(Eski Açık, Sarı Desene)
Değerli okurlarım, vefatı nedeniyle Kuştepeli Sezgin’e bir rahmet gönderelim, rahmetinin takım sevgisini, renk aşkını çevremizde duymamış olanlara anlatalım dedik. İyi ki öyle düşünmüşüz. Ülkemizde isim güvenilir bahis siteleri yapmış, renkli simaları, amigoluğun yüz akı amigoları bu vesile ile sizlere anlatabilme fırsatını yakalamış oldum. Mekânın cennet olsun Kuştepeli Sezgin… Hani elinde mikrofonla, “eski açık sarı desene” demiştin ya Ali Sami Yen tribünlerinin ayağa kaldırmıştın. O slogan olmuş, herkes bütün taraftarlar sık-sık söylemeye başlamıştık. Beni duygulandırdın Sezgin!
Efendim, bizden önceki kuşağın da yakından tanıdığı çok önemli bir amigo daha vardı. Karıncaezmez Şevki… İstanbul’a seyahatlerimin hemen hepsi Galatasaray maçları nedeniyle olmuştur. Her gidişimde ve tribünde yerimizi aldığımızda bol-bol slogan atılırdı ama amigoyu göremezdik. Bütün taraftarların gözü deniz tarafındaki kapalı tribünün sol tarafındaydı.
Görünürde amigo yoktu ama müthiş sloganlar atılıyordu ve tribünler coşuyordu. Karar verdim ve “Bundan sonraki Galatasaray maçında mutlaka o tribünlerde oturacağım” dedim. Tüm zorluklara rağmen (aklınıza ne gelirse öyle) kapalı tribünün sol tarafına oturmayı başardım. Benim amacım tribün değildi ki, Karıncaezmez Şevki’yi yakından görmekti. Gözümü karartıp, itişe kalkışa rahmetlinin yanına oturdum. Meğer o tribünün yarısı Galatasaray Lisesi’ne aitmiş.
Oturulduğu yerde amigoluk yapılır mıydı? Demek ki yapılıyormuş. Bütün tribünler onu izliyordu. Oturduğu yerden sol elini kaldırdığında sloganlar atılıyor; sağ elini kaldırdığında daha başka sloganlar atılıyordu. Hayret edersiniz doğrusu! Devre arası oldu, taraftarlar yiyecek almak için gittiler ve çevremiz boşaldı, Amigo Şevki diye söze başladım.
“-Oturduğunuz yerden tribünleri nasıl yönlendirebiliyorsunuz?”
“-Ne iş yaparsınız? İstanbul’da mı oturuyorsunuz?”
“-Ankara’da ikamet ediyorum ve gazeteciyim…”
“-O zaman daha iyi oldu. Burası bizim mabedimiz, tezahüratlarımızla, attığımız sloganlarla takımımızı motive etmeye çalışıyoruz.”
“-Peki, küfürlü tezahürat da yapılıyor mu?”
“-Bütün takımlara, bütün taraftarlara saygılıyız. Amigo Şevki burada olduğu sürece ve özellikle bu tribünde kesinlikle küfürlü tezahürat olmaz. Fakat karşı tribünde arada bir oluyor, buna engel olamıyoruz.”
“-Amigo, bu işe yıllarını verdin, kulüpten bir çıkarın var mı?”
“-Benim köhne bir kamyonetim (pikap) var. Onunla geçimimi sağlıyorum. Sadece birkaç arkadaşımla beraber bilet ücreti ödemiyoruz. Bunu bile nimet sayıyoruz. Ayrıca Galatasaraylı olmayı bir şans olarak kabul ediyoruz.”
Maç bitinceye kadar Karıncaezmez’le beraberdim. Önemli anılarımdan biri de budur dersem hiç de mübalağa değil. Öylesine terbiyeli bir amigo öbür tarafa da gereklidir diye düşünenlerdenim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA