleri ve boyun eğmeleri, hem erkelere karşı hem de hemcinslerine karşı. Kadın kadının kurdudur sözü her zaman kulağıma küpedir.

Ortak sıkıntıları çeken bizler nedense duygudaşlık yapmaktan kaçarız ve zayıfı ezmek için hiçte erkelerden geri kalmayız. Hatta bazen kraldan kralcıyız.

Ve kadınlar şöyledir böyledir diyerek yazıma devam etmek istemiyorum. Her saniye insanlık suçları işlenen bu dünyada kadınlara güçlü olun diyorum. Bunun için okuyun, okutun, sorgulayın! Unutmayın haklar verilmez alınır. Unutmayın dokuma işçileri çiğnenen haklarını almak için mücadele ederken can verdiler. Bazen can vermek gerekse de hakkımızı almak ve korumak için çalışmalıyız. Ve biz aslında hümanistiz bütün canlıların hakları için mücadelemiz. Ve bu günümüz kutlu olsun…

Ve sevgili okuyucularım sağlıkla, sevgiyle ve haklarımızın ayrımında olarak hep birlikte kalalım ayrımsız gayrımsız. Yase

& & & & &

Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Kadınlar Günü veya Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların cinsiyet ayrımcılığına karşı başkaldırının adıdır. 150 yıl önce, “Eşit işe eşit ücret!” sloganıyla, kötü çalışma koşullarına karşı ölümü göze alarak mücadele başlatan kadınlar, isimleriyle anılmasalar da, başlattıkları o yolculuğun kahramanı olmaya bugün de devam etmektedir. Dünya kadınları, o günlerden bugünlere farklılaşsa da devam eden sorunlarını, hala o isimsiz kahramanların mücadelesini anarak dile getirmektedir.

8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.

26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day-Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliğiyle kabul edildi.

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen çeşitli gösterilerde anılmaya başlanmasıyla Batı Bloku ülkelerinde daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.

Bununla birlikte Birleşmiş Milletlerin resmi internet sayfasında, günün tarihine ilişkin bölümde kutlamanın New York’ta ölen kadın işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.

Günün Şiiri

Kadınlar Günü

Bugün kadınlar günü,

Koşalım Çağlayan’a .

Çağlayan nehir gibi,

Coşalım Çağlayan’a.

Elimizde bayrağımızla,

Dilimizde marşlarımızla,

Eşimizle, çocuğumuzla,

Koşalım Çağlayan’a.

Toplumumuzu germeyelim,

Buna mahal vermeyelim,

Dinci, laik el ele,

Koşalım Çağlayan’a.

Hakkımızı arayalım,

Cehalete karşı duralım,

Bugün özgür olalım,

Koşalım Çağlayan’a.

Herkes bizi dimdik görsün,

Özgürlüğümüz daim olsun,

Dünya kadınları örnek alsın,

Koşalım Çağlayan’a.

Üzerimizde oyunlar oynanmasın,

Çarçaf,türban kalmasın,

Kimse kimseyi kırmasın,

Koşalım Çağlayan’a.

Çalışma hayatına katılalım,

Ekonomik özgürlüğümüzü alalım,

Atatürk’e layık olalım,

Koşalım Çağlayan’a.

Cahil, aciz kalmasın diye,

Bu oyunlar sürmesin diye,

Çatışmalar olmasın diye,

Koşalım Çağlayan’a.

Fatma Biber

Anacığım

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?

Kaç geceler bana ninni söylerdi,

Hasta olunca oydu başucumda bekleyen,

Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen

Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?

Uzun kış geceleri masal masaldı.

Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar,

Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar

Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?

Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı.

Akşam biraz geciksem yollara düşerdi.

Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.

Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı…

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?

Bilirim yine kalbinde yerim anacığım.

Selam sana Kadınlar Günü İstanbul’dan.

Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,

Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Günün Sözü

Dürüst bir kadının güzelliği, ateşe benzer; yaklaşmayana hiçbir zararı dokunmaz.
Cervantes

Güzel bir kadın göze, iyi bir kadın da kalbe hoş görünür, birincisi pırlanta, ikincisi hazinedir.
Napoleon Bonaparte

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here